Dileriz Ki Kriz Kaosa Dönüşmesin
Oysa geliyorum diye adeta haykıran ekonomik krizi hala görmezlikten gelmek beraberinde büyük tehlikeleri de sürüklüyor.
ABD kaynaklı krizin yavaş yavaş bütün dünyayı saracağı, bu arada Türkiye'nin de bundan etkileneceğini öne sürenler, şimdi haklı olarak öne çıkıyor. Her şeyden önce, bütün dünyanın tam bir ekonomik kriz yaşadığını ve ''derin'' kaosun eşiğinde olduğunu kabullenmek gerekiyor. Ne var ki, krizin kaosa dönüşmemesi herkesin beklentisi oluyor.
Gerçekten de, dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz şayet kaosa dönüşürse, kimse dünyanın alacağı durumu düşünmek bile istemiyor. Bir yandan soğuk savaştan sıcağına geçilirken ve yüzlerce kişi can verirken, açlık salgını da, dünyayı kasıp kavurmaya namzet görünüyor. Bunca kargaşaya ve paniğe rağmen ''Türkiye'ye birşey olmaz. Biz hazırlıklıyız'' gibi söylemler ve iddialar hele resmiyete dökülünce ''inandırıcılık'' olgusu kendiliğinden kayboluyor.
Herkes biliyor ki, bir türlü önüne geçilmeyen ekonomik kriz şu veya bu şekilde Türkiye'yi etkiliyor. Geçen hafta da öne sürdüğümüz gibi, üstelik hem ekonomik krizle, hem de terörle uğraşmak gibi ''çifte yıkım'' veya yükün altında olduğumuz da biliniyor. Tabii ki, her iki ''bela''dan sıyrılmanın ve mümkün olduğu kadar moralimizin bozulmaması icap ediyor.
Sonuç olarak, kriz tehlikesini kabullenip, derhal bunun üstesinden gelme mücadelemizi topyekün vermemiz artık vazgeçilmez koşul görünüyor. Yoksa, krizlerde bile sallantı geçiren ülkeler ve tabiki Türkiye'nin, bir kaos karşısında ne kritik durumlara düşeceğini düşünmek bile korkunç oluyor. Unutulmamalıdır ki, kriz fırsat getirebileceği gibi, kaosa dönüşmesi daha elverişli bir süreç oluşturuyor.
![]()
kakin@ogunhaber.com
OGÜN/19-25.Ekim.2008/Sayı:95/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
ABD kaynaklı krizin yavaş yavaş bütün dünyayı saracağı, bu arada Türkiye'nin de bundan etkileneceğini öne sürenler, şimdi haklı olarak öne çıkıyor. Her şeyden önce, bütün dünyanın tam bir ekonomik kriz yaşadığını ve ''derin'' kaosun eşiğinde olduğunu kabullenmek gerekiyor. Ne var ki, krizin kaosa dönüşmemesi herkesin beklentisi oluyor.
Gerçekten de, dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz şayet kaosa dönüşürse, kimse dünyanın alacağı durumu düşünmek bile istemiyor. Bir yandan soğuk savaştan sıcağına geçilirken ve yüzlerce kişi can verirken, açlık salgını da, dünyayı kasıp kavurmaya namzet görünüyor. Bunca kargaşaya ve paniğe rağmen ''Türkiye'ye birşey olmaz. Biz hazırlıklıyız'' gibi söylemler ve iddialar hele resmiyete dökülünce ''inandırıcılık'' olgusu kendiliğinden kayboluyor.
Herkes biliyor ki, bir türlü önüne geçilmeyen ekonomik kriz şu veya bu şekilde Türkiye'yi etkiliyor. Geçen hafta da öne sürdüğümüz gibi, üstelik hem ekonomik krizle, hem de terörle uğraşmak gibi ''çifte yıkım'' veya yükün altında olduğumuz da biliniyor. Tabii ki, her iki ''bela''dan sıyrılmanın ve mümkün olduğu kadar moralimizin bozulmaması icap ediyor.
Sonuç olarak, kriz tehlikesini kabullenip, derhal bunun üstesinden gelme mücadelemizi topyekün vermemiz artık vazgeçilmez koşul görünüyor. Yoksa, krizlerde bile sallantı geçiren ülkeler ve tabiki Türkiye'nin, bir kaos karşısında ne kritik durumlara düşeceğini düşünmek bile korkunç oluyor. Unutulmamalıdır ki, kriz fırsat getirebileceği gibi, kaosa dönüşmesi daha elverişli bir süreç oluşturuyor.
OGÜN/19-25.Ekim.2008/Sayı:95/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.