Dikkat Kaygan Zemin!

Gerçekten de, başka bir ülke de, yüzde 47 oy alarak ''iktidar'' olmuş bir siyasi partinin kapatılmak üzere Anayasa Mahkemesi'ne dava edilmesinin yankılarının çok daha büyük olacağı herkes tarafından kabulleniliyor.

Böylesine ağır bir siyasi şokun, zaten küresel bir kimlikte bulunan ekonomik krizi daha da tetiklenmesini bekleyenler ''şimdilik'' yanılmış bulunuyor. Borsada görülen düşüş, döviz fiyatlarındaki yükselişin ''sarsıcı'' olmadığı anlaşılıyor.

Ne var ki, ''art arda'', büyüme hızının beklenilenden az çıkması, enflasyonun yükselmesi ve Standard and Poor's tarafından Türkiye'nin kredi görünümünün ''durağan''dan ''negatif''e çevrilmesi gelişmeleri, dikkatlerden kaçmıyor.

IMF'nin inceleme döneminin başlaması da ''normal'' olmasına rağmen, sürece ''tuz-biber'' ekiyor. Öte yandan, özel sektörün ve devletin dışı borcu gün geçtikçe yükseliyor. Cari açık almış başını gidiyor. Kredi kartları borçları nerdeyse başlı başına ''batak'' oluyor. İşsizlik zaten önlenemiyor. Ödenmeyen çek ve bonoların sayısı akıllara durgunluk veriyor.

Vatandaşın, eskilerin ''iştira gücü'' dedikleri satınalma gücü gün geçtikçe zayıflıyor. İthalat yine ihracatı solluyor. İşte bunca, siyasi ve ekonomik olumsuzluğa rağmen Türkiye hâlâ, kaosa sürüklenmiyorsa, buna ''şükretmek'' gerekiyor.

Ancak, siyasi ve ekonomik konjoktörün bir ''santim'' daha olumsuzlaşmaması icap ediyor. Zira, nereden bakılırsa bakılsın, zemin kaygan görünüyor.

 


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/06-12.Mart.2008/Sayı:67/Sayfa:06
OGÜNhaber