Çanakkale Geçilmez !

Gerçekten de ''Çanakkale geçilmez'' Şu veya bu şekilde geçmeye yeltenenlerin perişan durumu daima sergileniyor. ... Ve ''Çanakkale Destanı''nda bir Türk zabitinin profili devleşerek ''geçmeye'' çalışanlara her seferinde ''dur'' diyor. Çanakkale Zaferi, her yıl olduğu gibi yine ''coşkulu'' törenlerle kutlanmış bulunuyor.

Ne var ki, yediden yetmişe, her Türk'e Çanakkale ruhunu defalarca yerleştirmek gerekiyor. Özellikle, medyaya, gazetelere, yazarlara, çizerlere, yazıcılara büyük görevler düşüyor. Ne yazık ki ''ihmal'' edilen bu ''milli'' ve ''ulvi'' görevi yine ''Çılgın bir Türk'' gerçekleştiriyor.

Turgut Özakman'ın son eseri ''DİRİLİŞ-Çanakkale 1915'' yüreklere su serpiyor.

Türk sanat ve yazım dünyasının ''müstesna'' isimlerinden Turgut Özakman'ın ''DİRİLİŞ-Çanakkale 1915'' kısaca şöyle betimleniyor. ''Tarihin en eski milletlerinden biri, ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyordu.''
Gönüllerde taht kuran ''Şu Çılgın Türkler'' eserinden sonra ''DİRİLİŞ-Çanakkale 1915'' aslında zaman zaman silinen puslanan, yaşanan döneme de ışık tutuyor.

Kendini dünyanın jandarması sayan ABD'nin ''tehlikeli'' olduğu kadar ''şer'' olan ''Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'' Türkiye'yi de doğrudan doğruya veya ''dolaylı'' tehdit ederken, aslında ''Şu Çılgın Türkler''in büyük bir ''DİRİLİŞ''e ihtiyaçları olduğunu, her sağduyu sahibi vatandaşı her vatanını seven, en azından his sediyor hatta kabul ediyor.

 


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/23-29.Mart.2008/Sayı:65/Sayfa:06
OGÜNhaber