Bu Ülke Hepimizin!

Tekrarlıyoruz; Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve sosyal konjektürünün ''kırılgan bir hat üzerinde olduğu''nun asla unutulmaması hepimize düşüyor. Geçtiğimiz hafta bu sütunda ''Anayasa''nın 10. ve 42. Maddeleri'nin değiştirilmesi eğer Meclis'ten geçerse bunu demokrasinin bir ''cilvesi'' bu arada maddelerin Anayasa Mahkemesi'nde iptal edilmesini de ''Hukukun üstünlüğü'' olarak şimdiden, gönülden olsa da olmasa da ''kabullenmek icap ediyor'' şeklindeki görüşümüz artık daha önem kazanıyor. Gerçekten de, ''demokrasi'' ile ''hukuk''u karşı karşıya değil, birbirini güçlendiren mekanizmalar olarak kabullenmek gerekiyor. Ülkemiz ''derin'' bir sınavdan geçiyor. Her ne pahasına olursa olsun ''asgari müşterekler''de birleşip, zaten ''global tehdit'' altında bulunan gücümüzü yitirmememiz icap ediyor. ''Türban türbulansı''ndan kurtulmayı başarmamız halinde, hiçbir zaman ayrışmayacağımızı dost-düşman herkes biliyor. Türban girişimi veya eylemi ile Cumhuriyet'in temel ilkelerinin yıkılmayacağını, ''laik''liğin sarsılmayacağını önce kabullenmemiz sonra da ''kabul ettirmemiz'' artık öncelikli görevlerimiz arasında yer alıyor. ''Buluşmak'' istemiyen, ayrışan veya bunlara karşı kesin bir şekilde olmak istemeyenlerin de gideceği başka bir ''toprak'' bulunmuyor. İstesek de, istemesek de, aynı vatanda yaşamanın ''koşullarını'' sindirmemizden başka çıkar yol görünmüyor. Tam, ''türban'' gibi kavramlar, hiçbir zaman ''laik''lik için bir ''kemirme'' başlangıcı olabileceğini belleklerden çıkarmanın günleri yaşanıyor. Eğer, Meclis, ''türban''a ''yeşil'' ışık yakmış ve eğer yargı bunu durdurursa, artık yapılacak bir şey kalmıyor. Öncelikle, bunun zihinlere yerleştirilmesi, ''tartışmasız'' kabullenilmesi çözümü önümüze çıkıyor. Nerdeyse 1 asırlık ''sosyal uzlaşı''nın, yitirilmesinin kime ''fayda'' getireceğini ''peşinen'' kestirmek de mümkün görünmüyor.

 

kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/10-16.Şubat.2008/Sayı:59/Sayfa:06





Haberin gazete baskısı için tıklayın.
OGÜNhaber