''Boşluk'' Daima Doldurulur

Öncelikle ''menfur'' saldırıyı nereden gelirse gelsin, şiddetle ve nefretle ''kınamak'' gerekiyor. Sonra da, ''alçakça'' saldıran herkesin payına düşen sorumluluğu alması ve ''vicdan muhasebesi'' yapması icap ediyor.

Tabii ki, her şeyden önce, sözde dostumuz ve müttefikimiz ABD'nin ''derin'' sorumluluğu akla geliyor.

Bu arada, ülkede yaratılan kaosun doğurduğu boşluğun nasıl doldurulabileceğinin sinyallerini görmek, bütün Türk Milleti'ne kalıyor. Gerçekten de, ''boşluk'' daima şu veya bu şekilde dolduruluyor.

Dünyadaki krizin perişan ettiği ekonomimizin durumu ortadayken, demokratik bir rejimde, hukuksal birer süreç olan ''Ergenekon soruşturması'' ve ''Ak Parti'nin kapatılması'' olaylarıyla ''boşaltılan'' gündemin doldurulma refleksi kendiliğinden doğuyor.

Bunca gelişme ve olay varken, biraz da medyanın tesiri ile bu iki sürece bağlanan Türkiye'nin ne yapıp yapıp, ''sarmaldan'' kurtulması ''öncelikli'' ağırlık taşıyor.

Her iki gelişmede yargı döneminin yaşandığı sanki unutuluyor. Kaldı ki, son baskın, beraberinde çeşitli uyarılar da getiriyor. En azından, Orta-Doğu'da havanın iyice kızıştığı bir dönem yaşanıyor.

Daha doğrusu, İran yine gündemi zorluyor. Üstelik Türkiye'nin herhangi bir İran-İsrail veya İran-ABD çatışmasında alacağı durum, takınacağı tavır büyük bir önem taşıyor.

Hatta belki bazı ''komplo teorisyenleri'' Ergenekon soruşturmasını ki, şimdi ''dava'' halini alıyor, bu sürece dâhil ediyor. Sonuç olarak, hain saldırıyı kim yaptırdı sorusuna gelince, ortalık karışıyor. Kimilerine göre, Ergenekon kokusu bile burunlara geliyor.

İran, İsrail, ABD ve PKK art arda sıralanıyor. En güçlü aday ise, El Kaide kalıyor. Nereden gelirse gelsin, ne yazık ki Türkiye'deki boşluğun yakaladığı ortaya çıkıyor.

 


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/13-19.Temmuz.2008/Sayı:81/Sayfa:06



Gazete baskısı için tıklayınız. 
OGÜNhaber