Özellikle tarihi günlerde milli bayramlarda da Atatürk özlemi kendini daha da hissettiriyor.
Buralı olsa da, bir coşku bütün vatanı adeta sarıp sarmalıyor.
Zaten büyük öndere gösterilen saygı yıllardır sürüp gidiyor. Hatta, ara sıra, maksatsız dahi olsa Mustafa Kemal Atatürk'e ‘'karşı'' gibi görünen her hareket, her davranış hele her ‘'eylem'' büyük yankılanmalara neden oluyor.
Gazetecilik mesleğimiz, Atatürk'ün görev yaptığı, kahramanlıklar gösterdiği, hayati kararlar verdiği, tedavi gördüğü, okuduğu ve doğduğu yerleri görüp, incelememizi ve dolayısıyla daha da gururlanmamızı ortam hazırlamış olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.
Gerçekten de özellikle Şam, Trablusgarp, Manastır ve Selanik'te yaşadığımız anlar daima hafızalarımızı süslüyor. Hayatımıza ‘'anlam'' veriyor.
Her biri tarihi değere sahip olan mekanların, en ‘'ilgi'' çekeni tabi ki, Atatürk'ün doğduğu Selanik'teki ev oluyor.
Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen, Selanik'teki 10 Kasım sabahı, tarafımızdan daima hatırlanıyor, ‘'buruk'' bir coşkuyla anılıyor.
Büyük önder Mustafa Kemal ‘in Selanik ‘teki evini, sekiz yıl önce ziyaret ederek, manevi huzurunda saygıyla durmuş, ruhuna ‘'Fatiha'' okumuştuk.
Her Selanik'teki evi hatırlarken, Atatürk'ün zarif giysileri, kullandığı el yapımı masa, iskemle, koltuk gibi eşyalar gözümüzün önünden geçiyor.
Hatta, büyük önderin masasına oturmuş bir yandan Türkan Akın'la fotoğraf çekilirken öte yandan da, çalıştığımız gazeteye yetiştirmek üzere günlük yazımızı kaleme almıştık.
Gerçekten de, Atatürk sevgisi insanın gönlüne bir düştü mü, zamanla olgunlaşıyor ve yıllar geçse de kaybolmuyor,
Evrensel niteliklere sahip, büyük önder Atatürk, sadece biz Türkler değil, bütün dünyada da, çoğunlukla anılıyor ve sayılıyor.
Her şeyden önce, tarihi ‘'Milli Mücadele Lideri'' olarak geçen Atatürk'ün ikinci niteliği ‘'Çağdaşlaşma Lideri'' olması, en büyük eseri ise ‘'Cumhuriyet'' gösteriliyor.
YÜZYILIN DEHASI Atatürk'ün derinliğini anlatmak veya anlamak için ‘'Milli mücadele'' sürecini ve Cumhuriyet'i inceleyenler, yüzyılın bir dehası ile karşılaşıyor.
Yanlış ve lüzumsuz abartmalardan arındırılmış bir Atatürk'ü yeniden bütün dünya ya tanıtmanın tam zamanı yaşanıyor.
Türkiye'nin böylesine büyük ve muhteşem referansa ihtiyacı her zamankinden daha fazla bulunuyor.
Gerçekten de, dış ve iç düşmanlar yeni Atatürklere ihtiyaç duyulacak kadar Türkiye'ye ‘'Kritik'' günler yaşatıyor.
Unutulmamalıdır ki, her türlü ''ahval ve şeraitte'' Atatürk'ün, yaktığı meşale yolumuzu aydınlatıyor.
Bu arada, Mustafa Kemal Atatürk'e sadece belirli kitlelerin sahiplenmemesi, tekellerinin altına almaman da icap ediyor.
Üstelik, Atatürk'e saygı duruşunda bulunmanın ötesinde, dua edelim, Fatihalar okuyalım.
kakin@ogunhaber.comCRA-12.Kasım.2008 Çarşamba - 18:12:07
Gazete baskısı için tıklayınız.