Zemzem

Hac görevi yerine getirilirken, veda tavafından ve iki rekat namazdan sonra Kabe'ye bakarak zemzem içmek ve kendi üstüne dökmek sünnettir. Şifa verici bir özelliği olduğu yolunda söylenenler zemzeme daha büyük bir önem verilmesine yol açmıştır. Bu nedenle hacılar Mekke'den ayrılırken armağan olarak vermek üzere yanlarında zemzem götürürler. Ziyarete gelenlere ikram edilen zemzem kıbleye dönülerek ayakta ve besmeleyle içilir.

Hz. İbrahim (a.s.), Cenab-ı Hakkın emri üzerine hanımı Hacer validemizi ve henüz süt emmekte olan oğlu Hz. İsmail'i bugünkü Zemzem kuyusunun bulunduğu yere bıraktı. O tarihte Mekke'de hiçbir insan yaşamıyordu. İçecek su da yoktu. Hz. İbrahim, hanımı ve oğlu için biraz hurma ve bir miktar da su bırakarak oradan ayrıldı. Yiyecek ve içeceğin bulunmadığı bu ıssız yerde kalmak Hz. Hacer'e çok zor geldi. Ancak, kendilerini oraya bırakmasını Hz. İbrahim'e Cenab-ı Hak emrettiğine göre düşünmek yersizdi. Çünkü, rızkı veren Allah elbette kendilerinin durumunu da görüyordu.  Bir müddet sonra Hz. İbrahim'in bıraktığı su bitti. Hz. İsmail ağlamaya, su istemeye başladı. Annesi ne yapacağını şaşırdı. Süt yok ki emzirsin, su yok ki içirsin. Hz. İsmail'in ağlamalarına daha fazla dayanamadı. Safa Tepesine çıktı. Birini görebilmek ümidiyle sağa sola baktı. Kimseyi göremeyince de Safa ile Merve arasında koşmaya başladı. Yedinci defa Merve'ye çıktığında bir ses işitti. Zemzem Kuyusunun yanında Hz. Cebrail'i gördü. Cebrail (a.s.) kanadıyla (bir rivayette ayağıyla) yeri kazıyordu. Nihayet su göründü. Hz. Hacer buna çok sevindi. Suyun aktığını görünce, “Dur, dur” manasında “Zem zem” dedi ve su akmasın diye önünü kesti, havuz gibi yaptı.Bir taraftan da testisini dolduruyordu. Suyu aldıkça yerinde kaynıyordu. Testisi dolduktan sonra sudan içti ve Hz. İsmail'i emzirmeye başladı. Bu arada Cebrail (a.s.), Hacer'e hitaben:

Zemzem, çok mübarek ve gıdalı bir sudur. Hz. Hacer ve Hz. İsmail, uzun müddet yemek yemeden bu suyla idare ettiler. Bir hadiste Peygamber Efendimiz Zemzem'in bu hususiyetine işaret etmiştir

Suyun insanlar için öneminin Enbiya Suresi'ndeki bir ayette, "Canlı olan her şeyi sudan yarattık" şeklinde ifade edildiğini anlatan Şen, zemzem suyunun öneminin, İslamiyetin kabulü ve Hz.Muhammed 'in (SAV) zemzem suyunu içmesiyle, bunun bir sünnet haline gelmesinin ardından daha da arttığını dile getirdi.

Zemzem suyunun Hz. İbrahim'den başlayarak Hz. İsmail'in, Hacer annemizin ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in de içmesinden dolayı kutsal sayıldığına, ancak Kur-an'ı Kerim'de zemzemle ilgili bir ayetin olmadığına dikkati çeken Şen, insanların zemzem suyuna verdiği önemden dolayı bazı farklı inanışların da olduğunu söyleyerek, "Mesela 'zemzem suyu içildiğinde böbreklerden gitmez' diye bir inanış var. Bu bizim insanımıza has bir inanış. Öyle bir şey olmaz. Kutsal topraklara gittiği zaman, insan çok terlediği için belki az idrara gidebilir. Zemzem suyu böbreklerden geçer ve idrara da geçer. O da bir yeraltı suyu"  

Yüce Kitabımız olan Kur an’ı Kerim,hiç bi ayetinde ZEMZEM diye bir sudan bahis etmez Kur-an da geçmediği ve tek bir ayette bahsi mevzu edilmediği halde bukadar kutsanması çok düşündürücüdür. Zaten bu tür kutsamalar İslam öncesindeki cahiliye dönemine ayit kırıntılardır. Zemzem  de bunlardan irtanesidir,İslam dininin yegane kaynağı olan Kur-an bu konuda bize bir emir tavsiye yahut en küçük nokta ile işaret dahi etmemektedir. Dolayısı ile zemzem suyu gizemi, sırrı diye tüm yazılanlar aslında sonradan İslam dinine atf edilmiş uygulamalardır.
OGÜNhaber