Roş Aşana'da çalışmak yasaktır. Günün büyük bölümü sinagogda duada geçer, günlük olağan ibadet biraz daha uzun sürer.
Yahudilerin çoğu için Roş Aşana bir içgözlem, kendine bakış, geçmiş yılın hatalarını gözden geçirme ve yeni yılda yapılması gereken değişiklikleri planlama zamanıdır. Aile bireylerinin bir araya gelip birlikte yemek yemesine vesile olur. Bu bayramda, tatlı bir yeni yılı temsilen bala batırılmış elma yemek adettir. Ayrıca yeni yılda iyi dileklerin bol ve bereketli olması için nar da yenir. Diğer bir yaygın uygulama ise ilk günün sonunda su kenarına gidip, günahları simgesel olarak suya atma eylemi "Taşlik"dir.
Yom Kipur
Roş Aşana'dan sekiz gün sonraya denk gelen Yom Kipur Yahudi takviminin en önemli bayramıdır. Bazen başka hiç bir geleneği yerine getirmeyen birçok Yahudi bu gün suresince çalışmaz, oruç tutar ve sinagoga gider.
"Yom Kipur" "kefaret, günah çıkarma günü" anlamını taşır. Ruhun arındırıldığı, geçmiş yılın günahları için özür dilendiği bir gündür. Yom Kipur'da sadece Tanrı'ya karşı işlenmiş günahlar af olur; başkalarına karşı işlenilenler değil. Kişiye yapılan günahlardan kurtulmak için önce öbür kişiden özür dileyip yanlışları düzeltme yolu aranır. Bu, Yom Kipur'dan önce yapılmalıdır.
Yom Kipur aynı Şabat günü gibidir, hiç bir iş yapılamaz. Yahudiler o gün yemek yememeli ve (su dahi) içmemelidir. Bu, önceki akşam güneş batmadan başlayıp ertesi gece biten 25 saatlik bir oruçtur. Talmud'ta ayrıca daha az bilinen başka kısıtlamalar da vardır. Yıkanmak, kozmetik veya parfüm gibi maddeleri vücuda sürmek, deri ayakkabı giymek ve cinsel ilişki Yom Kipur'da yasaktır.
Her zamanki gibi bu kısıtlamaların her hangi biri, hayati veya sıhhi tehlike karsısında kaldırılır. Hatta dokuz yaşından küçük çocukların ve loğusaların (hamilelik süresince ve doğumdan 3 gün sonrasına kadar) oruç tutması kendileri istese bile yasaktır. Bayramın büyük bölümü sinagogda duayla geçer. Bu bayramda saflığı simgeleyen beyaz giysiler giymek adettir, insanlara günahlarının kar gibi paklanacağını hatırlatır. Bazı erkekler, ölülerin birlikte gömüldüğü uzun beyaz gömlek (kitel) giyerler.
Pesah (Hamursuz bayramı)
Hamursuz bayramı, Yahudi takviminin Nisan ayının 15'inde kutlanır. Tarihi ve zirai önemi olan üç büyük bayramın birincisidir (diğer ikisi Şavuot ve Sukot'tur). Zirai yönden İsrail'deki hasat mevsiminin başlangıcını temsil ettiği halde bayramın bu yönü fazla dikkate alınmaz. Pesah'ın öncelikli kutlaması, nesiller boyu süren kölelikten sonra Mısır'dan çıkış ile ilgilidir.
Pesah sözcüğü İbranicede "geçmek veya atlamak" anlamında bir kökten gelir. Yahudi inanışına göre, Mısırlıların ilk doğan çocuklarını öldürmeye gelen Tanrı'nın Yahudi evlerini atlamasını simgeler. Pesah ayrıca bu bayramda Kudüs'teki tapınakta kurban edilen kuzuya verilen addır. Bu bayram Bahar Bayramı olarak da anılır.
Pesah'la ilgili en belirgin gelenek Yahudi evlerin "Hamets"ten (mayalı hamur) arındırılmasıdır. Bu, Yahudilerin Mısır'dan aceleyle çıkarken ekmeklerinin mayalanmasına bile vakitleri olmadığını hatırlamak içindir. Ayrıca insanların içindeki "şişliğin" (kendini beğenmişlik, gurur) simgesel olarak çıkarılmasıdır.
Pesah'ta yenilen buğdaydan yapılmış mamulün adı "Matsa"dır (hamursuz). Matsa mayasız ekmektir, un ve su karışımını çok çabuk pişirerek yapılır. Yahudilerin Mısır'dan kaçarken aceleyle pişirdikleri ekmek budur.
Pesah'ın ilk gecesi Yahudiler aileleriyle birlikte, kendilerine hürriyetin önemini ve "köleliğe hayır" dediklerini hatırlatan, pek çok ritüelin uygulandığı bir yemek yerler. Bu bayramın diğer önemli bir mesajı da bütün yabancıları evine kabul etmektir, çünkü bu onlara atalarının Mısır'da yabancı olduklarını hatırlatır. Bu yemeğin adı, İbranice anlamı "düzen" olan "seder"dir çünkü bu gece Yahudilerin hikâyesi belli bir düzen'de anlatılır. Pesah yedi gün sürer. Baştaki ve sondaki günler çalışmak yasaktır.
Sukot Bayramı
Sukot bayramı Yom Kipur'dan beşinci günde başlar. Yılın en kutsal, en vakur bayramından en neşe dolu olanlardan birine geçiştir.
Tarihi yönden Sukot, İsrailoğullarının çölde geçici barınaklarda yaşayarak dolaştığı kırk yılı temsil eder. Zirai olarak Sukot hasat bayramıdır. Sukot kelimesi ‘çardaklar' anlamına gelir ve "geçici barınaklara" gönderme yapmak için kullanılır. Yahudilere bu bayramda, çölde geçirdikleri kırk yılı hatırlamak için, çardakların altında yaşamaları buyrulmuştur. Yahudiler antik Filistin topraklarından kovulduklarından beri Kudüs'e dönüp yıkılan kutsal tapınaklarını tekrar inşa etmek hayaliyle yaşadılar. Sukot yedi gün sürer. Birinci ve ikinci günler çalışmak yasaktır.
Işıklar Bayramı Hanuka
Yahudilerin "yeniden adama" bayramı Hanuka, ayrıca ışıklar bayramı olarak da bilinir ve Yahudi takviminin Kislev ayının 25inci gününde başlayıp sekiz gün sürer. Büyük dini simgesi açısından değil, Noel bayramına yakınlığı yüzünden Batıda en çok bilinen Yahudi bayramıdır. Yahudi olmayan birçok kişi bu bayramı Yahudi Noel'i olarak düşünür.
İbranicede "adama" veya "kutsama" anlamına gelen Hanuka, Yunan hükümdarı Antiokus IV'ün askerlerinin kutsiyetini kirlettiği Kudüs'teki kutsal tapınağın tekrar adanmasına işaret eder. Bir günlük yağın mucizevî bir şekilde sekiz gün yanmasını kutlar. Talmud'a göre, Yahudilerin Antiokus'un askerlerine başkaldırısının ardından tapınağı tekrar ithaf ettiklerinde ebedi ateşi yakmak için kullanılan kutsal yağdan sadece bir günlük yağ kalmıştı. Bir mucize sonucu bu yağ yenisi hazırlanana kadar sekiz gün boyunca yanmaya devam etti.
Hanuka Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot ve Pesah kadar önemli bir dini bayram değildir. Tek dini geleneği kandil veya mum yakmaktır. Mumlar, Menora ya da Hanukiya denilen dokuz kollu özel bir şamdanda, her gece için bir mum, ayrıca bir de onlara "hizmet" eden "şamaş" (hizmetkâr) yakılır.
Purim
Purim Yahudi takvimindeki en neşeli bayramlardan biridir. Yahudilerin eski İran'da yok edilmekten kurtulmalarını kutlar. Purim'in hikâyesi Eski Ahit'te "Ester'in Kitabı"nda anlatılır. Hikâyenin kahramanları eski İran'da yaşayan çok güzel bir genç Yahudi kızı olan Ester'le onu kızı gibi yetiştirmiş olan kuzeni Mordehay'dır. Ester İran kralı Ahaşveroş'un sarayına gelin gider. Ahaşveroş Ester'i bütün öbür kadınlarından daha çok sever ve onu kraliçe yapar. Bu süre içinde Mordehay'ın tavsiyesi ile kimliğini saklamış olan Ester'in Yahudi olduğunu bilmez. Hikâyedeki kötü adam Kral'ın bencil ve kibirli veziri olan Aman'dır. Aman, kendisinin karşısında eğilmeyen Mordehay'dan nefret eder ve bu nedenle bütün Yahudileri cezalandırmayı planlar. Kral'a, "Hükmettiğiniz diyarlarda kendi halkınızın içinde, farklı kanunlarla yaşayan ve Kral'ın kanunlarına boyun eğmek istemeyen bir zümre var. Bu kişilere hoşgörü Kralımıza yakışmaz." deyince Kral Yahudilerin kaderini Aman'a bırakır. Aman da bütün Yahudileri öldürmeyi planlar.
Durumu öğrenen Mordehay Ester'i Yahudiler adına Kral'la konuşmaya ikna eder. Bu durum Ester'i tehlikeye atar çünkü Kral'ın karşısına çağırılmadan çıkmanın cezası çoğunlukla ölümdür. Ester kendini hazırlamak için üç gün boyunca oruç tuttuktan sonra Kral'ın karşısına çıkar. Kral onu sıcak karşılar. Ester daha sonra Kral'a veziri Aman'ın Yahudilere karşı entrikasını açıklar. Yahudiler kurtulur ve Aman Mordehay için hazırlatmış olduğu darağacına asılır.
Purim genellikle Mart ayına düşen, Yahudi takvimindeki Adar ayının 14'üncü gününde kutlanır. 13 Adar tarihi Aman'ın Yahudileri öldürmeyi planladığı, Yahudilerin hayatlarını kurtarmak için düşmanlarıyla çarpıştıkları gündür. Artık yıllarda iki Adar ayı olduğundan, Purim ikinci Adar ayında, Pesah'tan bir ay önce kutlanır. Purim sözcüğü "kur'a" anlamına gelir ve Aman'ın katliamın gününü saptamak için seçtiği kur'ayı temsil eder.
Purim'de karnavalvari kutlamalar yapmak, temsil ve parodiler sahnelemek gelenekseldir. Purim'de diğer bayramlarda olan kısıtlamalar yoktur ancak bazı kaynaklara göre bayrama saygı olarak iş yapmamayı önerir.