Saray, günümüzde müze olarak kullanılır. Versailles sarayı çok geniş planlanmış olması yönüyle tipik Fransızdır. Roma İmparatorluğu'ndan sonra ilk defa bu sarayda büyük ölçüler kullanılmıştır. Bunun sebebi ise zengin ve merkezi krallık yönetimiydi. İtalya, Almanya ve İngiltere'de siyasi ortamlar farklı oldugu için Versailles sarayı gibi saraylar uzun süre yapılamadı.
Sarayın ilginç bir özelliği olarak yapımında tuvalet veya banyo düşünülmemiştir. Bunun sebebi o zamanki asillik anlayışında, asillerin istediği yerde ihtiyaçlarını giderebileceğidir. Bu sebeple Avrupa'da yaygın olarak Versailles sarayının kokusunun "Avrupa'daki tüm saraylardan eşsiz" (Memoirs: Duc de Saint-Simon )olduğu söylenirdi. 1768 yılına kadar da sarayda işleyen tuvalet yoktu. 1789 yılında Fransız Devrimi'nden sonra bütün sarayda sadece 9 tane tuvalet vardı ve bunlar sadece kral ve yakın aile üyelerine aitti. Sarayın geri kalan çalışanları lazımlık kullanırdı ve bu kokular daire ve genel atmosfer ile çalışanların giysilerini tamamen sarardı. Yasaklanmış olmasına rağmen lazımlıklar genellikle çalışanlar tarafından oda pencerelerinden dışarı boşaltılırdı.
Yapım aşamaları
Sarayın inşaatına XIII. Louis çağında başlanmıştır. Sarayın gelişiminde genel olarak 4 aşama görülür.
XIII. Louis tarafından yaptırılan tuğla ve taştan küçük av köşkü.
XIII. Louis tarafından yaptırılan köşk Le Vau tarafından biraz büyütüldü.
XIV. Louis köşkü çağın ünlü mimarı Jules Hardouin-Mansart tarafından tekrar büyüterek saraya bugünkü klasik şeklini verdirdi.
XV. Louis zamanında Ange-Jacques Gabriel saraya avlu kanatlarını ilave etti.
Versailles, Fransız barokunun sonu ve klasik üslubun başıdır. Louvre gibi Fransız tarihini özetler. Versailles sarayının bahçe tarafındaki cephesi Le Vau‘nun son eseridir ve en klasik Fransız mimarisine örnek olmuştur. Mermer avlu çevresinde üç farklı bina gurubu vardır. 14.Louis bu küçük şatoyu muhafaza etmek istediğinden mermer avluya iki kanat ilave ettirmişti. Binanın merkezinde bahçelerin aksına göre ayarlatmıştır.Mimar J.H. Mansart , Le vau ‘nun merkezde kalan binasını tamamlamak görevini üstüne alınca bahçe tarafında Le Vau tarafından yaptırılmış terası kaldırarak binanın planına birlik kazandırmıştır.Mansart ‘ın klasik rasyonalizmine göre degişen binada yan kanatlar inşa edilmiştir.Mansart saray binasında Le Vau ’nun elevasyonunu muhafaza etmiş fakat cephe bu son şekliyle 540 m. Uzunluğuna ulaşmıştı. İç mekân dış cepheden daha başarılıdır. Sarayın içindeki tören odaları uzun bir aks üstüne dizilmiş olup birbirlerine açılırlar. Bütün saray kralın; yatağı, odası ve dairesi etrafında düzenlenmişti. Hanedan prenslerinin, saraylıların daireleri, bakanların büroları, kabul, eğlence, tapınma ve gezinti yerleri kesin bir plan ve perspektif kombinasyonu içerisinde düzenlenmişti. Sarayın en önemli yerlerinden ikisi Aynalar Galerisi ve Şapeldir.
Aynalar Galerisi
Kaldırılan merkezi terasın bulunduğu yere yapıldı , merkezi bloğun , esas tarafındaki bütün uzunluğu kaplar. İç dekor Le Brun tarafından yapıldı. Sakin bir barok ve trompe-L’oeil kullanıldı. Bu galeri saraya yumuşak bir barok hava getirmiştir.Bütün duvar uzunluğu boyunca kullanılan aynalar sayesinde sağır duvarda pencereli duvar kadar aydınlık olması sağlanmıştır.Galeri bundan başka yeşil mermerle kaplanmıştır. Salonun tavanındaki resimler Le Brun'un eseridir. 1782'de kurulan ABD ile İngiltere arasındaki anlaşma ve I. Dünya Savaşı sonunda, mağlup Almanya ile müttefikler arasındaki anlaşma bu salonda imzalanmıştır.
Şapel
Strüktür olarak binaya kaynamamıştır, fakat iç mekân olarak çağın en başarılı örneğidir. Aix şapelinde olduğu gibi, kare payeler ve kemerlerden meydana gelen bir alt strüktür üstünde ince sütunlar yükselir. Oval yarım oval planlı şapelin ışığı galeri ve kelerestori pencerelerinden gelir. Şapelin dekorasyonu bir sonraki rokay çağının mimari üslubunun habercisidir. Planı bozmayan hafif kabartmalar, onu aralıklarla canlandırarak rokay üsluba öncülük ederler. Org dekorasyonunuz zenginliği tipik baroktur, detaylarda ise gotik çağda olduğu gibi pitoresk araştırmaların geri geldiği görülmektedir.
Peyzaj ve Bahçe
Versailles sarayının peyzaj mimarı, aynı zamanda Vaux sarayının peyzaj mimarı olan André Le Nôtre dur. Le Notre ‘un planı sarayın batısındaki Versailles kasabası tarafından başlar. Paris ve Saint-Cloud’dan Versailles gelen üç yolda sarayın ön avlusundaki kralın atlı heykeline doğru yönelmişlerdir ve üçü de bu alanda birleşirler. Rönesans ve barok mimarilerinde o kadar önemli olan merkezi plan en müsait uygulama asrın en önemli örneği olmuştur. Kasaba üç geniş cadde tarafından bölünür, diğer yollarda dik açılarla kesişirler. Sarayın kasabaya bakan cephesinde, ahırlar ve servis avluları bulunmaktadır.Dekoratif bahçe çok akıllıca arka tarafa yerleştirilmiştir. Büyük kanalın çevresine toplanmış olan asimetrik planlı arka bahçe sonradan yapılan şehircilik planlarında da etkili olmuştur. Haç şeklinde olan Büyük Kanal, 2 mil uzunluğunca ormanlar arasından geçiyordu. Ağaçlar arasında, sonsuz paralel veya radyal yollar bunların etrafında budanarak şekillendirilmiş yeşillikler tarafından sınırlandırılan çiçek paralelleri, su bahçeleri, merdivenler ve köşkler vardır. Bahçenin Barok planı tabiata böylesine hükmetmekle, büyük kralın şanını da belirtmiş oluyordu. Zira Büyük Kanaldan saraya uzanan büyük caddenin aksında kralın yatak odası vardı ve bu oda aslında kompozisyonun merkeziydi. Geniş teraslamalar, yolların perspektivlemeleri, bitkilerin ağaçların düzeni, su oyunlarının hepsi bir geometrik düzen içerisindedir. Le Notre amacını gerçekleştirmiş ve tabiata hakim olmuştur.