Önünde üç kemerli ve küçük kubbeyle kapatılmış bir son cemaat yeri ve bunun çevresinde üç yandan sütunlara dayanan önde yedi, yanlarda üçer kemerli, eğimli bir çatı ile örtülü revak bulunmaktadır.
Caminin kuzeybatı ve kuzeydoğu köşelerinde iki ince minare yer alır. Ön tarafta bulunan avlunun sağında ve solunda olmak üzere semer kemerli on ikişer küçük kubbeyle örtülü revaklara açılan altışar hücre bulunmaktadır. Ayrıca batıda küçük bir mescit bulunmaktadır.
VI. Mehmed
VI. Mehmed Vahideddin (Osmanlı Türkçesi: واحد الدين, Vâhidüddîn, Mehmed-i Sadis) (d. 2 Şubat 1861, İstanbul – ö. 15 Mayıs 1926, San Remo).Osmanlı İmparatorluğu'nun 36. ve son sultanı ve 115. İslam halifesidir. Sultan Vahidettin'den sonra Padişahlık kaldırılmış, fakat İslam Halifeliği saltanatı Abdülmecit tarafından devam ettirilmiştir.
1918 yazında ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı'nı en az hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913'ten beri imparatorluğa egemen olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak. Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle tanınan Mustafa Kemal Paşa'yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı.
8 Ekim 1918'de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşabaşkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren Mondros Mütarekesi'ni 30 Ekim 1918'de imzalandı. İzzet Paşa'nın "artçı" kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan sonra istifası üzerine Padişah diplomat Ahmet Tevfik Paşa'yı 13 Kasım'da sadrazamlığa getirdi.
Türkiye'den ayrılışı ve sürgün yılları
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de İzmir'in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf Devletlerininaskeri işgali altındaydı. 6 Ekim'de TBMM ordusunu temsilen Refet Bele komutasındaki bir askeri birlik İstanbul'a girdi. Bu günlerde basın organları Vahideddin aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular. Padişah Vahdettin'in Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalamasının ve Milli Mücadele karşıtı tavırlarının, son padişahın vatan haini olduğunu açıkça göstermekte olduğunu düşünen halk arasında bazı gruplarca hakaret ve tehdit içeren gösteriler yapıldı.
Saltanatın Kaldırılması
1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, çıkardığı iki maddelik bir kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım'da son sadrazam Ahmed Tevfik Paşa istifa etti. 5 Kasım'da Refet Paşa, Babıali'deki bakanlıklara gönderdiği bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı Vahdettin, küçük oğluMehmet Ertuğrul ve hareminin mensuplarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi'nde demirlemiş olan HMS Malaya adlı İngiliz zırhlısı ile Malta'ya gitti.
İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan ayrıldı.
Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
Sultan Vahdeddin'in mezarı
Sultan Mehmed Vahdeddin, Sultan Selim Camii'nin bahçesine gömülmüştür. Vahdettin'in son arzusu vatan topraklarında gömülmekti ama bu mümkün olmadı. Bunun yerine Şam'daki Selâhaddin Eyyubi Türbesi'ni seçmişti ve bu son arzusuydu. Fakat burası da dolu olduğundan, devrin Suriye Devlet Başkanı Ahmed Nami Bey, cenazenin Sultan Selim Camii'nin bahçesine gömülmesini sağlamıştır. Sonraki yıllarda Osmanoğlu ailesinin diğer bazı fertlerinin de buraya gömülmesiyle caminin bahçesi bir Osmanoğulları Aile Mezarlığı halini almıştır.