Nehrin en uzaktaki kaynağı Burundi'deki Doğu Afrika Göller Bölgesi'ndeki Kagera Nehri olarak doğar ve Tanzanya, Ruanda ve Uganda sınırlarını oluşturarak Victoria Gölü'ne katılır. Dünyanın en uzun ve en büyük nehri kabul edilen Nil nehri verimli araziler üzerinde binlerce yıl dünyanın en büyük medeniyeti olan mısır medeniyetine hayat vermiştir arkeoloji, yerleşme ve turizm açısından da ilgi çekicidir. Ayrıca nehrin periyodik olarak taşması da çeşitli keşif ve icatlara sebep olmuştur.
Asıl Nil nehri bu gölden
Victoria Nili olarak çıkar. Kyoga ve Albert Göllerinden geçtikten sonra Albert Nili olarak yoluna devam eder. Nimule'de Sudan'a giren nehrin ana kolu, Melekal yakınında Bahrü'l Gazal ve Sobat Nehirleriyle birleştikleri yere kadar Bahrü'l Cebel, Mavi Nil Nehri ile birleştiği yere kadar da Beyaz Nil Nehri olarak anılır. Mavi Nil Etiyopya'nın orta kesiminde doğar ve Beyaz Nil'e Hartum yakınlarında doğu kıyısından katılır. Mısır'daki taşkınlara yol açan suyu ve bereketli çamuru Mavi Nil getirir. Asıl Nil son büyük kolu olan Atbera nehrini Hartum'un kuzeydoğusunda ve doğu kıyısından alır. Daha sonra kuzeybatıya doğru geniş bir S çizer. Bu arada üç çağlayanı aşarak
"Nasır Gölüne" katılır. Bu gölü oluşturan Assuan Barajı'nın aşağısında Mısır içlerinde kuzeye doğru akar ve Kahire yakınlarında
"Nil Deltası"nı olusturur ve İskenderiye ile Dimyat tan Akdeniz'e dökülür.Denize dökülen yer olan ağız kısmı yaklaşık olarak 300 km uzunluğundadır.
Mısır'da Nil Nehri'nin sulama amacıyla kullanılması çok eski bir geçmişe dayanır. 19. yüzyılda baraj ve kanalların yapımı ile daha geniş bir alanda ve sürekli sulama olanağı sağlanmıştır. Nil nehri üzerinde bulunan Assuan Barajı hem sulama, hem de elektrik üretiminde Mısır için hayati bir önem taşımaktadır. Nil nehri tarih boyunca ve günümüzde taşımacılıkta da yoğun olarak kullanılmaktadır.
Nil Nehri’nin her yıl aynı dönemde taşması bilinen bir gerçektir ve bu tarih, sene başı yapılarak bir takvim meydana getirilmiştir. İki taşma arası 365 gün olarak hesaplanmıştır. Her yıl hazirandan ekime kadar su seviyesi yükselerek taştığından ve etrafa büyük zararlar verdiğinden su taşkınlarını önceden haber vermek lüzumlu hale gelmişti. Abbasi halifesi El-Mütevekkil (M.847-861) bu meseleye bir hal çaresi bulmak üzere devrin tanınmış bilim adamı El-Fergânî’yi M.861 yılında Fustât’a (Kahire) gönderdi. El-Fergânî, buradaki tetkikleri neticesinde, Nil’in yükselişini ve taşmasını önceden haber verecek bir alet yaptı. Bu ölçüm aletine de
“Mikyâs’ül Cedîd” ismini verdi. Günümüzde dahi kullanılan bu aleti, dünyada ilk defa, büyük bilgin ve âlim El-Fergânî icat etmiştir.
Nil’de yıl boyu meydana gelen değişiklikleri tespit etmek için, nehir boyuca kayalara ve nehir kenarındaki yapılara seviye işaretleri konulurdu. Bu işaretlere göre suyun seviyesini ölçen ve kendisine “Sahib-i Mikyâs” denilen bir de görevli bulunurdu. Bu şahıs, her gün suyun seviyesini ölçüp sultana bildirir ve sonra da Kahire sokaklarında halka ilan ederdi.
Muhtemelen MÖ. 3. yüzyılda inşa edilmiş olan Nilometre, bin yıl boyunca Nil Nehri’nin su taşkınları sırasında seviyesini hesaplamak ve vergileri hesaplamak için kullanılmış. Bu cihazlara Antik Mısır’da oldukça az rastlanıyor.
Firavunlar döneminde Nilometre’nin vergi artışını hesaplamak için kullanıldığını ve muhtemelen Helenistik dönemde de bunun söz konusu olduğunu belirten Robert Littman,
“Eğer Nilometre verimli bir hasat dönemi olacağını öngörüyorsa, vergiler de bu oranda artıyordu” diyor.
Nilometre’nin içindeki kireçtaşı blokların üstünde Grekçe isimlerin kazındığı da tespit edildi. Her ismin yanında bir sayı yazıyordu. Dolayısıyla bloklara kazınan bu isimlerin, yapının inşa edilmesine para desteği sağlayan kişiler olduğu tahmin ediliyor. Antik Mısır, MÖ. 3. yüzyılda Büyük İskender’in ölümünden sonra, Yunan yanlısı Ptolemaioslar tarafından yönetilmişti.
Bugün Nil Nehri’nin yalnızca üç kolu olmasına karşın, o dönemlerde en az yedi kolu vardı. Zaman içinde nehrin bazı kanalları kurudu ve bazı kanalları da yatak değiştirdi. Değişen yataklarla birlikte insanlar da yerleşimlerinin yerini bu yataklara göre değiştirdi.
Nil'de yıl boyu meydana gelen değişiklikleri tespit etmek için, nehir boyunca kayalara ve nehir kenarındaki yapılara seviye işaretleri konulurdu. Bu işaretlere göre suyun seviyesini ölçen ve kendisine
"Sihib-i mikyas" denilen bir de görevli bulunurdu. Bu şahıs, her gün suyun seviyesini ölçüp sultana bildirir ve sonra da Kahire sokaklarında halka ilan ederdi. Nilometre, denizlerin, göllerin ve nehirlerin su seviyesini ölçmeye yarayan alete denir. Bu alet, su azalma ve artışları gösterir. Nilometre, üzeri bölümlere ayrılmış sekizgen bir mermer sütundan ibarettir. Bu alet ilk defa Nil Nehri'nde kullanılmaya başlandığından, nehrin adına izafeten
"Nilometre", yani Nil Metresi olarak anıla gelmiştir.
Kaynak: Tarihin Satır Aralarından 1, Ömer Faruk Yılmaz / Çamlıca Basım Yayın