Bu tam da kültürlerin ve medeniyetlerin iç içe geçmesi durumu. Her ne kadar 15.yy’dan sonra Katolikler İber yarımadasını tek tipleştirmeye çalıştıysa da oraları terkedenlerin kültürleri her zaman bu topraklarda yaşamaya devam etti.
Endülüs’te her şehirde Magriplerin yani Müslümanlar’ın etkilerini görmek mümkün zaten her şehirde de bir Yahudi mahallesi var… Her şeyin başında Avrupa’da birçok şehri gören bir insan olarak buralara sıradışı bir avrupa tanımlaması yapmak mümkün…(Hem de Endülüs turistik olmasına rağmen Madrid’e göre çok ucuz.)
Madrid’den sonra Sevilla adeta tropik bir ada ülkesi izlenimi uyandırdı. Sevilla da göze kesinlikle batacak bazı şeyler var.
Bunların başında adeta her sokakta bulunan turunç ağaçları…Bir ADANALI olarak bana çok tanıdık gelse de şehre gerçekten çok yakıştığını ve çok sıcak bir his verdiğini itiraf etmeliyim. Yine daracık sokaklarında kavuştuğu anda bir anda karşınıza çıkan küçük meydanlar öylesine güzel ki; hem hepsinde turunç ağaçlarının altına kurulmuş lokantalar da var…Şahsen bu gezimi çok ucuza mal etmeye çalıştığım için deneme fırsatım olmadı ama herkese tavsiye ediyorum.
Bir de ispanya’da hayli popüler olan sokakta içmek “botellon” kesinlikle tavsiye edilir,özellikle Sevilla’da bir meydan dolusu insanın “botellon” yaptığını görünce inanın sizin de katılasınız geliyor. Bir de turistik olduğu kadar hala ispanyollar’ın sevdiği “flamenco” var. Ama bana sorarsanız para verip de flamenco gösterisine gitmeyin,zira bazı barlarda hiçbir ekstra ücret ödemeden flamenco gösterisi seyredebiliyorsunuz ve çok daha keyifli oluyor.Ama unutmayın bedava olduğu için inanılmaz kalabalık olabiliyor…
Sevilla’da? Her katolik şehrinde olduğu gibi en merkezde kocaman bir katedrali var. Bir de yine merkezde “El real alcazar” yani kale-saray arası güzel bir bahçesi olan yapı var, yine tavsiye edilir… Özel olarak son belirteceğim yer ise “Plaza de Espana” daki iki kuleli enteresan ama çok özel olan bina, “Museo Militar” yani Savaş Müzesi… Tabii şehrin geri kalan kısmı da çok güzel ve özel ancak geri kalan kısmı rastgele gezerek de keyifle gezebilirsiniz.
Cordoba , Sevilla’ya göre daha küçük bir şehir. Ve açıkçası müslüman etkisinin daha yoğun hissedildiği de ayrı bir gerçek.Cordoba’nın da tam ortasında bir katedral var. Şaşırtıcı olan ise bu katedralin “Mezquita” yani camii diye anılması. Zira bu yapı aslında bir camii olarak yapılmış ancak şehir hristiyanların eline geçince katedrale çevrilmiş.İşin enteresan yanı hala tabelalarda “Mezquita” olarak gösteriliyor.Bol sütunlu etkileyici bu yapı şehrin en büyük turistik unsuru.İşine yarayabilecek bir detay olarak normal girişi 8 euro kadar olan bu yapıya sabah 8 civarı bedava girebileceğinizi müjdelemek isterim. Katedral gerçekten çok büyük ve içinde gerçekten de farklı kültürlerden ögeleri görmek mümkün ve heyecan verici.
Yine hemen “mezquita”nın yanında “Alcazar de los Reyes Cristianos” yani Hristiyan Kralların Kalesi var.Açıkçası kalenin önündeki bahçe de en az kalenin kendisi kadar güzel. Ayrıca kaleyi güzel kılan özelliklerden bir tanesi ise küçük ve şehrin kalanı ile uyumlu olması.
Hep tarih derslerinde duyup da anlam veremediğimiz bir devlet vardı, en azından kendi adıma öyleydi:”Endülüs Emevi Devleti”. Hem o kadar uzak olması hem de hep hristiyan bildiğimiz İspanya’da olması durumu daha da enteresan kılıyordu.İşte tam da o zamanlarda Endülüs Emevi’lerinin başındaki kişi kendisini halife ilan edip muazzam bir saray yaptırıyor kendisine.Şehirden bir kaç kilometre dışında olan bu kompleks şu anda biraz yıkık ve harap halde de olsa; var olan hali bile geçmişte ne ölçüde ihtişamlı olduğunu tahmin etmenize yetiyor.
Cordoba küçük bir şehir olduğu için insan hemen alışıyor ve benimsiyor, ayrıca her köşeden tarihi eserler de size bir yerden tanıdık gelecektir.Yine çok ucuz bir şehir olduğundan yemek konusunda şansınızı zorlarken çok düşünmenize gerek kalmayacaktır.
Granada Hristiyanlar’ın en son aldığı şehir olduğundan burası müslüman etkisinin en çok hissedildiği yer.Ancak bunu derken satıcıların hepsinin Faslı olmasından bahsetmiyorum.”Albayzin” olarka anılan ve alhambra tam karşısına düşen ve bence şehrin en özel olan mahallesi yanlış hatırlamıyorsam arap mahallesi diye anılıyordu.Burada daracık sokaklara üst üste kondurulmuş beyaz ve az katlı evler dikkat çekiyor.Yine dışarıdan hiç gözükmese de evlerin çok muazzam avluları var.
Ve evet sırada Alhambra var.Granada hatta endülüs denince birçok kişinin aklına Alhambra gelir. Granada’nın Magrip Kralının Sarayı… Bir tepeye kurulan bu sarayın birçok avludan oluşan yapısı kesinlikle çok özel ve her duvarında hatta köşesinde görebileceğiniz işlemer de yine çok etkileyici.Şahsi olarak yapıdan çok etkilenmeme rağmen bize çok uzak olan bir mimarı yapı olmadığı için eminim ki Avrupalılar daha çok etkileniyordur. Buna rağmen hemen eski sarayın yanına kurulmuş çok açık şekilde Avurpa tarzı inşa edilmiş Saray binası ise eski sarayın kesinlikle gölgesinde kalıyor.Ancak alhambra bir tam gününüzü alacak bir komplekse bunu da belirtmeliyim, ayrıca bilet konusu da bazen sıkıntı olduğundan sabah erken saatlerinde gitmek avantaj olacaktır.
Endülüs'te en sevdiğimiz yemekler vegatarian için mükemmel. Patlıcan jöle veya spreyler ile başladı, humus veya farklı soslu çoban salatası ve yemeğinde tacin ve kuskus yemeğinde tacin ve kuskus ve şimdiye kadar yediğim en iyi enginar'i. Ve iyi bir sangria sunuluyor. Ve İspanya'da sakince öğle yemekleri. Burayı şiddetle tavsiye ederim. Çok Synogague yakınında iyi bir konumda yer alıyor.
Andalucia (Endülüs) Spesiyaliteleriİspanya'nın en kalabalık yöresi olan Andalucia'nın değişik kesimlerinin kendine özgü spesiyaliteleri vardır. Örneğin kıyılar boyunca deniz ürünleri çeşitleri Sevillada paella Cordobada nefis aromalı gaspacho bunların en bilinenleridir. Andalucianın hemen her bölgesinde ise klasik İspanyol içkisi sherrynin yanında öğlenleri sandöviç olarak akşamları ise ördövr olarak sıcaklı soğuklu irili ufaklı "tapas"lar sunulur.
Andalucia'nın güneyinde yer alan Jerez de la Frontcra bölgesi sherrynin anavatanıdır.Tüm dünyada severek tüketilen sherrynin dört çeşidi vardır. Açık renkli ve sek olanı Fino koyu ve daha ağdalı olanı Amontilado hafif tatlı koyu sarı olanı Oloroso koyu ve tatlı olanı ise Cream...
Gazpacho Çorbası
MALZEMELER5 adet orta boy domates (kabukları soyulup, kuşbaşı doğranacak)
2 adet orta boy salatalık (kabukları soyulup kuşbaşı doğranacak)
1 adet orta boy kuru soğan (soyulup, irice dilimlenecek)
1 adet kırmızı dolmalık biber (tohumları ayıklanıp, sapı kesilip, irice doğranacak)
3 diş sarmısak
4 su bardağı ufalanmış bayat ekmek içi
6 su bardağı su
5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı domates salçası
3 yemek kaşığı sirke (elma sirkesi tercih edilir)
2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
Üzeri için:Küp şeklinde doğranıp, yağda kızartılmış 'kruton' ekmek. İstenirse ince kıyılmış maydanoz
HAZIRLANIŞIÖnce iri doğranmış tüm sebzeleri, sarmısak ve bayat ekmek içini bir mutfak robotu veya blendera aktarıp, 2-3 dakika kadar çekelim. Böylece püre haline gelen sebze ve ekmekleri bir çorba tenceresine boşaltalım. Üzerine su, tuz ve karabiberle birlikte sirkeyi de ilave edelim ve iyice karıştıralım. Sonra da 1 çay bardağı su ile ezilmiş salçayla beraber zeytinyağını da ekleyelim. Böylece çorbayı hazırlamış olduk. Ama malzemelerin birbirine iyice karışması içinde çok iyi karıştırmanız gerekir. En sonunda üzerini ince kıyılmış maydanoz ve kruton ekmekle süsleyip servise sunabilirsiniz.