Basra Körfezi, Etli Bamya..

körfez, zengin petrol ve doğal gaz yataklarıyla bilinir

Körfezin tarihsel adı "Pers Körfezi"dir. Ama körfezin Pers kıyılarının Arap fetihleriyle ele geçmesi ve Arap denizcilerin Afrika kıtasında koloniler kurabilecek kadar gelişmesi sonucu "Arap Körfezi" tanımı doğmuştur. Körfezin, Türkçe adı ise, İzmir, Antalya veya İskenderun Körfezi'nde olduğu gibi körfezin kıyısındaki en gelişmiş yerleşim yeri olan Basra kentinden dolayı "Basra Körfezi"dir. İran, Pers ismini korumak için "Milli Pers Körfezi Günü"ilan etmiştir.

Ama özellikle körfezin Arap ülkeleri tarafından "Arap Körfezi" ismi hala kullanılmaktadır. BM ise Pers Körfezi ismine destek vermiştir

Körfezin sıcak suları Hürmüz Boğazı kanalıyla Umman Denizi ve Hint Okyanusu'na karışır. Kuzeydoğuda Şattülarab (Ervend) ırmağı ağzından başlayan ve Güneydoğuda Hürmüz Boğazı'na kadar uzanan Basra Körfezi'nin uzunluğu yaklaşık olarak 805 km’dir. Genişliği yaklaşık 280 km. derinliği ise ortalama 40-50 m arasında değişmektedir. Derinliğin en fazla olduğu ve 100 metreye ulaştığı yer Hürmüz Boğazı'dır.

Basra Körfezi'nin kıyıları, İran'ın güneybatı sınırlarından Bender Abbas'a, Kuveyt'e, Suudi Arabistan'ın Kuveyt sınırlarından Khobar'a, Bahreyn'e, Katar'a (Doha'ya da kıyısı var.), Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Umman'a ve Maskat'a hatta Pakistan'ın bir kısmına kadar uzanmaktadır

Basra körfezi boyunca göçebe boylarına dayanan çok köklü bir geçmişe sahiptir. Göçebe boyları ekmek ve hurma veya koyun ve deve gibi sadece taşınabilir gıdaları kullanıyorlardı. Mutfakları ayrıca Babiller, Sümerler, Pers ve Yunan gibi eski uygarlıklardan da çok etkilenmiştir. İslamiyet ve Arap kültürüyle eski ve yeni lezzetler karışarak şu anki şekil oluşmuştur.   

Ana yiyecek ekinleri buğday, arpa, pirinç, sebze ve hurma(dünyadaki en büyük üreticilerindendir) ile sınırlıdır.

Genellikle sebze olarak patlıcan, bamya, patates, domates, fasulye, barbunyave mercimek bulunur. Et grubunda ise kuzu ve sığır eti en çok tercih edilen,tavuk ve balık ardından gelen çeşitlerdir.
Genellikle 3 genel öğün halinde beslenirler ama bazı aileler ikindi sonrası hafif bir yemek adeti edinmişlerdir. Öğle yemeği en önemli öğünleridir ve tüm aile bir arada olur. Ekmek olarak genellikle tandır ekmeği kullanırlar.

Çorbalar nadiren(Ramazan’da sürekli), etli yemekler sık sık hazırlanır ve yanında daima pilav ile servis edilir, çeşit arttıkça menüye sebze yemekleri de girer fakat pilav vazgeçilmezlerdendir.
İçecek olarak; ayran, meyve suları, çay, kahve ve gazlı içecekler bulunur. Çay en fazla tüketilenidir.
Şu an savaş dolayısıyla çok geçerli olmasa da halkı konukseverdir ve ısrarcıdır. Evine gelen birisi ikramlardan yiyip içmezse ev sahibi konuğunun kendisine dargın veya kızgın olduğunu düşünür.
Sofra düzeninde genellikle 20-25 kişilik sofralarda tirit usûlü, 3-4 kaptan ortak veya ortaya koyulan servis kaplarından bireysel tabaklarına istedikleri kadar alarak yerler.

BU BÖLGEDE ÇOK PİŞİRİLEN BİR YEMEK DE ETLİ BAMYA DIR

MALZEMELER

•250 gr küçük boy bamya
•150 gr kuzu kuşbaşı
•3 adet orta boy olgun domates
•13-15 adet küçük diş sarımsak
•½ çay bardağı zeytinyağı
•½ çay bardağı limon suyu
•1 küçük adet soğan
•3 çay bardağı su
•2 çorba kaşığı zeytinyağı
•Tuz

TARİFİ
Önce etimizi 3 çay bardağı su, 1 küçük boy tüm kuru soğan, yarım çay bardağı zeytinyağı ile pişmeye yakın ayarda pişirelim(15-20 dk).

Bamyaları kuru halde iken, sakal denilen sap kısmına yakın kalın tüyleri temizleyelim, yıkayıp temiz bir mutfak bezi üzerinde yayarak kurutalım(sapları daha kolay temizlersiniz).

Bamyalar kururken, 3 adet domatesi iri küp doğrayalım, sarımsakları temizleyip küçükse tüm, büyükse 2′ye veya 3′e boyuna küçültelim.Kuruyan bamyaları konik şekilde sap kalacak şekilde bamyayı döndürerek bıçak yardımyla temizleyelim(biraz uğraştıran aşama, ancak küt kestiğiniz takdirde sümüklenmeyi ne kadar limon da ekleseniz engelleyemezsiniz, ayrıca sap kısmında kalan konik etli kısmı çok lezzetlidir).

Sapları temizlenmiş bamyalar, sarımsak, küp domates, limon suyu ve tuz ile derince bir kapta harmanlayalım (bu aşamayı bir gün önceden hazırlayıp buzdolabında bekletebilirsiniz).

Tüm soğanı etinizden ayırın, etinizi pişirdiğiniz yağlı su ve etlerinize; limon, sarımsak, domatesle harmanlanmış bamyalarınızı pişirme tencerenizde ekleyin. Tüm karışıma orta boy tencere için malzeme seviyesinin altında ılık su ekleyin.Yemeğinizi ateşten almaya yakın 2 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Kısık ateşte 20-25 dk kadar etleriniz ve bamyanız tam pişinceye kadar pişirin.
Not:Bu tarif evimizin geleneksel pişirme yöntemi, nohut eklenmiyor….

Servis önerisi,pirinç pilavı ve cacık.

Sağlık açısından, bamyanın içindeki daha ayıklarken hissettiğimiz sümüksü madde insan vücudundaki kemiğin içindeki iliğin yenilenmesinde yardımcı olan maddelerden biri…
Limon suyu, yemeğinizin sümüklenmesini ve ayıklama aşaması bu maddenin sebze içine hapsedilmesini sağlar.

Yemeğinizi pişme esnasında çok sık karıştırmayın, zira bamya çok nazik bir sebzedir.
Bu tarifi, tavuk etiyle de deneyebilirsiniz.

OGÜNhaber