İçenlerin derdi


Çünkü, bu yasak durduk yere gelmedi. İçkiyi ağzıyla içmeyi başaramayanlar, içerken de içtikten sonra da toplumu yormaktan, germekten, toplumsal huzur ve güveni bozmaktan kendilerini alamıyorlar, alamadılar.

Bu şehirde yaşayan kime sorarsanız sorun, alkol alanların sebep olduğu onlarca olumsuz olay sayıyorlar.

Hasılı toplum ciddi şekilde rahatsızdı, adeta canından bezmişti.

Bu rahatsızlık bir dip dalga oluşturdu, Valiliğin bu kararı almasını zorunlu kıldı.

Alınan karar sonrası halk gerçekten memnun, mutlu. Ancak bu sefer de içki içenler, içmek isteyenler rahatsız.

Çok şeyler söylüyorlar da en masum şekliyle sözlerinin özeti şu:
"Biz nerede içeceğiz?"

Bu sorunun cevabını vermek için Kastamonu Belediyesi Belediye Meclisi konuyu gündemine aldı.

İçmek isteyenlere yer tespiti yapmayı konuştu. Henüz bir karar verilmiş değil. Önerilen yerler olduğu bilgileri alıyoruz.

Kuzeykent Ufo İş Merkezi önerisinin yapıldığını duyuyoruz.

O bölgenin üniversite kampüsüne ve yurtlarına vb. yakın olması gerekçesiyle itirazlar yükseliyor.

Barlar sokağı oluşturma önerisi gibi ilginç bir önerinin yapıldığı bilgisi de var.

Nereye?

Muhtemelen bu öneriyi yapanlar tarihi mekanlardan birini ya da bir bölgesini öneriyor olmalılar.

En uygun mekan beş asırlık Nasrullah Cami civarı mıdır?

Sekiz asırlık Yılanlı Camii civarı, Şeyh Şabanı Veli civarı, Yakubağa civarı, Fetih Camisi olan Atabey Camii civarı mıdır?

Sahabe-i Kiramdan Kaysül Hamedani Asgar Hz.’lerinin Kabri ve Camii civarı mı?

Kurduğu külliye civarında namaz kılmayanın bile barındırılmamasını vakfiyesine yazdırmış, emretmiş olan İsmail Bey Külliyesi civarı mı?

Bu şehrin fethi esnasında şehit düşen komutan, isimsiz kahraman Aşıklı Sultan türbesi civarı mı?

Selçuklu dönemi büyük müfessirlerinden Müfessir Alaaddin Hz.'leri türbesi civarı mı?

Kur'an alimi, padişah hocası Karabaş Veli Camii civarı mı?

Fatih Sultan Mehmed Han'ın dedesi Candaroğlu İbrahim bey külliyesi civarı mı?

Kastamonu'nun fethine katılmış, fetihten sonra hazinenin başına getirildiği halde ümmetin parası haksız yere kursağımdan geçmesin diye ömrünün sonuna kadar tuz, sirke ve ekmekten başka bir şey yememiş olan Deveci Sultan Yusuf El Horasani Cami ve Türbesi civarı mıdır?


Her sokağında tarihi bir cami, türbe olan, her karış arazisi vakıf malı olan hasılı her yeri mübarek olan, şehit kanı, evliya gözyaşıyla sulanmış olan bu kadim şehrin hangi köşesine içkiyi layık görebiliriz?

Sayın Valimiz mezarlıklar civarında içilmeyecek talimatı verdi.

Bu şehrin kadim mahallelerinde kabir olmayan mahalle, sokak var mı?

Bu şehrin tüm tarihi mahalle ve sokakları birer cami, mescit ve türbe hükmünde mübarek mekanlar değil mi?

Barlar sokağı fikri, muhtemelen turizmi canlandırma gerekçesiyle öne sürülmüş olmalı.

Peki, yıllardan beri 'Kastamonu turizmle gelişecek' deyip te turizm adına aklı başında hiçbir proje üretemeyen, rehber bile yetiştiremeyen bir şehir yönetimi, turizmi canlandırmak için bar ve pavyona muhtaç mı kaldı?

Bu durum iflasın ifade ve itirafı mıdır?

İnanç turizmi, tarih, kültür ve doğa turizmi olmadı, beceremedik; içki, fuhuş, kumar turizmine doğru yelken açalım mı demek isteniyor?

Para gelsin, paralı turist gelsin de ne olursa olsun mu demek isteniyor?

Bu şehrin üst aklına etki etmek, yön vermek isteyen masonik grupların sessiz ve derinden çalıştıklarını kamuoyu bilmiyor değil.

Bu tür fikirler, insanların kulaklarına onlar tarafından mı üfürülüyor?

Yürürlükteki kanunlar çerçevesinde tüm kurumlarımız, içmeyenler kadar içenlerin taleplerine de cevap vermek zorundadır elbette.

Belediyemiz o vatandaşlarımızı ‘haklar’ını korurken, isteklerine cevap verirken elbette ve elbette toprağın altında yatan evliyanın, bu şehri fethetmek için can veren şehitlerin, camilerin, türbelerin, sekiz yüz yıldır bu şehre hakim olan Türk-İslam medeniyet mirasının, kadim değerlerimizin de haklarına riayet etmekte tereddüt etmeyeceklerdir. Kendilerinin saygı duydukları değerlere herkesin ve her kesimin saygı duymasını sağlayacaklardır.

Çok alimin Türklerden bahsediyor, Türkleri övüyor dedikleri Maide Suresi 54. ayetinin mealini burada bir kez, daha zikretmek isterim:
"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."

Ben öyle düşünüyorum ki, konu güzel anlatılabildiği takdirde içki içen hemşehrilerimiz de cami ve türbe civarlarında içkili bir mekan açılmasına, içmek için tarihi ve manevi mekanlar civarına izin verilmesine razı olmazlar. Bunun bir nevi intihar olduğunu aklı başında herkes anlar, kabul eder, tasdik eder.

Allah şifalar ve uzun ömürler versin, sayın Turhan Topcuoğlu ve Süleyman Yücel başkanlarımız, çarşı içinde, cadde kenarlarında, adım başı içki satan büfeleri kaldırmak için büyük çaba sarf ettiler ve büyük bir başarı elde ettiler, çok büyük hayırlara vesile oldular, çok dualar aldılar, şehrin çehresini ve manevi havasını değiştirdiler.

Halk ve Hak nazarında büyük bir değer ve itibar kazandılar.

Bundan geri adım atmak, bu şehre, geçmişine, geleceğine, değerlerine, sırt dönmektir, ihanettir.

Bu şehir ve taşıdığı değerler her birimizin heveslerinden daha büyüktür, daha önemlidir.

Aksi karar, halkımızı yorar, gerer.


Alınacak kararı ve çıkacak sonucu bekleyip göreceğiz.
OGÜNhaber