Emine Bulut, maalesef ki ilk değildi ve son da olmayacak. Günümüz dünyasında birçok kadın şiddet görüyor, öldürülüyor, sözlü, fiziksel, psikolojik şiddete maruz kalıyor. Bizler her ne kadar bangır bangır bağırsak da insanoğlunun nefsini kıramıyoruz. Fakat toplumsal olarak verdiğimiz tepkiler benim dikkatimi çekiyor.
Şehit verdiğimiz acı günlerde böyle ortalığı kaldırmıyoruz.
Bir erkeğin diğerini dövdüğü görüntüleri izlerken gayet eğleniyoruz.
Birinin diğerini yaraladığı veya öldürdüğü haberini okuyup geçiyoruz.
Bunu bir kadın, erkeğe yaptığı zaman zaplıyoruz.
Erkek, kadına yaptığı zaman yer yerinden oynuyor ve toplumsal eşitlik söylemleri başlıyor.
Yani asıl ayrımı aslında yine ayrıma karşı olanlar yapıyor.
Kadın ve erkeği eşit görmek isteyen insanlar kadını hep mağdur, narin, kırılgan, dokunulmaz kılıfına sokuyor ve aslında kadını toplumumuzda eşitlemek yerine onun konumunu daha da aşağıya çekiyor.
Asıl mesele güçlünün, güçsüzü ezmesi.
Doğanın kanunudur! Güçlü zayıfı ezer.
Biz insanları da hayvanlardan ayıran en büyük fark beynimiz ve onu kullanış şeklimizdir. Bir anlık sinir ile kendimizi kaybettiğimiz zaman maalesef hayvani dürtümüz ortaya çıkıyor ve zayıfı eziyoruz.
Medya mağdurları da çok fazla elbet. Bizler, bizlere sunulan kadarını biliyor ve yaşıyoruz.
Benim rahatsız olduğum nokta aslında bu duyarlı gözüken insanlar.
Kadın ve erkek diyerek konuya giren, ayrımı daha ilk başında yapan, herhangi bir şiddete tepki göstermeyip konu kadın olunca ortalığı ayağa kaldıran tutarsız insanlar.
Kocasını silahla vurup öldüren kadının haberini geçip, karısını döven adamın haberini okuyunca sosyal medyadan ortalığı kaldıran ve kampanyalar başlatan insanlar.
Bir fikre sahipsen o fikri sonuna kadar savun! Bir fikrin yoksa otur ve sus!
Kadınlar bizim analarımız, canımız. Fakat sonuçta o bir insan. Sen sadece kadın olduğu için bir hırsızı, dolandırıcıyı, şantajcıyı veya zulmedeni kayıramazsın. Hukuki olarak kadın ve erkek eşittir. Toplumsal olarak da eşitlik istiyorsan eğer onlara insan muamelesi yapacaksın.
Adam hırsızlık yapmış ve esnaf tarafından darp edilmiş haberine 'oh iyi olmuş' deyip, kadın hırsızın darp haberinde kadına şiddet adı altında kampanya başlatıyorsan en büyük fırsatçı sensin. Kadını zaten eşitlikten uzaklaştırıp onu farklı bir konuma sokan ve eşitliği bozan da yine sensin. Eşitlik ise tam eşitlik. Kayırmaca yok.
Bir adam sokaktaki kediye vurunca karalama kampanyaları, yarasayı öldürünce 'vay be'!
O da can değil mi...
Yeni Zelanda'daki camiye saldırıp bir sürü insanı tarayan adamın haberini hepiniz hatırlarsınız yakın bir örnek. Gerek sosyal medyada gerek diğer platformlarda bu konuya tepki kondu. Sonra unutuldu gitti.
Müslümanlar katledildi ama bir kadına şiddet konusu kadar gündemde kalmıyor böyle meseleler.
Asıl meseleyi unutmayalım. Güçlü güçsüzü eziyorsa, mağdurun yanındaysak ve kenetlenip toplumumuzu bir tık daha öteye taşımak, yaraları sarmak niyetindeysek bunu yürekten yapalım.
İşimize gelen konulara sırf prim yapmak için tepki koyup diğer bütün meseleleri bir kenara atmayalım.
Kadına zulme hayır! Hayvana zulme hayır! İnsana zulme hayır!
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşça kalın...