Sosyal Medya'nın dahi çocuğu

Konuya vakıf olan sosyal medya kullanıcıları ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim 'Çocuk, çocukluğunu yaşamalı' ilkesini savunurken diğer bir kesim ise Atakan kardeşimizi takdir ediyor.

Milli eğitim bakanı Ziya Selçuk'un Atakan hakkındaki açıklaması; "Biz bu duruma pedagojik olarak bakmaktayız. Biz bir çocuğun durumunun bu kadar sosyal medyada yer almasını, çocuğun üzerinden bu kadar tartışma yapılmasını onaylamıyoruz. Diğer çocukların üzerinde olan baskıyı kimse umursamıyor. Beklenti patlamasına, kendi çocukluğu açısından oluşabilecek sıkıntılar düşünülünce bizim tavrımız şu olur; bu, sadece ihtiyacın dilinden konuşmak. Aileyle görüştük, uzmanlarla görüştük, ihtiyacı neyse bu altyapıya, testlere, hangi öğretmenin desteğine ihtiyacı var gibi... Biz bunu yaparız ama sessizce yaparız. Sürekli sosyal medyada dillendirmek, çocuğun kişiliği, başka çocukların psikolojisi açısından birtakım olumsuzluklara yol açabilir. Biz gereken her tür uzmanlığa sahibiz. Ne gerekirse yapmanın sözünü de buradan veririz" dedi ve oldukça da haklıydı.

Kimi vatandaş Atakan'ın felsefe okuma merakını desteklerken, kimi ise felsefe yerine, dine yönelmesi konusunda değişik görüşlere sahip. Yani kimseyi aynı anda mutlu etmek mümkün olmuyor gördüğünüz gibi.

"Eğer 10 yaşındaki Atakan çözülemeyen bir matematik problemini çözseydi herkes onu göklere çıkaracak, onu dahi diye alkışlayacaktı. Ama o, felsefe ile ilgilendiği için çocukluğunu yaşamamakla itham ediliyor. Çünkü Türkiye’de sosyal bilimlere değer verilmiyor." gibi haklı söylemler de var.

Tarihte tanıdığımız sanatçı ve bilim insanlarının bir kısmı, henüz çok ufak yaşlarda icatlar yaptı, besteler üretti. Örneğin: Mozart 5 yaşında ilk bestesini yaptı. Kant, 9 yaşında mekaniği öğrendi. Atakan 10 yaşında 250 kitap okudu.

Kısacası toplumumuz bu tarz hobileri, eylemleri tebrik etmeye meyilli olduğu kadar, 10 yaşındaki bir çocuğu linç etmeye, hakkında saçma şeyler söylemeye de meyilli.

Burada önemli olan, bireyleri doğru yönlendirmektir. Bu kardeşimizin zekasının üst seviyelerde olduğunu düşünüyorsa, ailesi Atakan’ı en doğru şekilde yönlendirmeli ve ilgili merciler de bu konuda destek vermeli diye düşünüyorum.

Zeka bir araçtır. Onu nasıl yönlendirecek olduğumuz ise tamamen bizlerin elindedir.
Zeka, iyi yönde çok verimli bir şekilde de kullanılabilir, kötülüğün en dibini göstermek için de.

Bazı çocuklar oyuncaklar ile oynar, bazıları ise müzik dinlemeyi sever. Kimi çocuk piyano çalar o yaşlarda. Atakan ise kitap okumayı ve bilgi edinmeyi seçmiş. O yaştaki bir çocuğa bu kadar bilgiyi zorla yükleyemezsiniz. Belli ki çocuk bu durumdan zevk alıyor ve hobi edinmiş. Bu konuyu bu kadar gündem haline getirmenin bir anlamı yok yani.

“Çocuk, çocukluğunu yaşamalı” diyorsunuz ve çok haklısınız. Fakat çocuk olan birey, bundan zevk alıyorsa ona zorla oyuncaklarla da oynatamazsınız. Çocukluğunu yaşamasını istiyorsanız. Sosyal medyanın bu kadar hayatımızda olduğu bu dönemde, onun ileride dönüp kendi hakkında okuyacağı çirkin yazılar yazmak yerine, onu telkin edici şeyler yazabilir veya konuya sessiz kalabilirsiniz.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşça kalın.
OGÜNhaber