Gecenin yarısı sayfama yorum yapmış. ‘Uydur uydur gitsin’ yazmış, ardından ‘Davamı asla geri çekmeyeceğim ve Kıbrıs'ta camilerin hoparlörlerinin sökülmesi için AİHM' ne kadar gideceğim’ demiş. Bakın ondan sonra olaylar nasıl gelişmiş...
He bu arada Süleyman Özışık'ın feministler üzerinden asılsız haber yaptığı, ardından özür dilediği ve yazdığı yazılar ile bana İsviçre'de yaşadığım izlenimi vermesi de ayrı mesele. Keza kendisi ile görüştüğümüz de bir şişe su ikramıma bile içtinap ederek yaklaşmıştı.
Bir de Yılmaz Özdil var tabi. Ne zaman yazılarını okusam kendimi Somali Mogadişu vatandaşı sanıyorum, kabilemden uzaklaşmak istiyorum bazen...
Yazarak ülkeyi cehenneme çevirmekte pek mahirdir bizim medya. Bakın biz buradan örnekleyelim doğru haber nasıl yazılır, nasıl yapılır. Eğer bir konu ile ilgili yazı yazacaksanız olayın ortasına çekinmeden bodoslama gireceksiniz. Gazetecilik mesleği ve doğru habercilik bunu gerektirir. Sevgili büyüğümüz
Cengiz Aygün ağabeyim gibi.
Sonuç ne oldu biliyor musunuz? Ezan devam ediyor Adriyatik'ten Moğolistan'a kadar.
Bu sefer yazıma
Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözü ile değil başka bir bozoklu olan
Abdullah Çatlı'nın bir sözü ile son vereceğim.
"Yakarım bu dünyayı tek bir Türk'ü ezdirmem, Tanrı şahidim olsun sizi bu sokaklarda rahat gezdirmem"