Gezimiz boyunca bizi şaşırtan birçok olumlu olay ile karşı karşıya kaldık. Lakin bir olay varki o kelimelerle anlatılamaz. Lakin dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
Bölge ülke temsilcilerinin, Tunus üst düzey bakanların, Akademisyenlerin ve protokol üyelerinin yoğun olarak katılım gösterdiği Türkiye Cumhuriyeti’nin resepsiyonundayız.
Bir taraftan Döner kesilirken, diğer yandan baklavamız, kebaplarımız, meyvelerimiz ve sarmalarımız davetlilerin ilgisi ve beğenisi nedeniyle lezzet şölenine dönüşüyor.
Herkes yemek ziyafetindeyken, bir köşede ummalı bir çalışma var. Folklor kıyafetleri içerisinde kızlar hazırlık yapıyorlar. Büyükelçilik temsilcilerimize Türkiye’den ekipte getirmemizde çok uygun olmuş dediğimde; hayır onlar Tunuslu ve Tunus Üniversitesi öğrencileri diyorlar.
Yanlarına gittiğimizde hoşgeldiniz diyerek bizi bir hanımefendi karşılıyor. ‘Türk müsünüz?’ dediğimde; ‘hayır’ cevabı alıyorum. Aldığım kusursuz Türkçe telaffuzu nedeniyle, ‘beni kandırıyorsunuz, şaka herhalde’ söylemime; ‘hayır gerçekten mi? Öyle düşünüyorsunuz’ denildiğinde ise ben şaşkın, şaşırmış ve darmadağınık bir vaziyet alıyorum.
Tunus Üniversitesi'nde Türk Dili Grubu kurulmuş ve hepsi Tunuslulardan oluşuyormuş. Hepsi Türkçe konuştu bizimle hatta bizim ülkemizde Türkçe’yi katledenlerden daha güzel konuşuyorlar. Genetiklerimizin de aynı olduğunu bu diyalog ile anlamış oldum.
Ayrıca bu grup üyeleri resepsiyonda çok güzel Türk Sanat Müziği eserleri söyleyerek bizleri bir kez daha şaşırttılar.
Ve bu insanların büyük bölümü hiç Türkiye’yi görmemiş. Burada bizi tanıyan, bizi seven, bizim için çırpınan bir topluluk var.
Cumhurbaşkanımız, Başbakanlığı döneminde Tunus’a geldiğinde bu genetik benzerliği görüyor. 2013 yılı başında bir kültür anlaşması imzalanıyor. Bu kültür anlaşmasında karşılıklı kültür merkezleri kurulması öngörülüyor. Ve o dönemde yapılan anlaşma ile Tunus’ta 12 tane seçilen okulda seçmeli Türkçe dersi ekleniyor.
Bugün Manag Üniversitesinde "Biz seçmeli Türkçe dersi almak istiyoruz" diyen öğrenci sayısı dilekçe ile 1000'i geçmiş. 1000'in üzerinde öğrenci Türkçe dersi istiyor.
İnternetten kendi kendine Türkçe öğrenen insanlar ile karşılaştığını söyleyen Türkiye'nin Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, “Türkçe konuşanlarla ilk karşılaştığımda "Kaç senedir Türkiye'de yaşıyorsunuz?" diyerek soru sorduğumda; "Ben Türkiye’yi hiç görmedim" cevabı verdiklerinde çok şaşırmıştım. Böyle bir manzara ile sevgi ve sempatiyle karşı karşıyayız. Ve Türkiye bu sıcaklığı, hevesi arzuyu henüz iş birliğine kendi açılım anlayışına dönüştürememiştir. Burada özel sektöre ve özellikle de siz medya ya çok büyük iş düşüyor. Medyanın görevi Tunus'un tanıtımı, Tunus halkının Türkiye’de nasıl bir halk olduğunu, Türkiye de ne hissettiğini Türkiye'ye anlatmak dikkat çekmektir” dedi.
Ayrıca Büyükelçi Doğan, Cumhuriyet Bayramı törenine sponsor olmamızdan dolayı Gün Medya Grubuna müteşekkir olduğunu söyledi.