Toplu taşımalarda; kolay ulaşılamaması, farklı ulaşım araçlarına entegrasyon problemi ve kalabalık olması gibi nedenlerin bulunması İstanbul halkının özel araçlarıyla seyahat etmesini teşvik etmektedir.
Otomobil satılması için ciddi kampanyalar yürütülürken, insanların rahat toplu ulaşım kullanabilmesi adına akılcı projeler yürütülememektedir. Özel otomobillerin alternatifi olan bisikletler adına ise ciddi adımlar atılmamıştır. Birkaç bisiklet yolları, bazı yerlerde kiralık bisiklet terminalleri ise sadece yaptık demek adına uygulamaya konulan göstermelik projelerden oluşuyor.
Maalesef ülkemizde bisiklet maddi imkansızlık yaşayanların kullandığı araç algısı bulunurken, gelişmiş ülkelerde ise bisiklet sağlıklı ve çevreci insanların ulaşım aracı olarak görülmektedir.
Kısa mesafeli yolculuklarda motorlu taşıtlar yerine bisikletli ve yaya seyahatlerinin desteklenmesi ile gerek trafik gerekse çevre kirliği problemleri otomatik olarak çözümlenebilecektir. İstanbul’un en büyük sorunu olan trafik keşmekeşini bu yol ile en kolay şekilde ortadan kaldırabiliriz.
Bisiklet ve yaya yollarına önem veren büyük şehirler kent içi trafiğini önemli ölçüde azaltmayı başarabilmişlerdir.
İstanbul’da kısa mesafeli yolculuklarımda katlanabilir bisikletim ile seyahat eden kişilerdenim. İsterseniz aracınızın bagajında muhafaza ediyorsunuz, isterseniz katlayıp çantasına koyarak sizi sırtında taşıyan bisikletinizi elinizde taşıyabiliyorsunuz.
Fakat, bisiklet yolları ve yaya yolları projelerinde planlanan hedefe ulaşılamadığından İstanbul’da bisiklet ile seyahat çok zahmetli olabiliyor.
Geçtiğimiz sene bisikleti ile işe giderken dikkatsiz bir sürücünün kapısını açmasıyla yer düşerek başka bir aracın altında can veren Nihal Bulut Kasapoğlu’nu rahmetle anıyorum. İnşallah bisikletleriyle işe giderken bizim insanlarımızda İngilizler gibi kendilerine özel yapılan yollar ile seyahat ederler ve boşu boşuna ölmezler.
Bisiklet, hava ve gürültü kirliliğini azaltmaya yol açar, insanın yaşam kalitesini yükseltir, ekonomiktir, çevre dostudur, kentlerde erişebilirlik oranını artırır, trafik sıkışıklığından etkilenmez, sessizdir, kullanması eğlencelidir, sağlık açısından olumlu etkileri vardır ve en önemlisi başka insanlara zarar vermez.
İstanbul’da bisiklet sayısında artış demek, daha sağlıklı bir İstanbullu demek, daha çevik insanların yaşadığı temiz kent demek, çevreye zararlı gazların az olduğu çevreci bir şehir demektir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bisiklete önem ve destek verdiğini biliyoruz, sağlık bakanlığının da bu konuda her okula bir bisiklet projesinden haberdarız. Fakat belediyeler ve kamu kurumları bisiklet konusunda cumhurbaşkanlığının verdiği önem derecesine uygun hareket etmiyorlar. Sağlık bakanlığının bisiklet projesi de amacına ulaşamadı.
Yararları saymakla bitmeyen bu spor ve ulaşım aracı olan bisikletlerin İstanbul’un trafik sorununu çözmesi için kim bugüne kadar atılamayan adımı atacak merak ediyorum? Ya da kimse bir adım atmayacak ise neden atmayacak o daha çok merak uyandıracaktır.