Bazı kurumların hiç olmayacağı kadar bu süreçte vurdumduymaz olması bizleri gerçekten şaşırttı. Acaba (B) planımı var diyerek, düşündük, durduk.
Ama herkes hükümetin (B) planının olmadığını zannediyor ve özellikle açılım sürecinden saçılarak çıkan hainler ikinci planla kendilerinin zararla çıkacaklarının farkında olamıyorlar.
Hainlik konusunda farklılıklarının farkında olanlar, piyon olarak daha farklı bir şekilde kullanıldıklarının farkına ise varamıyorlar. Türkiye'nin dış arenada yakaladığı başarıdan rahatsız olan meşhur dış güçler, ülkemizde iç huzursuzluk çıkarmak için açılımdan dolayı şımaranları kullanmakta pek zorluk çekmedikleri gözlemleniyor.
Kaymakamlık kanalıyla dağıtılan aylık yardımları alanlar, yeşil kart hizmetlerinde yararlanmada liderliği ellerinden bırakmayanlar, kızımı okula para vermezseniz göndermem diyerek tehditle para alarak çocuğunun eğitim almasına şartlı izin verenler, belediyeden erzak ve kaymakamlıktan kömür alanların çoğunluğunun devletine teşekkür yerine hainlik yapmasına hiçbir anlam veremiyorum.
Hele hele bu ülkenin esas evladı olarak gördüğümüz Kürt kardeşlerimizin hain Bizans oyunları konusunda başka yaşam kurabilmek adına yaşayabilecek imkânlarını yok etmelerine gerçekten üzülmeliyiz.
Alevi vatandaşlarımızı bu açılım sürecinde devlet ile karşı karşıya getirmek için çabalayanlar ise eğitimli ve vatansever olan alevi toplumu karşısında başarı yakalayamıyorlar. Alevi Federasyonları Genel Başkanı Fermani Altun'un dediği gibi Alevilik İslam'ın özüdür. Ve hem dinimiz, hem de tek millet olmamız konusunda ortak paydalarımız vardır.
Alevi kardeşlerimiz açılım sürecinden saçılmadan çıkarken, Kürt kardeşlerimiz kendilerini temsil edenler yüzünden bu açılımdan saçılarak çıkacaklardır.
Aleviler kendilerini temsil eden bir partiyi zamanı geldiği vakit yerin dibine sokabilirken, Kürt vatandaşlarımızın kaderine razı olmaları süreçten zarar görmelerine sebebiyet veriyor.
Bu iş hainlerin sözcüsü konumuna gelen partiyi kapatıp, kapatılan partinin yerine kurulacak yeni partiyi kapatmak için yeni delil beklemekle olmaz. Artık evrensel hukuk ne diyorsa o yapılmalı ya da olağan sisteme yeniden dönmeliyiz. ABD nasıl kendi ülkesi için tehlike olan tek bir kişi için kos koca ülkelerin kaderini değiştiriyorsa, biz bu ülkenin huzuruna kast edenleri neden etkisiz hale getiremiyoruz.
Bu sorunun siyasi çerçevede çözüm bulamamasının ardından uygulamaya konulacak B planı yok ise Ya sev Ya terk mantığını kullansak bundan yine zarar göreceklerin bu ülkenin birliği için uğraşanların olmayacağı bir gerçektir.
AİHM'nin parti kapatmadaki söylemlerini ülkemizdeki bölücü partisi mensupları hareketler ve tavırları ile onaylıyor.
-Terör örgütünün şiddet eylemleri karşısında sessiz ya da suskun kalıyorlar. (cezalandırılacaklarını bile bile)
-Yapılan eylemler konusunda sessizlik ya da suskunluğun şiddete açıkça destek vermekten hiç farkı olmadığını biliyorlar. (hatta bazen destek bile veriyorlar ve eylemlerin fitilini ateşliyorlar)
Açılım konusunda gerçekleri görmezden gelen gazeteciler ile siyasiler Allah (cc) sizi de ıslah etsin...