Sıkı durun yepyeni ve Bizans oyunlarıyla karşımıza çıkabilirler.
Ülkemizin barış ve huzur ortamını germek isteyenlere en büyük destek ise tabanını ve tavanını karşı görüş taraftarlarına karşı eksi artı kutuplara iten siyasetçilerden geliyor.
Siyasetçilerin birbirleri ile üslupsuz konuşmaları ve kavga zemini oluşturmaları çirkin oyunların tezgâhtarlarının ekmeklerine yağ sürüyor.
İçimizde dış güçlerle açık açığa işbirliği yapan hainler olmasa yazılan senaryoların uygulamaya konması, konsa bile başarıya ulaşması imkânsız olurdu.
İnsanlığımızı kaybedip hayvanların yaşamına imrendiğimiz bu günlerde ölen adamın bile insanlık yönünden çok saf tutarken cenazesinde siyasi görüşüne bakar olduk.
Bizi bu durumlara getirenlere bir çift lafım olacak ama bu lafı bu satırlardan seslendirmek amacı aşan bir durum olacağından klavyenin tuşlarına basarken ‘edep ya Ferhat’ diyorum kendi kendime…
‘Kötü düşünen, kötüdür’ diyerek kötü düşünenler hakkında bile iyi düşünecek siyasetçilere özlem duyduğumu da hatırlatmak isterim.
İnsan olmadan, hiçbir şey olunamayacağını yönetilenlerden ziyade yönetenlerin bilmesi gereklidir.
Her hamleyi, her tavrı, para, oy ve çıkar olarak görmenin yanlış olduğunu hatırlatanlarda ülkemizde yok denecek kadar az.
Takım tutar gibi siyasi parti taraftarı olmak yerine düşünerek sağlam bilgilerle siyasete yön vermenin gerekli olduğunun ne zaman farkına varabileceğiz.
Rene Descartes’in düşünmekle ilgili sözü ile yazımı noktalamak istiyorum.
“Kesin bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekte var olmaktır. Öyleyse var olduğun şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.”