Balyoz, Çekiç ve Ergenekon ile yatıp, kalktığımız günlerimiz Deniz’in özel bir anıyla istifa eden Baykal’ın gündeme oturması ile bir anda değişti.
Yaşanan olayla şok geçiren CHP olayın sorumlusunun Ak Parti olduğunu açıklarken, bazı çevreler bu gündemle Ak Parti’nin bir kazanım sağlamasının imkânsız olduğunu hiç hesaba katmadılar.
Ak Parti 2002 yılında hükümet görevi ile tanışırken de, % 47 gibi bir oranla tekrar iktidara geldiğinde de CHP’nin başında Baykal vardı.
Ülkemiz siyaset arenasında Ak Parti hükümetine kadar hep iktidarlar yeni seçime girerken oy kaybeder ve muhalefet ise oylarını her daim artırırdı. Son seçimlerde hep iktidar oylarını artırırken, Muhalefetin oy oranlarının ise hep düştüğü gözlemlendi.
Yani iktidar ana muhalefet partisinin başında bulunan Baykal’ın siyasetten ayrılmasından herhangi bir yarar sağlamayacağı için bu senaryonun senaristi olarak görülemez. Baykal’ın CHP’nin başından ayrılmasından Ak Parti’nin bir yarar sağlayacağını düşünsek bile Recep Tayyip Erdoğan’ın böyle bir komplo’ya izin vermeyeceği ve tarzı olmadığı da biliniyor.
Geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde Ak Parti’li Güngören Belediyesi’nin Başkan Yardımcılarından birisinin makam odasında bir bayanla diyalog görüntülerinin elden ele dolaştığını hatırlıyorum.
Bu görüntünün yayılması için canla başla emek harcayarak, CD’yi medya kuruluşlarına servis eden CHP’liler ile diğerlerini o zaman yadırgamıştım. CD görüntülerin Doğan Grubuna da ulaştırıldığını ve bizim gibi onların da bu görüntülere itibar etmediğini iyi bilenlerdenim.
İktidar sahibi Ak Parti yönetimi kendi partisinin belediye başkanına yönelik yapılan komplo’ya karşı mağdur durumuna gelmek için CHP’yi suçlamak yerine olayın muhatabı olan Belediye Başkan Yardımcılarının istifasını CD görüntüleri ayyuka çıkmadan kabul etmişti.
Her iki durumda da görüntü servisi yaparak, ahlak sınırlarını zorlayanlar, görüntülere muhatap olanların aksine kendi edepsizliklerini sergilediler.
Keser döner, sap döner, gün olur, hesap döner sözünün unutulmamasının gerekli olduğu da gözlemleniyor.
Yerel bir belediyede yaşanan CD servis olayını kişisel hesaplaşma, siyasal çekişme ve çıkar amaçlı bir komplo olarak değerlendirebiliriz.
Lakin Deniz Baykal olayı için bunu söylememiz biraz hafif olur. CHP olayı siyasi, kişisel olmamakla birlikte ülke huzurumuza atılmış bir dinamit olarak kabul edilmelidir. Bu olay bazıları için klasikleşmiş bir neden niçin ilişkisi sonucu değerlendirmesi olarak kabul edilse de bu kesin ve kesin dış odakların işidir.
Ülke olarak her zaman olduğu gibi dış güçlerin oyununa bu seferde gelmiş bulunuyoruz ve gelenek ile göreneklerimize ve hatta dini kurallarımıza aykırı olan günahı yayma seferberliğine hepimiz cahilane bir şekilde alet oluyoruz.
Allah (cc) bu olayı zikretme konusunda başta ben deniz olmak üzere hepimizin günahlarını affetsin…