Televizyon ekranlarında bugünlerde hep ya kurt masalı filmler ya da siyasi haberler seyrediyoruz ve tabiri caizse siyasetle yatıp, siyasetle kalkıyoruz.
Siyaset odaklı bir yaşamdan şikâyetçi olmamamızın gerekli olduğu gözlemlenirken, vatandaşların zamanla ve geçimle yarış halinde olmalarından siyaset ile pek ilgilenmek istemedikleri biliniyor.
Siyasi partilerin ise yaklaşan genel seçimlere ek olarak erken seçim olasılığı ile hazır kıta halde bekledikleri hissediliyor.
Lakin olası bir erken seçim gerçeği ile karşı karşıya kalmamız durumunda seçimlerin galibinin hangi parti olacağı belli..
Siyasi arenada ana muhalefet ile yavru muhalefetin sorunlara çözüm önerileri ile yaklaşmak yerine sorun çıkarıcı bir rol üstlenmeleri sonucunda alternatifi olmayan Ak Parti bu seçimden de zaferle çıkacaktır.
CHP’nin değişimci ve gelişimci olamaması ile milletin hassasiyetine tercüman olamıyor.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Ak Parti iktidarından önceki tüm iktidarlar seçime girerken, oy kaybeder ve muhalefet ise oylarını artırırdı. Ak Parti ise geçmiş dönemlerin aksine iktidarda olduğu zaman ki tüm seçimlerde oylarını artırdı. Buna paralel olarak ta muhalefet oy kaybına uğradı.
Zaman zaman sağ cenahtaki bazı parti yöneticilerinin CHP zihniyeti ile kader birliği yapar gibi açıklamalarda bulunmaları ise vatandaşları şaşırtıyor.
Saadet Partisinin ise neredeyse vatan hainleri iktidara gelsin de Ak Parti gelmesin düşüncesiyle siyaset yapmasına bir anlam verilemiyor.
BDP’nin durumu belli hiç detaya girmeyeceğim. Fikirleri ne ise zikirleri de o.
Bugün seçim olsa Ak Partinin vizyonunu, misyonunu, hizmetini, açılımını, saç ılımını bir kenara bırakın; tek ve tek One Minute için Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Ak Parti %35 oy alır. Artıları koyarsanız sonuç olarak sizce pembe bir tablo mu çizdim?