​Gazetecilere karşı, 'C'anilik, 'H'akaret, 'P'aralamak

Sosyal demokrasinin özelliklerini kendisinden başka hiçbir partinin taşımadığını ve demokrasiyi de savunmadığını söyleyerek hareket eden CHP’nin tüzüğü ve söylemleriyle hareket tarzlarının örtüşmediğini hep beraber bugünlerde görüyoruz.

Sosyal demokrasinin temelinde 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan fikir akımlarında; kardeşlik, eşitlik ve özgürlük olmasına rağmen CHP bu özelliklere tamamen ters bir politika izlemektedir.

Fikir akımları içerisinde bulunan; 

Kardeşliği;
kendisi gibi düşünmeyen herkesi düşman bilerek, 

Eşitliği; Teröristleri masum vatandaşlarla eşit görerek, şehit olan askerlerimizi de görmezden gelerek, Hatta terörist cenazesine başsağlığına giderek,

Özgürlüğü ise gazetecileri belediye meclis toplantılarında darp edip, küfür ederek, yakalarından tutup, haber alma hakkına engel olmakla çok iyi temsil etmektedir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında "Önüne yattı" şeklideki skandal açıklamaya imza atmış ardından da, "Bunlar hırsızların altına yattılar mı, yatmadılar mı?" sözünü sosyal medyadan paylaşarak kendi tabanına nasıl bir CHP’li olmaları konusunda yol göstermişti.

Kılıçdaroğlu’nun küfür ve hakaret dolu açıklamaları ile kavgacı üslubunun ardından yerel yönetimde sosyal demokrat bayrağını genel başkanları gibi dalgalandıran biri Tekirdağ’da belediye başkanı, bir diğeri ise İstanbul’da belediye meclis üyesi olan iki CHP’li nefer iki farkı yerde iki farklı gazeteciyi tehdit ederek, darp etme girişiminde bulunmuşlardır.

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi 2. yaşını kutlamak için düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında Marmaraereğli'si Belediye Başkanı İbrahim Uyan, Trakya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nijat Ayvaz'ı yakasından tutarak tehdit dolu sözlerle darp etme girişiminde bulunmuş.

Uzun yıllar önce eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın düzenlediği bir organizasyonda tanıdığım Trakya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nijat Ayvaz’ı arayarak geçmiş olsun dileklerimi ileterek olayı kınadığımı da belirttim.

‘SOSYAL’ CHP’NİN, ‘DEMOKRAT’ BELEDİYE BAŞKANI, ‘ANTİ-SOSYAL’ TAVIR SERGİLEMİŞ
Darp ve tehditlerin nedenine gelince; Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, gazeteci Nijat Ayvaz'ın sorularına cevap vermek istememiş. Ve toplantıyı soru anında bitirmiş. Daha doğrusu Sosyal CHP’nin demokrat olan belediye başkanı anti-sosyal bir tavır çizmiş.

O bu davranışını genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’ndan alırken, davet ettiği basın mensuplarını ağırlamak yerine geldiğiniz gibi gidin geri diyerek toplantıyı sona erdirmiştir.

Tekirdağ Belediye Başkanının bu tavrını örnek alan toplantıda ki başka bir belediye başkanı olan Marmaraereğli'si Belediye Başkanı İbrahim Uyan’da hoşlarına gitmeyen soru soran Nijat Ayvaz'ı darp ve tehdit etme girişiminde bulunmaktan hiç çekinmemiştir.

Belediye Başkanı İbrahim Uyan, olayın ardından gazeteci ile yaşadığı gerginlikle alakalı, "Ben ona küfür etmedim, vurmadım, sadece kravatını düzelttim" diyerek verdiği açıklama ile dalga geçmeyi de ihmal etmemiş.

CHP’nin bu tarz çirkinliği tek Tekirdağ’da cereyan eden olayla sınırlı kalmaması da gerçekten zihinlerde kirli bir olayı daha barındırdı.

CHP’Lİ BAŞKAN’IN ÇAYCISINI DÖVDÜKTEN SONRA GETİRDİĞİ ÇAYI KEYİFLE İÇTİĞİ KONUŞULUYOR
CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun geçtiğimiz aylarda belediye çalışanı olan çaycısı Anıl Koç’u ‘hakkımda sağa sola nasıl konuşursun’ diye makamında dövdüğünü ardından hırsını alamayarak çalışanını korumalarına dövdürülmesi olayı herkesin dilinde dolaşıyor.

Bu olayın ardından aynı belediyenin meclis üyesi de başkanını örnek alarak meclis toplantısında bir gazeteciyi tehdit ederek darp etmeye kalkışmış.

CHP’Lİ MECLİS ÜYESİ’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURMUŞ
CHP’li Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Yahya Göktaş, Bakırköy Belediye Meclisi toplantısını takip eden, Gazeteci Yılmaz Bacacı’ya önce sözlü, sonra da elle müdahalede ederek, sosyal demokrat partisine layık olmak adına basın özgürlüğüne karşı bir darbe vurmuş.

Gazeteci Yılmaz Bacacı ile görüştüğümde yaşadığı olayın kendisinde ne kadar kötü bir iz bıraktığını fark ettim. 

Sebep ne olursa olsun bir gazeteciyi bırakın bir insana kimsenin küfür etmeye hakkı yoktur. Gazetecinin de haber alma hakkını kimse engelleyemez. Maalesef günümüzde gazetecilere karşı çirkin bir duruş göstermek bir felsefi akım haline gelmiştir.

MECLİS ÜYESİ RAHMETLİ SÜNNETÇİ KEMAL ÖZKAN’IN MESLEĞİNE TALİP OLMUŞ
Sokak ağzı ile konuşan CHP’li meclis üyesi gazeteciyi evinden alarak, kesim işi yapacağını belirtmiş. Rahmetli sünnetçi Kemal Özkan’ın mesleğini kendine misyon edinerek, çok iddialı küfürlü ve tehditli konuşmalar yapmış.

Onunla da yetinmemiş, gazetecinin anasını da bu olayın içerisinde anma ahlaksızlığını göstermiş. Yılmaz Bacacı’dan duyduklarım gerçekten beni derinden üzdü.

Kimsenin kimseye benim gibi düşünmeyen tu’ kakadır diyerek çirkin hareketler yapması etik bir davranış değildir.

Meclis grubunda bulunan her partiden üyelerin hepsi birden sessiz kalması da olaya başka bir açıdan çirkinlik katmıştır.

Bu yaşananların ardından Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun bir açıklama yapmaması ise oldukça manidar olarak karşılayanlar olmuş.

Kendi çalışanını makam odasında döven, söven hatta dövdükten sonra dövdüğü çalışanının getirdiği çayı yudumlayarak keyif yapan bir belediye başkanından nasıl bir açıklama beklendiğini de anlamış değilim.

Bu zatlar sosyal statüleri azaltmayı, ortak ihtiyaçları karşılamayı, demokratik öğeleri artırmayı hedefler ama kendi doğruları çerçevesinde...
OGÜNhaber