'Evet' ve 'Hayır'cılar bu yazıyı okusun

Gönlünde Evet yatan kardeşim, ‘Uzun Adamı yani Reis’i başkan yapacağız’ diyerek görüşünü söylüyor. Kusura bakmayın söylemiyor, haykırıyor.

Bu haykırmanın karşısında hayır cephesinden cevap şu şekilde geliyor; ‘tek adamın eline ipleri teslim ettirmeyeceğiz’

Biraz sohbete renk katarak, özellikle sanal alemde doğruları ve yanlışları ile eleştirilerin dozunu nasıl kaçırdığımızı anlatıyorum.

Çaylar eşliğinde yapılan sohbetler ardından ise iki farklı görüş sahibi genç kardeşimizin nasıl ortak paydada buluştuklarını vatan sevgisinin ezber bozduğunu canlı canlı yaşadık.

İki kardeşimiz ve ben, bir sosyal deney yapalım diyerek, evet ve hayır facebook sayfası açma kararı aldık. Şu an evet sayfasını idare eden kardeşim olsun, hayır sayfasını idare eden kardeşim olsun her ikisi de taraftarlarını sosyal mecrada çevrelerinde toplamayı başardılar.

Maksadı aşmadan iftira ve çamur atma diyalogları paylaşmadan adil bir şekilde görüşlerini dile getiriyorlar. Örnek teşkil eden sayfaları için her ikisine de teşekkür ediyorum.

Peki çevremizde tanıdığımız, sevdiğimiz, saygı duyduğumuz herkes ile her kesim bu şekilde hareket ediyor mu? Tabi ki etmiyor amaçları doğrultusunda sanal da olsun, gerçekte olsun, kalp kırmakta, ortamı germekte olduklarının farkına varmadan etik olmayan ifadeler havada uçuşuyor.

Siyasi, politik veya gündeme dair şeyler yazmak ve konuşmak herkesin hakkıdır. Lakin bu ülkenin evlatlarını eksi ve artı kutuplara itecek söylemler yapması kimsenin haklı bir duruşu olarak kabullenemez bir gerçektir.

Şimdi hayırda hayır vardır diyen bir kardeşimizin Facebook’tan paylaştığı ifadeleri sizlerin takdirine sunmak istiyorum.

HAYIR DA HAYIR VARDIR DİYEREK ÜLKEMİZ, DEVLETİMİZ VE ASKERİMİZ TEHDİT EDİLİYOR

“Bizi sizinle savaşmak zorunda bırakmayın sayın seçmen. Yaşamda mütevazi savaşta acımasız olmayı tercih ettik sayın seçmen!” diyerek savaş söylemi ile başlayan yazısının altındakı şu paylaşımı insanı dehşete düşürüyor.

“Merhaba çok sevgili az saygılı AKP seçmeni. Nasılsınız? Öyle lafın gelişi diye sormuyorum gerçekten nasılsınız?. Biz bir süredir iyi değiliz. Psikolojimiz bozuk. Bunun sizinle değil ama sizin sessizliğinizin iktidarı olan partiyle biraz alakası var. Konuya nereden başlayayım. Hangi katliamdan söz edeyim kestiremiyorum. Aslında sizinle aramızda ki ayrışma gezi eylemiyle başladı. Bu ülkenin gençliğinin bir kısmı sokaklara çıktığında sizin elinizde satırla saldırmanız bizi sizden biraz uzaklaştırdı. Sonra Soma katliamında tarafınızı zalimlerden yana seçmeniz bizi yıprattı. Sonra Diyarbakır, sonra Suruç, sonra Ankara, sonra hava alanı, sonra Taksim sonra Maçka ve sonrasında bir çok katliam bizi sizden daha çok etkiledi. Yani en azından ben öyle görüyorum. Neyse konuya gelmem gerekirse yakında hepimizi yakından ilgilendirecek bir referandum yapılacak. Öncelikle sizin kandırılmış bir kitle, aptal bir seçmen, fikirsiz bir yığın olduğunuza inanmıyorum. Siz sosyal medyada şahsınıza yapılan hakaretlere aldırmayın. İnsanlar heyecanlarına yeniliyorlar. Size küfrederek bir muhalefet yaptıklarını zannediyorlar. Ben sizi bütün samimiyetimle 'Hayır' oyu vermeye davet ediyorum. Hatta gelin bu ülkenin geleceğini birlikte bütün hassasiyetleri göz önünde bulundurarak inşa edelim. Yoksa bayraklara sarılmış çocuklar üzerine çok göz yaşı dökeceğiz. Yoksa eski bir teknede bu ülkeden kaçmak için sıra bekleyeceğiz. Savaşma sırası bize geldi. Sizin güvendiğiniz bütün saraylar saltanatlar yıkılır sayın seçmen. Sizin kahramanlarınız sizi satıp ilk kaçanlardan olur. Onların gemileri var sayın seçmen. Uçakları var. Bizim borçlarımızdan başka kaybedecek bir şeyimiz kalmadı. Bu seçimde başkalarının sesinden ziyade vicdanınızı dinleyin. Bizi sizinle savaşmak zorunda bırakmayın. Yaşamda mütevazi savaşta acımasız olmayı tercih ettik sayın seçmen. Görüşürüz Allah'a emanet olun.” şeklinde paylaşımını bitiriyor hayır tercihi olan kardeşimiz…

Birebir hayattan alıntılar yaparak sanal alemin ne hale dönüştüğünü insanların nasıl birbirine kan, kin ve nefret duyduğunu sizlere bir ayna misali aktarmaya çalıştım. 

EVET DİYEREK YOLA ÇIKTIĞINI İDDİA EDİP, KELLELERİ BEDENDEN AYIRMAK NEDİR?

Evet dediğini söyleyen bir hanımefendi de Facebook sayfasından paylaşımı ile etrafa nefretini sıçratmak için düşünmeden yazmış.

Noktasına hatta olmayan virgülüne bile dokunmadığım yazı aynen şu şekilde paylaşılmış.

“Hayırcılar da t.c. li olabilir ama bizden değil, atatürkün şapka bahanesine astığı alimlerimin yerine getirdiği yahudi tohumları onun için iç hainin belini kırmazsan dışardakine hiçbir şey yapamazsın.ah şeriat şeriat adı gibi güzel kanun şeri_at alsak bu boş kelleleri bedenden bukadar dış mihraç havlayabilirmi bak”

Tabi Türkiye Cumhuriyetini ‘t.c‘ diye anlamsız şekilde ifade ederek yazısına başlamış ve şeri_at isteyerek şeriatı bilmeden anlamadan hüküm vermiş. Şeriat Allah’ın kitabıdır. Bazı ülkelerdeki şeriatlardan bahis ediyorsa onlar kendisi gibi düşünmeyeni asar, kendisi gibi düşünenlerinde hatasını görmezden gelirler. Lakin esas anlamıyla şeriat olsa hak için adalet olur ve bu paylaşımı da yapan, diğer paylaşımı da yapan hatta topluma zarar veren herkes cezalandırılırdı.

Evetçiler, Hayırcılar diye bizi birbirimize düşürmek isteyenlere inat, hoşgörülü olmak var iken güzel bir şekilde uzlaşma zemini hakim kılmak neden tercih edilmiyor. Nedir bu kin, neye, kime göre bir kin….

Dünyanın kirli siyaseti fokur fokur kaynarken, Türkiye'ye karşı düşman yaratmak için oyun kurucular Bizans oyunları sergilerken, bizi bize, kardeşi kardeşe düşürenlere prim vermek için çaba harcayanlara son sözüm şu olacak;

Akıllı olun...
OGÜNhaber