Doğan'In İpini Çek Haykırışı

Geçtiğimiz günlerde Aydın Doğan ile Başbakan arasında yaşanan kavganın Doğan medyasının şirketleri için rant istemesinden kaynaklandığının ortaya çıkması ise, medyanın da toplumun çoğunluğunda olduğu gibi, çıkar ilişkilerinin içerisinde en ön sırada yer almasının acı bir göstergesidir.


SÖYLENTİLER ÜZERİNE DENİZ FENERİ REKLAMLARINA ARA VERMİŞTİK
Yoksul halka yardım yapan kurumlara destek vermek için bu kurumların reklamlarına, yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana hem GÜZELVATAN gazetemizde, hem de OGÜN gazetemizde ücretsiz olarak destek mahiyetinde yer vermeye özen gösterdik.
Aylar öncesiydi ve gazetelerimizde yayınlanmak üzere Deniz Feneri Derneği'nden bir reklam gelmiş ve bu reklamı talimatımız olduğu için arkadaşlarımız gazetemize koymuşlardı.
Genel Yayın Yönetmenimiz yanıma gelerek, Deniz Feneri reklamını gazetemize koymamızın etik olmadığını, dernekle alakalı bir takım şaibeli durumların ortaya çıktığından reklamı gazetemiz baskısından çıkarmamızın gerektiğini söylediğinde, bu reklamı gazetemizden çıkarmış idik.


SAĞIR SULTANIN BİLE BİLDİĞİ OLAYI DOĞAN GURUBU GÖRMEMEZLİKTEN GELMİŞTİ
Ve o zamandan, bu zamana sağır sultanın bile bildiği bu olayı, Doğan Gurubu dâhil olmak üzere tüm medya görmemezlikten geldi. Peki, ne oldu da birden bire, iktidarı eleştiren, Emin Çölaşan gibi usta bir gazeteciyi bile iktidara şirin gözükmek adına harcamayı göze alan, Doğan grubu aniden bu olayı manşetlerine taşıma kararı aldı. Demek ki! Başbakanın dediği gibi rant olayı vardı ve bekleyen dosya zamanı geldiği için işleme konuldu.
Bazı gazetecilerin, tamam, Doğan Gurubu dosyayı bekletti ama neden Başbakan ortada bir çirkinlik varsa, bir basın kuruluşu rant ile çıkar için taleplerde bulunduysa, neden hemen söylemedi ve neden bu zamanı bekledi sorusuna ise şu cevabı vermek isterim;
Başbakandan ve hükümetten, birçok kesim ile birçok kurumdan bence o kadar çok çirkinlikler talep edilmektedir ki! hangi birini açıklasınlar.


ORTADA ÇİRKİNLİK VARSA FAKİR FUKARA ADINA HESAP SORULMALIDIR
Lakin Deniz Feneri kurumunda bir çirkinlik yaşandıysa da, bunun bedeli fakir fukara adına en ağır şekilde ödetilmelidir. Ama ne yazık ki! Olay Deniz Feneri'nin yolsuzluk olayı değil, Deniz Feneri üzerinden birilerinden intikam alma girişimidir.


DENİZ BAYKAL 7'LERİ KARIŞTIRMIŞ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal diyor ki! ''kurye gelmiş ve kanal 7 binasının 3. katında Başbakan'a Deniz Fenerinden gelen parayı vermiştir. Ve kuryeye bu olay 7 kez sorulmuştur''
Ama olay öyle değilmiş. Kurye'ye 7 kere sorulmamış aksine 7. celsede bu olay sorulmuş ve başbakanın adı bu kişinin ağzından çıkmamış ve sadece başbakanlık diye bir sözcük kullanmış.
Peki, çamur at izi kalsın söylemlerinden haz duyan bir muhalefet lideri her işe hayır demesiyle tanınıyorsa, muhalefet liderinin her HAYIR'ında bir şer vardır diye mi kabul etmemiz gerekecek acaba?


BİR KESİME KAN KUSTURAN DOĞAN'A, KONGREDE SİTEM VARDI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Aydın Doğan ile ilgili yaptığı sert söylemlerin yankılandığı Güngören Köyiçi Kapalı Spor Salonunda başbakanın sıcaktan bunalmış şekilde ceketini çıkarıp, rant iddialarını haykırdığı dakikalarda salonda idim.
Başbakanın söylemleri sırasında daha olayı anlatmadan, Aydın Doğan ismini söylediğinde salondaki tablo oldukça öfkeli idi. Geçmişte bir kesime o zamanki siyasi aktörlerden aldığı güçle kan kusturan Aydın Doğan için Ak Parti kongresinin yapıldığı salondaki Ak Partinin tabanı içindekini kustu ve Başbakana, ''Aydın Doğan'ın ipini çek, zamanı geldi'' diye haykırdı.
İstediği kişiyi başbakan yapan, istediği hükümeti tahttan indiren birilerinin düştüğü durumu etme bulma dünyası olarak değerlendirerek, anlayan anlar diyorum.

 

 

fyildirim@ogunhaber.com
OGÜN/14-20.Eylül.2008/Sayı:90/Sayfa:03
OGÜNhaber