Bir Örp'Li; İnadına Tayyipciyim

Türk   kurultayında KKTC'yi temsil etmesiyle Türk dünyasının gönlünü fetheden, ''Bizler bir tek hedef, amaç için; gelecek için yola çıktık'' diyerek, ÖRP'nin kişisel çıkarlar için değil, ülke çıkarları için yapılan siyaset anlayışında olduğunu vurgulayarak KKTC'de yaşayan Kıbrıs Türklerini akın akın  çevresinde  toplayan,  KKTC  pasaportunu  uluslararası siyasi arenada kabul ettirmek için canla başla çalışan, dış ülkelerde yakın bir zamanda açılacak KKTC temsilcilikleri için kolları sıvayan  ve  bir  kesimin  değil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan her bireye kucak açma adında bir sevdası olduğunu söyleyen ÖRP Genel Başkanı, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Doç. Dr. Turgay Avcı ile görüşmek için  ekibimizle  beraber  milli  havayolumuz  THY  ile KKTC'ye doğru hareket ettik.
Yaklaşık 1 saat 20 dakika  süren  keyifli  uçuşun ardından  uçağımız  KKTC  Ercan  Havalimanı'na yumuşak bir iniş yaptı.
Havalimanından sonra dağ yolu diye adlandırılan yoldan tahminen yarım saatlik yolculuğun ardından kalacağımız otele yerleştik.
Otele  bavullarımızı  bıraktıktan  sonra  kamera  ve fotoğraf makinelerimizi alarak, ÖRP Genel Başkanvekili ve İskele Milletvekili Mustafa Gökmen ile olan ilk  randevumuzu  gerçekleştirmek  için  bir  toplantı nedeniyle orada bulunduğundan Dışişleri bakanlığı binasına hareket ettik.

TÜRKİYEMİZDEN CAN İSTEDİK, VERDİ
Dışişleri Bakanlığı'nın protokol girişinde bulunan kırmızı halıların üzerinden geçerek binanın içerisine girdiğimizde bizi karşılayan İskele Milletvekili Mustafa Gökmen ile demleme çayı içerken sohbet etmeye başladık.
Kıbrıs  Barış  Harekatı'nın  ardından  tarım  iş  gücü altında Anadolu'dan KKTC'ye göç başladığı sıralarda sokaklarda hala barut kokusu olduğu zamanlarda 23 Haziran 1975'te KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ile Çalışma Bakanı Sonay Adem'den önce Kıbrıs'a yerleşmiş olan Gökmen, ''Anavatanımız  KKTC'ye  her  zaman  istenilenden fazlasını vermiştir.
Kurucu Cumhurbaşkanımız bunu şöyle ifade etmiştir. ''Biz Türkiye'mizden can istedik ve can bile verdi.'' Özgürlük bizlerin mayasında var ve  tarih  boyunca  Türkler  hiç  bir  zaman  esir olmadı.  Şunu  açık  niyetlilikle  söylüyorum  ki! Kendimi yerli Kıbrıs Türk'ünden farklı görmüyorum. Çünkü Osmanlı zamanında kimimiz yavruvatanda kimimiz ise anavatanda ikamet ettik. Ben burada, buradaki  kardeşlerimiz  de  geçmişte  anavatanda yaşayabilirlerdi'' diyerek kendisi Çevre Bakanı iken Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir  Belediye  Başkanı  olduğu  zamanda KKTC'ye   gelerek   kendilerini   ziyaret   ettiğinde tanıştıklarını  söyleyerek  Recep  Tayyip  Erdoğan'ın KKTC için bir avantaj olduğunu söyledi.

PAPADAPULOS'TAN MI EMİR ALAYIM?
Akşam ise ÖRP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Doç. Dr. Turgay Avcı ile özel bir görüşme  yapma  fırsatı  bulduğumuzda  KKTC  için hedeflerinin ne kadar büyük, siyasi duruşlarının ne kadar net ve Kıbrıs Türkü'nün dünyayla bütünleşmesi için ne kadar çok ısrarcı olduğunu ''canlı canlı'' kendi ağzından anlamış olduk.
Hiç  bir  konuşmasında  şunu  yaptım  veya  bunu yaptım ifadesini kullanmak yerine hep yaptık hep bizler bu noktaya getirdik ifadelerini kullanmasından ise  bencilik  anlayışı  yerine  kucaklayıcı  bir  anlayış sahibi olduğunu anlıyorsunuz.
Doç. Dr. Turgay Avcı Türkiye Cumhuriyeti devletinin arkamızda olduğunu bildiğimiz için daha da güçlü yürüyeceğiz diyerek başladığı konuşmasında, ''Bizler çocukken yüzlerce köyün yandığını gördük ve  bu  sebeple  bu  acıyı  hep  beraber  yaşadık. Sabrettik, çile çektik ve sonunda Barış Harekâtı ile bağımsızlığımızı kazandık. Bağımsızlığımız   için Mücahidimiz  ve  Mehmetçiğimiz  omuz  omuza çarpışarak şehit oldular. Şimdi birileri anavatanım Türkiye'nin Başbakanı ile istişarelerde bulunuyorum diye beni eleştiriyor ve anlamsız ifadeler kullanıyorlar.
Peki, bu ifadeleri kullananlara soruyorum ben Tayyip Erdoğan Bey ile istişarelerde bulunmayayım da  Rum  Başbakanı  Papadapulos'tan  mı  emir alayım?'' diyerek çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ben bir gazeteci olarak Türkiye Cumhuriyeti'nden geldim ve bu ifadeleri kullanan Sayın KKTC Başbakanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı'na hayran kaldım.
Bu ifadeleri duyduğumda aklıma ÖRP genel merkezinde bir partilinin bana söylediği şu ifadeler geldi.
''Bizim partimiz için Ak Parti'nin KKTC şubesi diyenler var. Biz Türkiye ile ayrılmaz bir parçayız. Hizmet için ikili ilişkilerde  bulunuyoruz. 
Ve  genel  başkanımız  KKTC'nin Türkiye ile ayrılmaz bir bütün olduğunu vurguluyor. Ben buradan bu seviyesiz konuşmaları yapanlara şunu söylemek istiyorum. Siz öyle deyin beriki böyle desin. Ama unutmayın ki! İnadına Tayyipciyiz. İnadına Türkiye ile et ve tırnak gibiyiz.''
Kısaca KKTC'deki gelişim için gerekli olan değişim ÖRP ile yaşanacak gibi gözüküyor.
Özgürlük ve Reform Partisi'nin Türkiye'ye bağlılığı tamdır ve bu vesileyle ben Turgay Avcı ve ekibine başarılar diliyorum.
Turgay  Avcı'nın  kişisel  değil,  ülke  çıkarları  için  siyaset yaptıklarını ve yapacaklarını belirtmesi ise KKTC halkına güven verdiği gibi bana da güven vermiştir.
Yazımı Turgay Avcı Bey'in güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum. ''Bizler gelecek için yola çıktık. Şimdi, yenilik, reform ve icraat zamanıdır.''

 

fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/2-8.Aralık.2007/Sayı:49/Sayfa:03
OGÜNhaber