DAEŞ’i güçlendiren ve imaj sahibi olmasına neden olanlar bugün verdikleri yerde tüm şöhretlerini geri almak için seferber oldular. Tabi bunun planın bir parçası olduğunu Türkiye olarak çok iyi biliyoruz.
ARKALARINA BAKMADAN KAÇAN PARALI ASKERLER KAHRAMAN GİBİ GÖSTERİLİYOR
Musul, Şiilerden oluşan 40.000 kişilik vatan sevgisi için değil, para için asker olanlardan oluşan orduya teslim edilmişti. DAEŞ, kente girmeden Amerika’nın verdiği ağır silahları hatta elbiselerini bile bırakıp, arkalarına bakmadan kaçan bu paralı askerler bugün kahraman şeklinde dünya kamuoyuna lanse edilmeye çalışılıyor.
Kanlı örgüt burada kendini göstermiş. Şehri tek bir silah bile ateşlemeden teslim almıştı. Bölgede Musul’u ele geçirmesiyle güçlü bir örgüt konumuna oturmuş ve güçlü imajı ile kendisine taraftar bulmaya başlamıştı.
MUSUL KONUSUNDA IRAK HÜKÜMETİ SUÇLUDUR
Bir zafiyet sonucu kenti ele geçiren örgütün güçlenmesine neden olan Irak hükümeti olduğu için dolayısıyla birinci derecede suçlu olanda kendisidir.
Irak’ın 3. Büyük kenti olan Musul’da bir buçuk milyon kişinin kaderini teröristlerin insafına bırakan hükümet bugün Türkiye’ye karşı sen kenarda dur diyerek maksadını aşmaktadır.
Arap, Sünni, Şii, Kürt, Türk, Yezidi, Süryani gibi farklı renkleri ile bir mozaiği andıran kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış Musul, tek Irak’ı değil, bölgenin geleceğini ilgilendirmektedir.
Bu nedenle Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan tek ülke olan Türkiye’nin Musul’da yaşananları görmezden gelmesini kimse bekleyemez. Hatta ve hatta bunu teklif bile Etmeleri hadlerini aşmaktır.
MUSUL İÇİN GARANTÖR ÜLKE TÜRKİYE’DİR
Sebebine gelince; Türkiye eğer isterse, Musul'daki haklarını gündeme getirerek, bu şehri kontrol altına alabilir. Zira 1926 Ankara Antlaşması bu hakkı veriyor.
Bugün yaşanan kaos ortamı, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'a girebilmesi için uluslararası hukukta hakkı olması mezhep savaşı çıkarmak isteyenleri telaşlandırıyor.
DAEŞ SONRASI MUSUL’U YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Musul DAEŞ’ten alındığı zaman ne olacağını yakından takip eden Türkiye, ayrıca bir takım sözler ile üst düzeyde anlaşmalar yapılsa da PKK militanlarının operasyon sonrası örgütten boşalan yerlere yerleşme ihtimallerini de değerlendiriyor.
Kandil militanlarına ABD’den kesin söz aldığı şeklinde beyanatlarda bulunduğu da biliniyor. 500 ABD’li üst düzey askerin operasyona danışmanlık verdiğine göre burada gerçekleşen tüm hataların Amerika’nın hatası olarak kabul edilmesi de gerekiyor.
Bugün gerçekleşen başarılı operasyonların yerine zorlu bir mücadelenin geçeceği de yapılan planlar arasında yer alıyor. 1 ay ile 3 ay gibi bir süre devam eden operasyonlarda ve sonrasında her türlü kaos planlarına hazırlıklı olmak için devletimiz çok titiz çalışıyor.
Tüm ihtimallere karşı değişik planlarımız hazır. Bölgeye zarar verecek tüm planlara karşı olduğumuzu açıkça belirtiyoruz. Büyük devlet olan ABD artık yaptırım konusunda eskisi gibi güçlü değildir. Bölgede tek aktör zamanı çoktan geçmiştir.
Garantör ülke olmamız nedeniyle C planımızı uygulamaya koymak için sınırımıza yığınak yapmaya devam ediyoruz.