Zor bir sorun çok kolay çözülüyorsa…

22 Ekim’de başlayan süreci biliyorsunuz.
Bahçeli’nin “Teröristbaşı konuşsun; terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin” sözüyle başlayan süreçten bahsediyorum.
O konuştu, bu konuştu,
Öyle oldu, böyle oldu,
Partisel ziyaretler yapıldı,
İmralı seferleri düzenlendi ve zurnanın zırt dediği nokta geldi çattı.
…Ve Öcalan beklenen açıklamayı yaptı.
Gerçekten metni dinleyince şok oldum!
Yine ve yeniden okudum.
40 yıllık geçmişi olan bir soruna göre oldukça kısa bir metin ama herkese ve her kesime mesajlar içeren tam bir manifesto gibi…
Adam kuyruğu dik tutmaya çalışmış ama örgütünü/PKK’yı resmen gömmüş.
O kadar da değil; DEM Parti’yi de pas geçmemiş, boşa düşürmüş.
Şu cümlesine iyi bakın:
“…ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.”
Yani DEM Parti’ye alenen demiş ki:
“Siyasal söyleminiz tam bir hikaye,
Artık boş konuşmayı bırakın!
Kuzey Irakvari özel veya özerk bölge hayalinden filan vazgeçin.
Kürt sosyolojisinin istediği bu tarz siyaset ve yaklaşımlar değildir…”


Diğer önemli bir husus:
Adeta iktidara/devlete demiş ki:
“Tamam,
Sizin dediğiniz gibi olsun,
Ben, tamı tamına sizin cümlelerinizle PKK’nın bitmesi gereğini ve talimatını veriyorum.
Hatta “…tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” diyerek  Sayın Bahçeli’nin 22 Ekim’deki cümlesini metne dahil edip iyi niyetimi görünür hale getiriyorum.
Ama bir şartla;
Demokrasi Demokrasi, Demokrasi…
Bu şartın muhatabı da Erdoğan/iktidar ve devlettir.”


Nasıl yani?
Adam sanki İmralı’da yattığı süreçte “Amerika’da Demokrasi” kitabını hatmetmiş ve Türkiye’nin Tocqueville’i olmaya azmetmiş gibi…

Açıklamaya serpiştirdiği demokrasi vurgusuyla pimi çekilmiş demokrasi bombasını iktidarın/Erdoğan’ın/Ak Parti’nin kucağına bırakmış!
Dikkat edin: metnin başlığı bile “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”
Metinde 6-7 defa demokrasi vurgusu yapılmış.
Demokratik toplum,
Demokratik siyaset,
Demokratik uzlaşma,
Demokratik örgütleme,
Demokrasi dışı yolların olmaması…
Yani, Öcalan’ın “sosyalizm/halkların kardeşliği/paradigma” filan gibi soyut söylemlerine alışıktık ama adamın içinde bir demokrasi havarisi gizlenmiş de haberimiz yokmuş sanki…
Demokratik romantizm yaparak metnin bir yerine “Yorgun Demokrat” parçasından bir bölüm bile koysa şaşırmazdım.
Mesela şöyle bir mix yapsaydı:
Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yâr göğsüne baş ko'madan
Vurulup düşenler oldu!


Uyanın ey yoldaşlar!
Kandil’in sönme vakti..
Ah, akıp gidiyor hayat
İmralı’da yumurtalar hep bayat!
Yüreğim anlıyor sizi...
Ernest geldi,
Çanlar bizim için çaldı,
Silahlara Veda dedi,
Artık susma, yorgun demokrat!


Neden şaşırdım ve neden rahatsız oldum?
Bu sürecin iki tarafı var:
Bir yanda Öcalan/Dem Parti ve PKK,
Diğer tarafta Devlet/İktidar ve Bahçeli…
Bu metni, devlet kendi hazırlamış olsa ancak bu kadar iyi olabilirdi.
Beni rahatsız eden şey de işte bu; metnin bu kadar dört dörtlük olması.
Çünkü,
Sorun çok eski, çok derin, çok kronik-komlike, çok boyutlu…
Böyle bir sorunun çözümünün çok kolay ve çok hızlı bir şekilde bu noktaya gelmesi,
Ve “bu iş tamam! Sorun çözüldü!” algısının oluşması beni tedirgin ediyor.
Kafamda, “Acaba bu işte bir iş var mı/bir bit yeniği mi var?” soruları fır dönüyor!
Çok zor ve girift bir sorunun çok kolay çözülmesi hayatın olağan akışına bile aykırıdır.
Üstelik ülkede demokrasi pratikleri noktasında çok ciddi sorunlar yaşanırken, metinde bu kadar çokça ve önemle yapılan demokrasi vurgusu tesadüf müdür yoksa oldukça manidar mıdır?
Kaldı ki,
Öcalan’dan herkesi şaşırtacak derecede böylesi makul bir açıklama geldikten sonra Erdoğan’ın konuya ilişkin “taş üstünde taş/omuz üstünde baş bırakmayız!” tarzı sert, katı ve keskin söylemselliği de çok normal ve asla lafın gelişi değil.
Bir şey duymadım,
Görmedim,
Bilmiyorum ama içimde bir huzursuzluk var!
Acaba diyorum,
Plan içinde plan, oyun içinde oyun mu var?

Son sözüm:
Büyük bir sorunun çözümünde her şey yolunda görünüyorsa, mutlaka yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir.
Umarım benim içim fesattır,
Umarım ki her şey gerçekten yolundadır ve gerçek bir çözüm ortaya çıkar!

OGÜNhaber