Tutmaz arkadaş, tutmaz,
Ekonomi kötü ise ne icraat yaparsan yap tutmaz,
Kabul görmez…
İktidar, ekonomiyi düzeltemiyorsa başarılı sayılmaz.
Muhalefet, ekonomiyi düzelteceğine ikna edemiyorsa iktidar olamaz.
“Paranın ne önemi var; mühim olan insanlık” gibi beylik laflara sakın kanmayın.
Ahalinin en temel ölçütü ekonomidir,
Alım gücüdür,
Geçim derdi olup olmadığıdır…
Ekonomide işler iyiyken diğer tüm icraatlar kötü bile olsa kimsenin umurunda olmaz.
Ekonomide işler kötü ise diğer tüm icraatlar muhteşem bile olsa kimsenin gözüne gelmez.
Hem ekonomi hem de diğer icraatlar kötüyse; işte o zaman vah ki vah…
Türkiye siyasetinin en temel kısırdöngüsü halk dalkavukluğudur.
Ahalinin kısırdöngüsü ise çok yüzlü olabilmeye dair büyük becerisidir.
Körle şaşılar birbirini ağırlar misali biri birinden beslenir veya biri diğerinin kurdu olur.
Ahalinin tek ölçütü menfaattir,
Siyasetin tek ölçütü ise ne kadar güzel kandırıp ne kadar çok oy alıp almadığıdır.
Partiler oy isterken mangalda kül bırakmaz;
Ahaliyi etkileyecek her türlü enstrümanı kullanır.
Ahali oy verirken mangalda kül bırakmaz;
Verdiği oyu yüceltecek her türlü laf cambazlığına başvurur.
Kim ne derse desin,
Nasıl överse övsün,
İsterse dinî-milli-manevi değerlerle bezenmiş nutuklar savursun,
Ahalide geçim derdi varsa hiçbir şey tınında bile olmaz!
Eğer bir koli yumurta 200-210 lira olmuşsa,
Asker mektubu büyüklüğündeki bir zarfı kargolamak 265 lira olmuşsa,
Bir paket makarna 25-35 liraya çıkmışsa,
Ağzınızla kuş tutsanız asla duyan ve umursayan olmaz!
Asıl ironik olan da şu:
“Materyalizm/Maddecilik” gibi kavramları kullanıp; bunlara en karşı olduğunu en çok konuşan millet biziz.
Ama ne yazık ki ekonominin, yani maddenin, yani paranın en belirleyici olduğu millet de yine biziz!
Yoksa en materyalist millet biz miyiz?
Galiba dışavurum bu olsa gerek;
Kişiler ve toplumlar en sahip olamadığı şeyi en çok eleştirirmiş.
Garip olan ise,
Ahali, siyaset kurumunun halk dalkavukluğundan
Siyaset kurumu ise ahalinin çok yüzlülüğünden gayet memnun.
İki taraf da, derin samimiyetsizliğin çok farkında ama alan razı satan razı…
Müthiş bir karşılıklı rıza üretimi var…
Yani demem o ki:
Var malın alem kulun,
Yok malın cehennem yolun!
Bu arada,
Biliyorum ki,
Herkesin içinden geçip de söyleyemediği şeyleri söylediğim için bir kamyon laf işitip, suizana muhatap olacağım,
Ama olsun,
Buyursun gelsin; ilk sövgüyü en samimi olduğuna inanan söylesin!
(Tespitimi ekseriyet çerçevesinde yaptım. Kendi iç muhasebesinde “ben öyle değilim” diyenler varsa baş-göz üstüne! Müstağni olanlar hariçtir!”)