'Üç Maymun' hikayesi; Nereden Nereye..!

Kralın çok yaşlı ama çok da akıllı üç maymun danışmanı varmış.
İnançlarına göre öbür yamaçta yaşayan şeytanı gören ve sesini duyanlar sonsuza kadar lanetlenip taş kesilir, maymun krallığı da felakete uğrarmış.

Bu üç danışman maymun bir gün kralları için tepede nadide çiçekler ararlarken, çalıların arasında bir hışırtı duymuşlar.
Merakla çalıları aralayıp baktıklarında şeytanla yüz yüze gelmişler.
Şeytan çirkin sesiyle çığlıklar atmaya başlamış.

Maymunlardan birincisi görmemek için gözlerini kapamış ama şeytanın sesini duymuş.
İkincisi kulaklarını kapamış ama o da şeytanı görmüş.
Üçüncüsü ise hiçbir şey yapamamış, şeytanı hem görmüş hem de sesini işitmiş ama bu ölümcül sırdan kimseye bahsetmemek için hemen ağzını kapamış.

Kalplerinin taşlaşacağını bilerek ormanda dalları yere değen bir söğüt ağacının altına gizlenmişler. Orada saatlerce hareketsiz kalmışlar.

Gece yarısı bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine, krallarını ve halklarını tehlikeye atmamak için ellerini kapattıkları yerlerden çekmeyeceklerine dair birbirlerine söz vermişler.

O günden sonra insanlar ne zaman gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatmış o fedakar üç maymunu görseler anlamışlar ki; onlar şeytanı görmüş ve duymuşlardır ama toplumun çıkarları uğruna bunu bir sır olarak saklamaktadırlar.

Sonra o üç fedakar, bilge ve akîl danışman maymun ölmüşler.
Yerlerine yenileri gelmiş.
Ölen danışmanların yerini fedakarca doldurmaya ve onların prensiplerine uygun hareket etmeye çalışmışlar.
Ama, gel zaman git zaman durum öyle bir hal almış ki,
Ve öyle toy, kifayetsiz, muhteris, mütekebbir ve kraldan çok kralcı danışmanlar  gelmeye başlamış ki;
O üç bilge danışmanın kral ve halkı tehlikeye atmamak için kendi yaşamlarını yok sayan asil davranışı bile tam tersi bir reflekse dönüşmüş.

Hakikatı "işitmez",
Yanlışları "bilmez",
Haksızlığı "görmez" olmuşlar.
Kendilerini uyaranları da, dinlememişler bile…
Kral bile değişmeye başlamış;  onların telkinleriyle.
Kral’a "her şey iyi, güzel, hoş ve asayiş berkemal" diye söylerlermiş.
Halktan gelen şikayetleri krala aktarmaz hatta "halk her şeyden çok memnun efendim" derlermiş.
Edindikleri makamları elde tutmak için her yolu mübah sayarlarmış.
Bu yüzden, farkına bile varmadan o adil, adaletli ve iyi kral halkından kopmaya başlamış.
Bilge üç danışman maymun dönemini yaşayıp  ve toy danışmanların şerrinden korkup köşelerine çekilmiş, adap ve muaşeret bilenler iç çekerek manzarayı seyredip; "Nereden nereye… Görmedim, duymadım, bilmiyorum" hareketinin esprisi neydi, şimdi ne oldu" diye gözleri dolar ve kral için üzülürlermiş.

O üç danışman mezarında yatamıyordur, derlermiş.
Çünkü kral da, bu yeni, turfa, kifayetsiz danışmanlar elinde esir gibiymiş.
Tek söyledikleri; "Tanrı sonumuzu hayretsin" demekmiş…

Neden mi anlattım…
Kıssadaki hisse, ne mi..?
Hiiiççççç…..
Öylesine, boş yere, alakasızca anlattım.
Sizler de "Görmeyin, duymayın, bilmeyin"
Ama bir farkla;
Üç Bilge danışman gibi mi.?
Yoksa, sonra sonra türeyen; toy, aç ve muhteris danışmanlar gibi mi.?
Tercih sizin artık…
OGÜNhaber