—Esad’ın yıkılışı Suriyeliler için bir zafer midir?
Evet zaferdir,
Ama kaybettiren,
Beterin beteri bir kaos, korku ve sefalet vaat eden bir zaferdir.
—Esad’ın yıkılışı Türkiye için bir zafer midir?
Değildir,
—Hezimet midir?
O da değildir.
—Ya nedir?
Marx der ki:
Önce eşeği çaldı, sonra buldu. Köyde kahraman oldu!
—Suriye’de İç Savaş başlarken Türkiye müdahil olmasaydı ne olurdu?
İç savaş yine olurdu.
—Esad’ın yıkılışı sürecine müdahil olmasaydı ne olurdu?
Esad yine yıkılır, yeni durum yine olurdu.
—İç savaş başlarken Türkiye’nin politikası?
Yanlıştı,
Realiteden uzaktı.
Kurulan oyunu göremeyen,
Hayalperestlik idi.
Sanki “Kurtlar Vadisi-Suriye” film çekimi var,
Ve “Emevi Camiinde Cuma namazıyla” “The End” yapılıyordu!
—İç Savaş biterken Türkiye’nin politikası?
Doğruydu,
Realiteye uygundu.
Kurulan oyunu gören,
Ve olması gereken gibiydi.
—İsrail?
Asıl zafer kazanan onlar…
Hamas üzerinden oyun kurdular,
Gazze ile başladılar,
Lübnan’a daldılar,
Hizbullah’ı erittiler,
HTŞ üzerinden Esad’ı bitirdiler.
Bir taşla çok kuş vurdular.
Emellerini gerçekleştirmenin,
Suriye’yi arı kovanına çevirmenin hazzı içindeler…
—Ne olur?
Hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Sanki Suriye’de bir Irak…
—Esad zalim miydi?
Kesinlikle evet.
—Peki, 2010’da başlayan iç savaştan sonra mı zalimleşti?
Hayır,
Hep zalimdi.
Hatta zalimlik babadan oğula geçmişti.
—Yani, Türkiye ile can-ciğer kuzu sarması iken de zalim miydi?
Tabi ki evet.
O halde?
“O halde”si oldukça aşikar...
Kardeşim Esad idi, zalim olan Esed,
Dostum yaşar, düşmanım Beşar…
—Suriyeli sığınmacılar geri döner mi?
Döner döner…
Dörtte biri mi yoksa beşte biri mi döner,
Ama ne kadarı döner; kim bilir?
Peki, ben sorayım;
Dönenler, ya geri dönmek isterse veya yeni göçler kapıya dayanırsa?..
Bunu hiç düşündün mü…
—910 km’lik Suriye sınırımız şimdi daha güvenli mi?
Bekle gör,
“Karamanın koyunu…” misali.
—İktidar, Esad’ın yıkılışını zafermiş gibi kullanacak mı?
Evet,
Hatta algı operasyonu başladı bile…
Yakında direniş hikayeleri,
Fetih şiirleri,
Zafer marşları yapılırsa sakın şaşma…
Ya Emevi Camii’nde Cuma namazı?
—Kılınacak kılınacak,
Hem de
Kutlu direnişin nişanesi olarak…
Ve erken seçimde allı-pullu kullanılacak…
—Peki,
İktidarın Suriye zaferini(!) Türk halkı nasıl karşıladı?
Anketler yakında ölçer ve söyler.
—Ne söyler?
“Suriye’den bana ne!
Benim gündemim ekonomi!” der,
Ve yaşanan geçim sıkıntısını söyler…
—Yollarda katar katar sığınmacı varmış.
Bazı iktidarcılar Çin’deki bir otoban gişe kuyruğunu Cilvegözü sanmış.
O kadar yani…
Giden sığınmacı iktidara pirim yaptırmaz mı?
Giden sığınmacı, ekonomik sıkıntıyı da götürmüyor ki…
—Yani, bir şey değişmez mi?
Değişir değişir,
Ama ana sorun değişmez!
Belki iktidar, oylarını 1-2 puan artırır,
Ama ötesini getirmez!
—Neden ki?
Ekonomik sıkıntıların sebebi sığınmacılar değildi ki…
Sığınmacılar sadece çatacak yer arayan halkın gözüne batan,
Görünen bir sebepti…
Sığınmacıların maliyeti Hazine Garantili Projelerin garanti bedellerinden bile az.
İnsan işte,
Böyledir,
Eşeğine kızıp eyerini döven sahip gibidir…
—Sonuç?
Değişen bir şey olmadı,
Olmayacak…
Suriye’de Esad yıkıldı,
Çok da iyi oldu,
Ama sadece o kadar…
Çok üzgünüm ve söylemek zorundayım ki Esad’ın yıkılması Suriye’yi daha yaşanılır hale getirmeyecek…
Maalesef külfetsiz komşu hayalden ibaret.
Keşke olsa!..
Küresel kötülük devam edecek,
Türk ekonomisinin kötü gidişatı da, halkın sıkıntısı da değişmeyecek!
—2025’de düzelir diyorlar?
Sahiden mi?..
Az kaldı,
O halde ver mehteri…