Öncelikle hiçbir yorum, analiz, değerlendirme yapmadan bu cinayeti “şiddetle ve en üst düzeyde” lanetlemeliyiz.
Cinayet cinayettir… Bunun “lamı cimi” yoktur.
Bu cinayeti kınarken, lanetlerken,cümlelerimizin başına-sonuna; ama, lakin, fakat gibi ifadeler kullanmadan, mutlak bir lanetleme yapmalıyız.
Çünkü bir cinayet, katliam veya öldürme fiili; kim, nasıl, niçin ve hangi gerekçeyle veya hangi amaçla yapılırsa yapılsın bu bir cinayettir ve lanetlenmelidir.
Hele de Müslümanların, bu canice işlenen olayı ve böylesi fiil ve cinayetleri “bila kayd ü şart” kınaması, tel’in etmesi, ve asla ve asla meşrulaştırıcı söylem ve yorumdan uzak durması gereklidir.
Çünkü İslam, her durum ve koşulda yaşam hakkını önceleyen ve onu isteyen, aksini ise “haram” addeden ve “bir ferdi öldürmenin tüm toplumu öldürmek” gibidir diyerek yaşam hakkını mutlak anlamda emreden bir dindir. Aksi için ise nameşru olduğunu ısrarla dile getiren ve bundan insanları meneden bir mutlak’iyet içerir
Bu bağlamda, bir kişi veya grup, hangi fikri yapı içinde olursa olsun; dini, mezhebi, siyasi veya etnik aidiyetini hayat tarzı referansı alarak cinayeti, öldürmeyi asla meşrulaştıramaz.
Bu nedenle cinayet cinayettir…
Bir kişi veya grup, İslam’ın hangi yorumunu yaparsa yapsın; selefilik, cihadistlik, cemaati yapıya intisap gibi, bu mensubiyet saikiyle kendinde, -asla ve asla- öldürme hakkı bulamaz ve yapacağı şiddet ve terörü meşru kılamaz.
Bu nedenle cinayet cinayettir…
Günümüzde gelişen “islamofobi” asla tasvip edilecek birşey değildir ve maalesef dalga dalga yayılmaktadır. Özellikle Avrupa’da, daha geniş söyleyişle Hristiyan ve Musevi mensubiyeti olan coğrafya ve ülkelerde bu algı haksızca ve düşmanca oluşuyor olsa bile, hiç kimse dini referansla “durumdan vazife çıkartarak” öldüremez, katledemez, ve tepkisini cinayet, terör ve şiddet içererek gösteremez.
Bu nedenle cinayet cinayettir…
Cinayetleri duyup, görüp, okuyup, sonra da cinayeti lanetliyoruz ama….. diye başlayan cümleler kurulamaz, söylenemez, söylenmemelidir.
Bu yüzden cinayet cinayettir…
İnsanlar bir dinin inanç manzumelerine ve hayata dair öğretilerine, dinin temel ve değişmez kaynaklarından ziyade, o dinin mensuplarının eylem ve söylemlerine göre kanaat belirtip, yaklaşım oluşturmaktadırlar. Aslında bu yüzeysel ve üstünkörü bir yaklaşım tarzıdır. Ama bu durum –yanlış da olsa- bir realitedir. Bu nedenle özellikle İslam dini mensubu olan ve Müslüman olduğunu söyleyen kişi, grup ve ülkelerin özenle üzerinde durup, eylem ve söylemlerine dikkat etmelerini gerektirir. Ve bu boyutla da, dini referans ve retorikle hiç kimse başka birilerinin yaşam hakkını yok etme hakkını kendinde bulamaz.
Bu nedenle cinayet cinayettir…
Ölen gayrı müslim ise, ölen İslam’a mugayir tavırda ise, ölen; “Hz. Peygamber’e veya başka İslami kutsallara” dil uzatan veya aşağılayan veya eleştiren bir eylem ve söylemde bulunmuş olsa bile; buradan hareketle, infial ve kızgınlıkla yapılacak şiddet, terörize eylem, cinayet ve katl, asla ve asla meşru olmaz, katilin katliamını asla tolere etmez ve din nazarında makbul hale getirmez.
Bu nedenle cinayet cinayettir…
Bu nedenle hepimiz, her insan, özellikle de Müslüman olduğunu söyleyenler çok daha net, açık, şartsız-koşulsuz, tepki koymalı, tavır almalı, şiddeti, terörü ve cinayeti lanetlemeliyiz.