Yerel yönetimce alınmış bir karar diyor Merkel,
Bu yerel yönetimin sanki Almanya ile hiç alakası yok,
Sanki “Patagonya” belediyesi..
Maskeler düşüyor,
İfade Özgürlüğünün(!) beşiği Avrupa gerçek yüzünü gösteriyor,
Nasıl bir özgürlük algısı ise;
“Hayır”ı savunan Deniz Baykal’a evet, “Evet”i savunan Bekir Bozdağ’a hayır,
(Bu arada politik mülahazayla bile olsa Baykal’ın toplantıyı iptal etmesini kutluyorum)
İfade özgürlüğünün beşiği Avrupa’nın Almanya’sının Merkel’i,
Sana soruyorum;
Deniz Baykal’ın toplantı yapacağı yerin “otopark”ı çok arabalık mı yoksa…
Bekir Bozdağ’ın toplantısını organize edenlere de aşk olsun,
Almanya için otopark durumunun nasıl stratejik, jeostratejik, ve milli güvenlik açısından hayati önemini nasıl göz ardı ederler…
Sevsinler sizin gerekçenizi,
Buna kargalar bile güler,
AB’nin lokomotifi Almanya’nın Merkel’inin sığındığı gerekçe kasaba belediye başkanının sözleri,
Kasaba belediye başkanının ise “otopark”...
Bu durum bile “Evet”in ve “Hayır”ın önemini ortaya koyuyor.
Bu durum “Evet”in ülkemiz için önemini gösteriyor.
Keçecizade Fuat Paşa’ya sorarlar:
Rusya ile ilgili aldığın kararlardaki isabetin sırrı nedir?
“Rus sefirini çağırıyorum, ona fikrini soruyorum, O ne derse tersini yapıyorum” der.
Referanduma dair zihni karışık olanlar için Almanya’nın gösterdiği tavıra bakmak bile yeterli.
Yeni bir, “yüz yıllık” kavşaktayız,
Dahili kavgaları unutup “büyük fotoğrafa” bakmak zorundayız,
Referanduma dair önemsizlik atfederek, bizi bize düşürerek gözümüz perdeleniyor,
Oyuna gelmemeliyiz,
Büyük düşünüp, büyük bakmalı, “büyük oyun”u görmeliyiz.
Can sıkıcı bir sessizlik var…
Algı operasyonları tam gaz devam ediyor,
Zihinsel manipülasyonlar durmuyor,
Referanduma kadar çok uyanık ve müteyakız olmak zorundayız,
Durmayacaklar,
Gelmeye devam edecekler,
16 Nisan’a kadar boş durmayacaklar.
Fiili ve zihinsel sabotajlara karşı hazırlıklı olmalıyız,
Şuanda içinde bulunduğumuz zihinsel karmaşa bile kurgulanan oyunun bir etabıdır,
Harici düşmanlar dahili ortaklarıyla durmaksızın çalışıyor,
“Hayır” çıksa ne olacak ki diyorlar;
“Erdoğan yine Cumhurbaşkanı, Yıldırım yine başbakan, Meclis yine meclis,
Değişen bir şey olmayacak ki” deniyor.
“Hadi Erdoğan’dan sonra bir deli gelip de Cumhurbaşkanı olursa” deniyor,
Akıl oyunları oynanıyor,
Önemsizleştirme, basitleştirme, değişmezlik atfedilen “zihinsel kısırlaştırma” dillendiriliyor,
Adeta milletin zeka ve aklıyla dalga geçilen “provakatif çarpıtma” söylemleri dolaşıma sokuluyor,
Yok efendim “imece” usulü bir Hayır kampanyası varmış,
Millet ilk defa kendi kendine bir refleks sergiliyormuş,
Partisellikten uzak organize olmamış bir kampanya oluyormuş,
Yalan, yalan, yalan…
Hem de kuyruklu yalan,
“Organize olmamış kampanya” söylemi bile tam bir “organize işler”,
Ama millet “Büyük Oyun”un farkında,
Millet istiklaline ve istikbaline koşarken, ayağına çelme takanlara fırsat vermeyecektir,
Hedefe koşmaya devam edecektir.
15 Temmuz’u bu millete yaşatanlar bilmeliler ki;
Artık hiçbir şey 14 Temmuz gibi olmayacaktır.
Bu millet finalleri sever,
Hükümetin yorgunluğuna, hatalarına, eksiklerine, bazı yöneticilerin gaflet ve kibrine rağmen,
Bürokrasinin bazı küstahlıklarına rağmen,
AK Parti’nin rehavetine rağmen,
Başarısız ve kifayetsiz muhalefete rağmen,
Dahili ve harici ihanet ve alçaklıklara rağmen,
Tüm akıl oyunlarına rağmen,
Referandum oylamasında basiret ve ferasetini konuşturacaktır
Son kertede,
Milletin "Milli, yerli ve ülkesel aklı" yine galip gelecektir…