“Godot’yu Beklerken”,
Bir de baktık ki “Öcalan’ı Beklerken” şerefindeymişiz!
Hangi Öcalan mı?
Hani şu, savaşın kartalı barışın güvercini olan,
Kandil’de semiren, İmralı’da dinlenen,
“Devletimin hizmetine her daim hazırım” diyen,
Değerini bilemediğimiz,
Kardeşlik kokulu,
Krizantem çiçeğimiz,
Paradigmatik bilge insan; Öcalan!..
Yok yahu!
Bebek katili, Teröristbaşı, 100 bin vatan evladının ölümünün sorumlusu filan da değilmiş!
Aslında o, tüm bunları engellemek istemişmiş de; riya gibi anlaşılır diye söyleyememiş,
Kendini feda etmişmiş!..
Yakında Turkish Mandela olursa,
Ve “Öcalan’ın İmralı Günlükleri” elden ele dolaşırsa hiç şaşırmayın!
Neden?
15 Şubat 2025,
Şubat’ın 15’i veya biraz daha ilerisi…
Bir ses yükselecekmiş İmralı’dan:
“I Have A Dream/Bir Hayalim Var!.."
Sonra?
Barış halayları çekilecekmiş Gabar’da, Cudi’de,
Ve Kandil’de…
Kekik kokuları yayılacakmış Kobani’den, Haseke’den,
Halfeti’den…
Kardeş türküler söylenecekmiş Ankara’da, Rojova’da,
Ve Erbil’de…
Kayyımlar eşliğinde DEMli çaylar içilecekmiş Mardin’de, Van’da,
Ve Batman’da…
Vay ki vay,
Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar!
Ne Öcalanmış be arkadaş!
Katilin kıymetini bilememişiz
Üstelik densizce katil demişiz!
Bu gidişle,
“Vur Öcalan vur tilkiye,
Vur kurtulsun Türkiye!” sloganları işitir, billboardlarda görürsek hiç şaşırmam!
Öcalan’la ilgili yorumları ve ona yüklenen misyonu görünce Bekri Mustafa’yı anmadan edemedim:
“Bekri Mustafa bir caminin önünden geçmektedir.
Musallada bir tabut fakat imam ortada yok.
Bekleyen cemaat iyice sıkılmış vaziyette…
Ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı Hoca zannederek namaz kıldırmasını söylerler.
Ben Hoca değilim filan dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler.
Namaz biter,
Bekri Mustafa tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaatten birisi ne söylediğini sorunca:
“Sen şimdi ahirete gidiyorsun,
Eğer orada, bu dünyanın halini sorarlarsa; Bekri Mustafa imam oldu demen yeterli,
Onlar durumu anlar dedim” demiş…
***********
Gazze Türkiye’ye Bağlansın
Davutoğlu demiş ki:
“Gazzeliler referandum yapsınlar ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlansınlar”
Ulu Tanrım! Aklıma mukayyet ol!
Bre Muhterem!
Gerçekten sen ne yiyor ve ne içiyorsun da böyle rüyalar görebiliyorsun!
Acaba,
Gazzeliler öyle bir referandum isterler mi?
Velev ki oldu diyelim; Türkiye’ye katılmak istiyoruz derler mi?
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Yoksa TRT-1’deki Selahattin Eyyubi dizisine fazla mı kaptırdın kendini?
Acaba diyorum,
Gazze’de de bir Emevi Camii vardı da,
Orada da, Cuma namazı kılmak istiyor da; bizim mi haberimiz ve bilgimiz yok!
************
Merkez Bankası
Son tahminden iki buçuk ay sonra,
Şubat başında/yani geçen hafta, yılsonu enflasyon tahminini revize etti.
Yüzde 21’den 24’e çıkarttı.
Olabilir bir durum…
Ama şunu merak ettim:
Tahmin yükselttiğine göre enflasyon verileri demek ki kötü…
Madem böyle; 15 gün önce neden faizleri 250 puan daha indirdin ve indirmeye de devam edeceğini düşündürüyorsun?
Geçen sene de aynısını yaptın,
Ve dört defa “yanıldım düzeltiyorum” dedin.
Şimdiyse “enflasyon düşüyor, düşecek, en kötüsü geride kaldı” falan-filan gibi laflar ediyorsun.
Madem düşüyor ahali neden hissedemiyor?
Bu düşüş nasıl düşüş?
Pazara, markete, bakkala yansımıyorsa,
Enflasyon denen canavar, ahalinin kulaklarının arkasına kadar dayanmışsa,
Nasıl bir mücadeledesiniz ve enflasyonu nasıl düşürüyorsunuz?
Arkadaş!
Adam mı seçiyorsunuz,
Yoksa dalga mı geçiyorsunuz,
Yahut da en iyi yaptığınızı yapıp; bu defa, daha güzel mi kandırıyorsunuz!
“Boksör ringte,
Maç başlıyor,
Rakibi daha ilk rauntta onu haşat ediyor.
—Raunt bitiyor ve boksörün yüzündeki kanları silen antrenör:
Aferin aslanım,
Çok iyi gidiyorsun, perişan ediyorsun.
İkinci raunt başlıyor,
Tablo aynı; rakip bizim boksörün ağzını burnunu dağıtıyor.
Yine raunt bitiyor ama ayakta duracak hali yok.
Antrenör konuşuyorı:
—Harikasın,
İyi durumdasın, aynen devam…
Kaşı gözü patlamış, fena halde hırpalanmış, perişan haldeki boksör dayanamıyor ve soruyor:
—Hocam tamam,
Ama ben iyi gidiyorsam, adamı dövüyorsam; beni döven kim?”
*************
Manidarlıklar
DEM Parti Genel Başkanı Tuncay Bakırhan Bahçeli’ye geçmiş olsun telefonu açmış ve demiş ki:
'Barış ve kardeşlik çalışmaları konusunda Türkiye'nin size ihtiyacı var!”
Aslında çok da hoşuma gitti.
Keşke hep böyle olsa…
Rüyamda görsem inanmazdım doğrusu,
Ama burası Türkiye; olmaz olmaz dememek lazım, Türkiye’de olmaz olmaz!
Erdoğan:
“2028'den sonra yeni bir İstanbul, yeni bir Türkiye inşa edeceğiz.”
Bunu duyunca Bahçeli’nin 28 Mayıs 2023 gecesi,
Yani Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği gece yaptığı açıklama aklıma geldi:
“Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor.
İnşallah Türkiye değişmez"
Ne alaka mı?
Bilmiyorum,
Öylesine aklıma geldi işte…
TÜSİAD Başkanı Ömer Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras:
—Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerekiyor
—Hukukun üstünlüğünü, hemen ve tam olarak tesis etmeden; Ne ekonomide, ne toplumda, ne iç, ne de dış politikadaki sorunlar çözülebilir.
—Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Artık zamanımızın kalmadığını biliyoruz.
—Kamuda tasarrufun daha etkin olmasını bekliyoruz
—Yüksek enflasyon aslında bir vergidir. Gelir dağılımındaki eşitsizlik artıyor.
—Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor.
Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
—Moralimizi bozuk, güvensizlik içindeyiz. Bunun nedeni çöken sistem!
İktidar ise şöyle karşılık verdi:
“Türkiye eski Türkiye değil,
Hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez!”
Bak bak bak,
Şu hadsizlere bak sen!
Bu TÜSİAD da çok oluyor yani; ne sanıyorlar kendilerini!
Bence eksik bile söylemişler.
Şunları haykırmadan olmazdı:
Ezanı susturamazsınız,
Hızlı Treni durduramazsınız,
Bayrağımızı indiremezsiniz,
TOGG’a engel olamazsınız,
Vatanımızı bölemezsiniz,
Kamu-Özel ortaklığı projelerini bitiremeyeceksiniz,
Başörtüsüne dokunamazsınız,
Enflasyonumuza karışamayacaksınız,
Çay-simit hesabı yapamayacaksınız,
Bize diz çöktüremeyeceksiniz,
Ağzınızı açmaya cüret edemeyeceksiniz,
ŞAH’lanışımıza gölge düşüremeyeceksiniz!