Mehmet Özhaseki…
Kim bu muhterem?
Kayseri Milletvekili ve AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı,
Bir diğer deyişle, 25-30 senedir hep belediye başkanı veya hep milletvekili…
Ve yine konuştu,
Hem de ne konuşma!
Körlüğümüzü, nankörlüğümüzü, şükürsüzlüğümüzü yüzümüze vuran bir konuşma!
Yahu arkadaş,
Nasıl beceriyorsun bunu,
Bu kadar absürt, saçma, akla ziyan ve milletin aklıyla dalga geçen konuşmalar için yoksa özel danışmanlar mı tuttun?
Ya da siz ne yiyor ve ne içiyorsunuz!
Bu adam ne zaman konuşsa olay…
Sanırsın ki; yaşadığı yer uzay!
Diyor ki;
"Enflasyon biraz yüksek olabilir.
Ben şahsi düşüncemi söyleyeyim;
Ekmek 1 lira alamıyorsunuz. Ama bugün 5 lira, çok rahat alabiliyorsunuz. Burada insanların alım gücünün arttırılması kıymetli…"
Yahu göz var izan var,
Oran var orantı var,
Dünyada en yüksek enflasyon bizde,
Hem de, sağdan-soldan, alttan üstten kırpıldığı söylenen TÜİK rakamlarıyla…
Hiperenflasyona doğru dolu-dizgin ilerliyoruz maşallah;
Sen kalkmış, "biraz yüksek" diyorsun!
"Biraz hamile" der gibi…
"Biraz" ile "en" arasındaki farkı, ya sen bilmiyorsun ya bizler öküzüz!
"Biraz yüksek" demekle de kalmıyor, bir de "olabilir" diyorsun!
Yani olmama ihtimali de var öyle mi,
Yani "eh işte, gibi gibi" bir şey öyle mi!
Muhterem bırak bu ağızları,
Bırak bu canını yediğim ayakları…
Öyle bir olmuş ki; hem de, zirvenin zirvesini görmüş,
Bundan ötesi artık can sağlığı!..
Ekmek 5 Lira ve 8-10 Lira'ya doğru hızla ilerliyor,
Sen kalkıp, "…ama çok rahat alabiliyorsunuz" diyorsun!
Acaba vatandaş başka şeyleri alamadığından,
Alacak gücü azaldığından,
Ekmeğe yüklenmesinden olabilir mi!..
Hiç düşündün mü!
Bence düşünmedin; düşünsen bu dalgayı geçmezdin!
Şecaat arz etmedin,
Ekmek üzerinden kafa bulmazdın!
Yok yok,
Özrü kabahatinden beter bu sözlerin bir izahı yok,
Olsa olsa, "Ağam bizimle eğleniii…"
Bir de kendimiz sorup kendimiz cevaplayalım.
"Çok rahat alabilenler" kim?
Doğal olarak çok parası olanlar..
Bunlar kim?
Çalanlar-çırpanlar, 5-10 maaş alanlar,
Fakirlik edebiyatıyla fukarayı soyanlar,
Devletin malına bir türlü doymayanlar,
Oturduğu makamı soğana çevirenler!..
(Kastettiklerim, hakkıyla ve emeğiyle çalışıp kazanan ve zengin olanlar asla değildir.
Onlara Allah daha çok versin, ziyade eylesin… Kastettiklerim kendilerini bilirler!)
"Oğuz" soyundan "Namlı" bir arkadaşımın sık kullandığı bir atasözü var;
"Ölüler sanıyor ki, diriler her gün helva yiyor"
Bu Muhteremler de sanıyor ki;
Benim vatandaşım işini bilir,
Yeri gelir; malı götürür,
Yeri gelir çalar-çırpar, vurgun yapar semirdikçe semirir ve 5 Liralık ekmeği "çok rahat alabilir"…
Dalga geçercesine tüm bu söyledikleri yetmezmiş gibi, bir de "alım gücünün arttırılmasından" bahsediyor ki; yemin ediyorum, "tüy" dikiyor artık!
Bre Muhterem,
Senin bu sözlerin ne demek biliyor musun?
İyice s.çtık, bari sıvayalım!..
Bunları duyunca var ya;
Aklım başıma bela oluyor,
Rahatsızlık veriyor,
Dinime imanıma, akılsızlaşasım-deli olasım geliyor!
İşte o zaman, hiç olmazsa sinir kalmaz-sinirlenmez ve ne deseler, "aptal aptal" güler ve rahata ereriz galiba diyorum!
***
Lanet olsun içimdeki insan sevgisine…
Zafer Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Ümit Özdağ, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya hitaben bir tweet atmış.
"Süleyman Soylu,
Biraz önce telefonda, benim sana "iftira attırma" mesajı atmam üzerine,
Senin başlattığın bir küfürleşme yaşadık.
Karşıma çıkacağını söyledin.
Hadi bakalım. Yeri ve zamanı sen belirle.
En son, ben belirlediğim zaman kaçmıştın.
Hadi görelim yüreğini,
Korkak iftiracı."
Ahmet Kaya'nın sözleri geldi aklıma;
"Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık,
Nerden baksan ahmakça…"
Birisi Genel Başkan, birisi Bakan!
Sanki aynı kıza yazılan iki ergen…
Her şey var; küfürleşme-meydan okuma, hakaret ve düelloya davet…
Delice bir sidik yarışı…
Var mı ulan, bu ikiliye yan bakan…
Yazık, çok yazık!
Siyaset mi rezalet mi belli değil!
Lanet olsun böyle siyasete,
Ve lanet olsun, içine ettiğiniz nezakete ve kustuğunuz husumete!..