Namaz, Oruç, Hac mı önemli yoksa oyunu hangi partiye vereceğin mi!..

Bir milletvekili,
Yani, milletin vekili,
Hani seçimde gidip oy veriyorsun ve verdiğin bu oylarla seçiyorsunuz; seçilene de milletvekili deniyor ya…

İşte öylesi bir vekil demiş ki;
"Zannetmeyin ki ben verdiğim oyun hesabını vermeyeceğim.
Samimiyetle söylüyorum daha fazla vereceksiniz.
Kılmadığınız namazdan, tutmadığınız oruçtan, gitmediğimiz hacdan daha fazla vereceksiniz"

Gelin "çok sayın-muhterem ve yüce vekil"imizin sözlerini irdeleyelim…
Ne diyor zat-ı muhterem;
Birincisi; oyun hesabını vereceksiniz,
İkincisi; daha fazlasını vereceksiniz,
Üçüncüsü; namazdan-oruçtan-haçtan daha fazla vereceksiniz…

İnsanın aklına şu geliyor;
Galiba, bu muhterem gitmiş-gelmiş…
Ve kendisi, bu hesabı verememiş,
Namaz-oruç gibi ibadetlerin "oy"dan daha önemsiz olduğunu görmüş,
Ne bileyim, belki de rüyada bir "vahiy" gelmiş ve en alicenap-en özverili-en en en uhrevi şekilde bizlere aktarıyor.

Şimdi soruyorum;
Pek ve çok muhterem hocam,
Pardon; Vekilim…
Orada,
Yani öte tarafta,
Hani, "hesabını veremezsiniz" diyorsun ya; o hesap verilemeyecek yerde,
Zeki Müren de bizi görecek mi…

Allah'ımmmm…
Sen, benim de bu milletin de aklına mukayyet ol!..
Yine de Sen bilirsin Allah'ım…
Bu insanı gönderen de Sensin, çok ve pek sayın vekilimiz yapan da Sensin,
Kitabı gönderen de Sensin,
Namazı emreden de Sensin…
N'olur Allah'ım,
Yalvarıyorum-yakarıyorum…

Artık bir vahiy mi gönderirsin yoksa pek ve çok sayın vekilimize rüyasında Cebrail'i mi gönderirsin, yahut da hepimizin ruhuna bir "muhterem zat"a üfletir misin; onu bilemem. Ama, sen bir şey yap da; tüm oylar şu bahse konu-çok ve pek muhterem vekilimizin partisine çıksın.

Rabbimiz,
Sen her şeyi yapabilensin.
Hepimizin gözüne perde indir de; diğer partilerin oy pusulalarını göremeyelim,
Gördüğümüz-göreceğimiz tek oy pusulası, vekilimizin partisinin olsun,
Yoksa halimiz harap Allah'ım…
Bu dünyada iflah olmadık; kesin, öbür tarafta da bu oylarımız yüzünden işimiz zor…

Sen, bizim de Allah'ımızsın,
Yani, biz öyle biliyoruz…
Belki pek ve çok muhterem vekile göre, bizler senin "kötü kullarınız" da;
Sen, adilsin, adaletlilerin en adaletlisisin,
Bu oy verme işinde, bizi bize bırakma ve basiretimizi bağla…
Bağla ki, Allah'ım; başka bir tercih yapmayalım ve muhterem vekilimizin partisine oy vermiş olalım.

Ey Allah'ım,
Bir de, daha önce bu vekil gibi başka birisi oyumuzu sayın vekilimizin partisine verirsek; cennete gideceğimizi söylemişti…
Açıkçası pek de inanmamıştık ama aslı-astarı var mı ey Allah'ım…
N'olur… Vekil değiliz ama biz aciz kullarına da bir işaret gönder…
Uzaktan bir ışıkla bile olsa olur…

Neyse…
Allah ıslah etsin de demeyeceğim!..
Allah, müstehakınız neyse, onu versin!..
Allah, sizi bildiği gibi yapsın!..
Yapsın ki; işte o zaman, hesap nasıl verilirmiş/verilmezmiş; görün!..

OGÜNhaber