Muş konuştu, ihracatta muştu verdi!

Ağustos ayı Dış ticaret verileri açıklandı.
Dedim tamam; ayda bir konuşan Ticaret Bakanı Mehmet Muş yine konuşacak.
Şaşırtmadı beni,
Konuştu ve muştu verdi; "…İhracatımız rekor kırdı…"
Uzun uzun ve en süslüsünden anlattı,
Daha doğrusu, önüne yazılmış kağıttan okudu.
Ve emin olun, alkışlandı bile…

İthalat kısmına gelince;
Asılan yüzü ve adeta "burayı söylemesek olmaz mı" dercesine bağıran beden dili, "mecburiyetten söylüyorum ama bu kısımda kulaklarınızı tıkayın" kabilinden kısık ve bozuk bir ses tonuyla;
"Ağustos ayı ithalatımız ise 32,6 milyar dolar olarak kayıtlara geçmiştir" diye geçiştiriverdi,
Sanki Türkiye'nin değil de, Yunanistan'ın ithalat rakamından bahseder gibi…

Hadi, Ticaret Bakanlığı'nın değerli bürokratlarını geçtik,
Onlar kamu görevlisi olduğu için söyleyemiyor olabilir.
Bakan'ın sevgili danışmanları,
Size sesleniyorum;
Allı-pullu "ihracat rekoru kırdık" teranelerini millet artık yemiyor,
Çünkü her rauntta dayak yiyen, şaftı kayan boksöre "harikayız-süperiz-döven biziz" diye gazlama yapan antrenörün düştüğü komik durumdan farksızız!
Dış ticaret açığının, her ay yine ve yeniden kırdığı rekor, ne yazık ki, gizlenemiyor!
Çünkü ithalat rekoru öyle büyüdü öyle büyüdü ki;
Bir yerlerimize giriyor olmasına rağmen, siz hala yok saymaya, görmezden gelmeye ve ihracat avuntusu pazarlamaya devam ediyorsunuz!

Yahu arkadaş,
Alemi aptal kendinizi akîl mi sanıyorsunuz siz…
Bari konuşturmayın Bakan Bey'imizi,
Ayda bir konuşuyor ama pir konuşmuyor; şecaat arz ediyor.
Zaten sevmiyor konuşmayı,
Muştu filan verdirmeyin Muş'a,
Eksik kalsın be arkadaş!
Aslında bunlar, size göre işler de değil!
Ne o öyle; dış ticaret mış ticaret, ithalat mithalat.
Fuzuli şeyler…
Siz, muş ticarete bakın; muştu orada, pişti orada, kazanç kuşu orada…
En iyi bildiğiniz(!) ve sevdiğiniz şeyi yapıp;
Sizi büyüleyen, cezbeden ve baştan çıkartıcı ışıltısıyla rüyalarınızı süsleyen "e-ticaret piyasası"na bakın!
Valla demedi demeyin; son dönemlerin yükselen trendi bu alan.
Yağ almak, bal satmak, çalışanı paspas yapıp çalışmadan kazanmak; hepsi burada…

Az kalsın unutuyordum,
Geleneğe uyup dinselleştirme yapmadan olmaz diyorsanız; alın size kaynak hadis…
"Ticaret yapın,
Çünkü rızkın onda dokuzu ticarettedir"
Ve hadisi, işimize-dişimize göreleştirip, sizin din dilinize çevirirsek;
Kazancın onda dokuzu "e-ticarettedir"…
"İnşallah-maşallah", böylece bu engeli de geçtik; artık kim tutar sizi…
Şimdi artık rahatça, "e ticaret bizim işimiz abi",
"Çalışmadan kazandığımız, kayırarak aşırdığımız, trend olamamış her yol ve bu uğurda edinilen her şey mubahmış, bize hakmış, caizmiş" diye sevinebilir; helal taklalar atabilirsiniz!
Bu tüyoları da size herkes vermez; kıymetini bilin,
Gerçi, siz zaten biliyorsunuzdur…
Dağarcığınız dar olsa da, "Minareyi çalan kılıfını hazırlar" formülünü eminim, hatmetmişsinizdir.
Üstelik, benim gibi "saf saf" tüyo verdiğini sanan saflara, kesin şöyle diyor ve için için gülüyorsunuz;
"Boşversene sen,
Biz, çalınan minareye kılıf hazırlamayı en iyi bilenlerden öğrendik,
Bizde formül bitmez,
Fetva konusuna senin aklın bile yetmez,
Hepsi Burada,
Sen ne anlatıyorsun orada,
Bilgini kendine sakla…"
OGÜNhaber