Öncelikle ve netlikle belirteyim;
Koronavirüs Çin için neyse "FETÖvirüs" de ülkemiz için daha beteridir.
Hatta daha tehlikelisi, kapsamlısı, yaşarken öldürenidir.
Net, yalın ve topyekün mücadele edilmesi gereken,
Sosyolojik ve psikolojik yapımızı tahrip eden; dinî, milli, ailevî değerlerimize kalıcı hasar veren bir virüstür.
Bu "ölümcül sosyal virüs"le mücadeleyi,
Araçsalaştırıp,
Muhalifleri sindirme, yoketme, müttehem duruma düşürme haline getirirsen,
Eleştiriye karşı Demoklesin Kılıcı yaparsan,
Yargısız infazın aparatı gibi kullanırsan,
Mücadelenin samimiyeti sorgulanmaya başlar.
Sapla saman birbirine karışır,
Taban ve kamuoyunda soru işaretleri oluşur,
Ve böylesi azim bir tehlike “sıradanlaşmaya” başlar.
Mesela Ali Babacan parti kuruyor.
Hemen başladı bile;
“Kurucular listesindeki falanca FETÖ’cü,
Filanca kişi, FETÖ sempatizanı,
Feşmekanca şahıs FETÖ’den bilmem ne…” gibi gibi söylemler…
Keşke;
“Bu ekip ekonomik sorunlarla başa çıkamaz. Çünkü…
Bu liste dış politikada başarılı olamaz. Çünkü…
Bu kişiler halktan rağbet görmez. Çünkü…” gibi gibi eleştiriler yapılsa;
Ya da muhatap alınmayıp, hiçbir şey söylenmese ve herhangi bir suçlama yapılmasa; emin olunsun ki daha fazla itibar görür.
Bir de iddia ve ithamda bulunurken; “önce bir kendine bak” deneceğini ve halkın da buna itibar edecek halet-i ruhiyede olduğunu sakın unutmayın.
Bu birinci tavsiyem…