CHP büyük büyük laflarla, hodri meydan getirin kabul edelim diyor,
Sonrasında tasarı geliyor ve oylama yapılıyor,
CHP’nin de
“kabul oyu” ile beş yüz civarı vekilin dokunulmazlığı kaldırılıyor.
Daha sonra HDP başta olmak üzere bazı vekillerin muhakemesi yapılarak tutuklamalar başlıyor.
Bu, dokunulmazlıkları kaldırmanın en doğal ve olası sonucudur.
Peki şuanda ne durumdayız..?
CHP’li E. Berberoğlu’nun mahkemesi sonuçlandı ve tutuklandı.
Keşke bir milletvekili tutuklamaya sebep suçu irtikap etmeseydi ve tutuklanmasaydı…
Ama süreç işledi ve tutuklanarak malum son geldi.
Şimdi CHP feveran ediyor,
“Adalet Yürüyüşü(!)” başlatıyor,
Hangi adalet yürüyüşü bu beyler,
Kim için adalet, kimler için adalet….
Amaç başka,
“Adalet” yazılı pankartlar kamuflaj,
Gerçek niyet bambaşka,
Referandum sonucuyla sokağa inmek istendi,
Olmadı, başaramadılar,
Hatta
“henüz ortam müsait değil” diye düşündüler,
FETÖ’cü CHP’liler, CHP’deki FETÖ Truva atları bekleyelim dediler,
“Sokaklar henüz “kaos”için uygun değil, biz hazırlamaya devam ediyoruz” dediler,
Suçun büyüklüğüne bakmadan, ihanetin boyutu ve derinliğini dikkate almadan, tutuklamaya konu MİT Tırları haberinin hedeflenen amacının ülkemize vereceği zararı bilmelerine rağmen feveranı şimdi başlattılar.
Neden?
Çünkü amaç
“bağcıyı dövmek”,
Amaç
“Adalet” kisveli ihanet ve kaos,
Yürüyormuş
“Çakma Gandi”,
Üşüşecek şimdi kaos ve kriz tellalları,
Sinekler üşüşecek,
Eşek Arıları hücum edecek,
Yılan, çıyanlar katılacak,
Çakallar tam bizim havamız diyecek,
Yolda sırtlanlar dahil olacak,
Tilkiler yol arkadaşlığı yapacak,
Havadan akbabalar, leş kargaları eşlik edecek,
Bütün necis mahlukat, bu puslu ve bulanık hava tam bizlik diyecek…
Yürüyormuş Kılıçdaroğlu
“adalet” için,
Yahu basiret gözün bu kadar mı kör,
Neye ve kime hizmet ediyorsun, sinsi ve planlı alınmış
“yürüyüş eylemi” kararın ve yol işgalinle.
Kılıçdaroğlu…
Selahattin Demirtaş’ın Kobani bahanesiyle yaptığı eylemle, ölümüne sebep olduğu 50 vatan evladını unutma,
“Ağaç eylemi” diye masumlaştırılan Gezi Eylemi sonrası kaybettiğimiz vatandaşların vebalini unutma,
15 Temmuz’da can veren 250 vatandaşımızı ve yüzlerce gazimizi unutma,
Evet, Sakın Unutma…
Komplo içerikli, kaos amaçlı, ihanet kokulu, tuzak dolu yürüyüşün olası bedellerini hiç unutma…
Yürü Kılıçdaroğlu yürü,
Ama hukuksuzlukla hukuk aranmayacağını bil,
“Adalet” denilen olgunun
“adalet” yazılı pankartla aranmayacağını bil,
Şovla, şovmenlikle, komplo teorilerine alet olmakla
“hak” aranmayacağını bil,
Bil ki; bedellerini de düşünesin….
“Sarı Öküzü vermemeliydik” örneğinin yeri burası değildir,
Ha şunu biliyoruz Sayın Kılıçdaroğlu…
Bu sen, sen değilsin,
Sen de inanmadığın bir yolda yürüdüğünün farkındasın,
Evde kaybettiğin bir şeyin yollarda aranmayacağını bilecek birisin,
Ama yetsin artık;
“Diyet borcu” uğruna yaptığın yanlışlar, zigzaglar, yol kazaları…
Kemal Kılıçdaroğlu… Derim ki sana;
Kemal
“Demirtaş” olma,
Kemal
“Gülen” olma,
Bunları olmak sana da, millete de ağır bedeller ödetir,
Yanlış yolda doğruyu bulamazsın,
“Yol Fantezisi” yaparak
“hak arama” yolculuğu yapamazsın,
Demirtaş ve Gülen aklıyla hareket etme,
Transfer akılla yol bitmez,
Aklını başına al,
Yürüdüğün yol millete tuzak yoludur,
Kaos’a tezgah yoludur,
Devlet’e kumpas yoludur,
FETÖ’ye otoban yoludur,
Teröre çanak yoludur,
“Adalet” maskeli ihanet yoludur.
Yol yakınken dön,
Senden bir
“Gandhi” çıkmaz,
Gaza geliyorsun,
“Ver coşkuyu” diyenlere kanıyorsun,
Yolun yol değildir…
Sayın Kılıçdaroğlu…
“Watch your step!”
Benden söylemesi,
Sonra demedi deme...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.