İnsandan insana/insandan ilahi olana 'Saygısal Bilirkişilik'..

Bir arkadaşımdan gelen mesaj…
Kalbî samimiyetle yazdığından kuşkum yok.
Mesajın, mesajından ziyade içeriği üzerinde biraz düşündüm.

Mesajda "insan" var,
"Saygı" var.
"Allah" var.
"Şer’i Kanunlar" var.

İlk bakışta, "nasıl önemli bir cümle ama…", deriz galiba.
Ama böylesi söz, söylem ve cümleler bana hep garip gelir.
Ütopik gelir,
Hamaset hissettirir, saf/pür bir teoriklik düşündürtür.
Gelin, "sade-yalın-basit" bir şekilde  irdeleyelim, cümleyi.
Bir "Allah" var.
Ve O'nun tarafından varedilen "İnsan-Saygı-Şer’i Kanun yani Kuran" var.
Cümle bağlamında söylüyorum.
"Saygı" bir fiildir.
Bu fiili ifa edecek olan ise "İnsan"dır.
İnsan ise Allah'ın varediş odağındaki  esas öznedir.
Ve saygının en büyük pratiği ise, insanın insana saygısıdır.
Ki Allah, bunun usul ve esaslarını vahiy (Kitap) ve Peygamberi vasıtasıyla anlatmıştır.
Hal, ahval ve gerçek böyleyken,
"İnsan"a gösterdiğimiz kadar Allah'a ve onun Kitabına saygı gösterebilseydik.." diye hayıflanıyorsak;
Demek ki, "İnsan'dan İnsan'a" saygımızda bir sorun var.

Yani  arızalı, eksik veya vahyî olarak anlatılan gibi değil.
Yani noksan…
Ama nedense, bunu "en insanî/en insancalıkla" görmek, değerlendirmek ve dile getirmek yerine; koca koca cümlelerle, "Allah-Kur'an-Şer'i Kanun" gibi olgularla söyleyerek "tartışılmazlık" katmaya çalışıyoruz.

Farkında olarak veya olmayarak…
Ne bu cümleyi kuran arkadaşımı, ne de benzeri yaklaşımda olan başka birini yanlışlamak veya zemmetmek için söylemiyorum.

Ama arkadaş,
Ne gerek var ki, böyle beylik cümlelere.
İnsanız, faniyiz, kuluz…
Sormak istiyorum arkadaşıma, mesela.
Merakımdan…
Sana göre;
İnsanlara gösterdiğimiz saygı nasılmış, nesi eksik/fazlaymış.
"Allah'a ve Şer'i Kanunlara" nasıl saygı duymalıymışız, duyulan saygının insana gösterilen saygıdan eksiği neymiş,
Saygıda, "İnsan-Allah-Kitap"  ölçütü nasılmış…
Kurulan cümledeki hayıflanmanın arkaplanındaki düşünüşü bize de söylesen; biz de hayıflansak, utansak ve hemencecik öğrenmeye çalışıp, eksikliğimizi gidersek…

Varsa bir formülasyon, bize de öğretsen; "kutsal saygıda" hata ve kusurumuzu görmüş olsak bari…
Çünkü söylemde "otorite/bilirkişi" olabilirlik var, bir de.
Hani mahkemeler ihtisas gerektiren bazı dosyaları, taraflı/tarafsız herkesçe kabul gören bilirkişiye havale eder ya…

Burada da, beşer'den beşere ve İlahi olana dair "Saygısal Bilirkişilik" gibi bir durum sözkonusu.
Valla ne bileyim.
Merak ediyorum yahu…
Ya ben "insan" değilim.
Ya böyle bir cümle kurabilirlik "insan" üstülük…
Başka bir şey aklıma gelmiyor…
OGÜNhaber