Bakan'ın akrabası mı..
Yoksa vatandaş,
AKP üyesi mi…
Allah aşkına neyse ne…
Bırakın bunları.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yardım talep eden bir vatandaşına cevap vermiş.
Taaaa İsveç'lerden getirmiş vatandaşını,
Ülkemizde tedavi ettiriyor.
Neden illa bir kulp takmaya çalışıyoruz ki…
Velev ki öyle veya böyle olmuş olsun…
Sonuç sonuç…
Sonuçta muhtaç bir vatandaşımıza devlet eli uzanmış.
Bırakın iktidarı, hükümeti, AK Parti'yi, muhalefeti…
Konu, Türkiye Devleti ve vatandaşına uzanan devlet elidir…
Birileri bu eylemi farklı saiklerle yapmış bile olsa; yapılan işlem devletin izzet ve azameti için takdire şayandır.
Hemen bir sosyal medya furyası ve görüntü paylaşımları…
"Devlet İsveç'e uçak yolluyor ama şehidine yaptığına bak…" gibi gibi kıyaslamalar.
Yahu iktidar propaganda ve siyaset için bile yapmış olsa,
Kendi kendinize düşününce yapılanın son derece insanî ve vicdanî olduğunu; eminim siz de düşünüyorsunuzdur.
Yani bir yerde ihmal göstermiş olması diğer yerde de ihmal etmesini mi gerektirir,
Su-i misal, misal olur mu hiç…
İki yanlıştan bir doğru çıkar mı..
Tamam; biri yanlış ama diğeri de doğru de…
Umarız devletin ve dolayısıyla iktidarın bundan sonra yanlışı azalır doğruları artar de….
Neticede ve son tahlilde,
AK Parti iktidarı da olsa,
Cumhurbaşkanı Erdoğan da olsa,
Yapılan eylem siyaset amaçlı da olsa,
Fiilin sahibi Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Devlet bizim devletimizdir,
Hepimizindir,
Herkesindir…
Unutmayalım ki; yarınlarda farklı bir iktidar da gelse,
Devlet, aynı devlet olacaktır.
Devlet baki kalacaktır…
Ankara Barosu…
Diyanet İşleri Başkanı/Başkanlığı…
Biri hukuk ve kanunlarla diğeri din ve diyanetle iştigal eder.
Diyanet Reisi, işi ve iştigali gereği hutbe veriyor…
İslam'ın ve hatta tüm semavi dinlerin müştereği olan konuları dile getiriyor.
Kimsenin ama hiç kimsenin karşı çıkamayacağı temel dini ve insani argümanlara parmak basıyor.
Hani derler ya; nereye vuruyorum ses nerden geliyor diye…
Umulmadık bir yerden; Ankara Barosundan karşı ses geliyor…
Sana ne arkadaş, sana ne…
Senin haddin, hududun, hukukun bu mu…
Adını değiştir bari; "Ankara Barosu Diyanet ve Din Düşmanlığı" diye…
Ama, fakat, lakin demeden; kendini bilmez, ayarsız, ahmak, alçak, tahkir ve tezyif içeren, kin ve düşmanlık kokan açıklamaları kınıyor, lanetliyor ve en ağır şekilde zemmediyorum.
Umarım bu da ders olur ve artık herkes haddini hududunu bilir.