İki saatlik 'Bakan'sızlık..

Şaşırtıcı, trajikomik ve "eşsiz" olaylara sahne olabilen bir ülke…
Bir olay yaşandı.
Aslında pek de aşina olmadığımız bir şey değildi.
Başka kimi ülkelerde olsa sorumluluk alma ve mutlaka bedel ödemesi olacak türden.
Ama bizde böyle şeyler "haşa-haza-Maazallah" asla olmaz.
Olmasına da gerek yok zaten.
Çünkü burası Türkiye ve "sıradanlaşmayacak" bir şey yok.
Bu yüzden de, iki saat içinde "gittim-geldim" olayı da şaşırtıcı gelmedi bana.
Gülümsedim sadece…
Evet gülümsedim; ağlanacak halimize…
Peki "madem 'gelecektin' neden gittin diye sormazlar mı adama" diyeceğim ama;
Boş ve safça konuşmuş duruma düşerim kesin.
Bizde olur, herşey olur, çok şey olur; sonra olan her şey, hiçbir şey olur…
Biz bunu da "normal-sıradan ve olağan"laştırdık bile…

Bir de başka bir garip yanımız var;
"Kör ölür badem gözlü olur derler"ya…
Aynı onun gibi…
Sokağa çıkma yasağı ilanı sonrası sokağa çıkma kargaşası ile birlikte ilgili Bakan bir anda yerin dibine sokulmaya başlandı.

O Bakan’ın "terörle mücadeledeki, deprem ve  afet sonrası müdahale süreçlerindeki ve bu koronavirüs günlerindeki isabetli güvenlik önlemleri" göze gelmedi.

Hatta AK Parti cenahından bile biri çıkıp da; “yahu bizim bakanımız şöyle başarılı işler yaptı, böyle mücadele etti, gecesini gündüzüne katarak fasılasız çalıştı" diyerek savunmadı…

Bırakın savunmayı; timsah gözyaşları türünden üzülenler de oldu kanımca.
Ama Bakan da kaçın kurası…
Yer mi Anadolu çocuğu.
"İstifa ediyorum" dedi, pimi çekip bombayı attı.
Vay  be vay…
Bakanım gitme; gidersen hakkımızı helal etmeyiz,
Bakanım gitme; sen gidersen biz ne yaparız,
Bakanım gitme; sen olmazsan biz de olamayız,
Bakanım gitme; yoksa bak kendimizi yakarız… gibi gibi; negrofilik, dramatik, melankolik, romantik, abartik söz ve söylemler sosyal medyada mesafesizce paylaşılmaya başlandı.

Yahu, adam yerin dibine sokulurken; hatta kendi partisinden kimilerince zemmedilip, bedel fatura edilirken neredeydiniz…

İstifa ediyorum deyince mi akıl başa geldi…
Kör, ölüyorum deyince mi, gözlerinin badem rengi olduğunu hatırladınız…

"Gittim-Geldim"
Aynı "Evde Kal" sloganı gibi oldu valla…
Bakan yine bakan.
Değişen ne peki…
Hiçbir şey…
Ama hiçbir şey olmadıysa Bakan neden istifa ediyorum dedi,
Hiçbir şey olmadıysa istifası neden kabul edilmedi,
Hiçbir şey olmadıysa, istifa metnindeki açılamalar ne idi,
Hiçbir şey olmadıysa, istifa reddine dair açıklamalarda neden bakanın başarıları sıralandı.?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un İstanbul seçim sürecinde söylediği "muhteşem söz"ü hatırlatmak istiyorum.

"Hiçbir şey olmasa bile, kesinlikle bir şeyler oldu"

Son olarak, Rahmetli Demirel’e atfen söylenen; "Dün dündür, bugün de bugün" sözüaklıma geldi.
Çok hızlı karar değişikliğinin veya ak’a kara demeyi tolerize etmenin delillendirmesi olarak söylenen bir "özdeyiş".
Merhum Demirel huzurludur şimdi; söylediği sözün geliştirilmiş olmasından dolayı…
Bakansın ve istifa ediyorsun,
İki saat sonra yine Bakansın…
"Dün ve bugün" benzetmesi öldü demek ki…
Eeee…
Bilişim ve dijital çağdayız.
Artık her şey 5G hızıyla oluyor…
Yoksa "Tayy-ı mekân Bast-ı Zaman" durumu mu..
Yazıyı burada bitiriyorum.
Haaa…
Yok efendim, istifanın arkasında filanca bakanın, olayı bu bakana yıkmaya çalışması varmış,
Ama efendim, Cumhurbaşkanı bu işin hesabını sonra soracakmış da "dere geçerken at değiştirilmez" diye düşünmüş,
Yok efendim, "gittim-geldim" diyen bakanın başka hesapları varmış, böyle yaparak şimdi daha güçlenmiş de; kendini sevmeyen başka bir Nazır’a karşı elini güçlendirmiş miş miş de….

Daha neler…
Yok da devenin nalı…
Yok yok; ben bu konulara girmem…
OGÜNhaber