Yeniden “Tanzim Satış” başlattık.
Amaç; artan sebze-meyve fiyatlarını düşürmek.
Tarladan tablaya gelişte açılan makası daraltmak.
Ne kadar acı, ilginç ve manidar değil mi…
Patlıcan 14 TL, Biber 15 TL, soğan, sarımsak, domates, salatalık, fasulye filan falan bilmem kaç TL.
Arada manipülatör, karaborsacı ve stokçular olduğu ve fiyatların bu nedenle arttığı söyleniyor.
Doğru mu peki.?
Evet, doğru…
Peki piyasaları düzenleyip denetleyecek, tanzim ve regüle edecek olan müessese kim.!
Devletin ilgili organları.
Peki devlet aygıtının ilgili birimleri milletin mutfağına ateş koyanlara haddini bildirdi mi…
Evet, bildirdi.
Ne yaptı peki.!
“Tanzim Satış” mucizesini(!) başlattı.
Bir nevi, “Bitkisel Devletçilik”…
Aman ne güzel, ne hoş…
Tebrikler, başarılar; harikasınız.
Yazık çok yazık…
Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz.!
“Ben devlet olarak bu stokçular, karaborsacılar ve vicdansızlarla başa çıkamadım, elimde kala kala Tanzim Satış’lar kurmak kaldı” demektir.
Acziyet izharıdır.
Kötülerle başedememenin ikrarıdır.
Milletin mutfağına sahip çıkamadım ve bu yola başvurdum demektir.
Hele bir de bunu mucizevi bir çözüm gibi sunmaları yok mu…
Ey akl-ı evveller…
Yahu, Sayın Cumhurbaşkanımızı bile bu formülün muteberliğiyle ilgili konuşturuyorsunuz.
Bu bir sabotajdır.
Seçime giderken Cumhurbaşkanını ve iktidarı tuzağa düşürmektir.
Düşünün…
Başkentin göbeğinde, Kızılay’da, Güvenpark’ta devlet eliyle çadır kurulmuş, sebze-meyve satılıyor ve önünde kuyruklar…
Bu görüntü çok hoş mu sizce…
Ne yapmaya çalışıyorsunuz.
Hükümetin ve Cumhurbaşkanının altına dinamit koyuyorsunuz ve bunu maharetmiş gibi sunuyorsunuz.
“Ama arkadaş ne yapalım, karaborsacılara engel olamadık, biz de bu yola başvurduk” dediğinizi duyar gibiyim…
Sormazlar mı o halde;
16 senedir iktidarsın, bu millet sana aralıksız tam yetki, tek başına iktidarlar verdi.
Neden kalıcı bir çözüm bulmadın.
Manipülatör, karaborsacı ve stokçular bir ayda mı türedi…
Piyasayı düzenlemek, denetlemek, kontrol etmek, kalıcı ve istikrarlı bir süreç oluşturmak için yeterli vaktin ve yetkin olmadı mı…
Tüm yapılacakları ihmal edip; şimdi tanzim satışla karşımıza çıkıp bunu bir çözüm olarak mı sunuyorsunuz…
Ne istedinizse vermedik mi, diye…
Sorarlar beyler sorarlar…
Yarın, bu pansuman tedbirleri çözüm gibi sunanlara sorarlar.
Eskimiş, yok olmuş ve günümüz konseptinde önemini yitirmiş bir usulü çözümmüş gibi sunmanın hesabını sorarlar.
Yahu “eskiye rağbet olsa idi bit pazarına nur yağardı”.
Tanzim Satış nedir ya…
Düşündünüz, taşındınız, geceyi gündüze kattınız ve ekonominin Arşimet’i gibi “bulduk bulduk, çılgın formülü bulduk” diye fırlayıp Tanzim Satış’ı mı önümüze koydunuz…
Maliye bakanımız önlük takıp satış yapıyor…
Düştüğümüz hallere bakın.
Güleriz ağlanacak halimize…
Gerçek manipülasyon budur,
Kendi kendini aldatmak budur,
Cumhurbaşkanını kandırmaya çalışmak ve aldatmak budur.
Gerçekten şaşkınım, şoktayım, kendi aklımdan kuşkuya düşmek üzereyim.
Eğer, bu bir radikal reform veya çözüm ise; bizim beynimiz işlemiyor.
Yok eğer, böylesi bir basitlik ve acizlikle göz boyanmak isteniyor ise; kimse yemez, yemiyor.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bu bir tuzaktır,
Bu, sizin çabalarınıza sabotajdır,
Bu; zorluk, problem ve sorunlar karşısında, sizi aciz göstermektir.
Bu; milleti, ağlayan çocuğun eline oyuncak vererek avutmak gibidir.
Bu; size, devlete, devletin kötülük ve kötülerle mücadele gücüne saygısızlıktır.
Bu, el’i bize güldürmektir.