İktidarın, muhalefetin, ulusalcının, küreselcinin, muhafazakarın, liberalin; herkesin ağız birliği içinde söylediği retorik bu.
Aslında ben de söylüyorum.
Ama çok da merak ediyorum.
Peki "olmayacak" denen ne.?
"Eskisi gibi"den kasıt hangi zaman kesiti.?
Eskisi gibi olmayacak denen "hiçbir şey" neleri kapsıyor.?
Haaa… bir de ironik bir durum yaşıyoruz.
"İnşallah şu salgın bitsin, her şey normale bir dönsün de…" diye başlayan söylemlerle…
Hani "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" idi.!
Salgın öncesinin "normali" eskimemiş galiba ki; salgın öncesine dönüşü temenni edebiliyoruz.
Yoksa aklımız oyun mu oynuyor bize de; "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dedirterek bizi çelişkiye düşürüyor.
Bunları bir yana koyup, virüs sonrasına bir projeksiyon yapalım.
İktidar ve muhalefetin "eskisi" ve "değişecek" denileni nedir.?
Mesela, son yirmi yıl kapsam dahilinde mi.?
İktidar ve muhalefet bu "eskimişlik" ve "olmayacak" kapsamına kendilerini de alıyorlar mı.?
Yoksa biri söylerken hep diğerini mi kastediyor.?
Veya her ikisi de; bizleri mi kastediyor.?
Neyi ve kimi kastediyorlar bilmiyorum ama kendilerini kastetmediklerinden adım gibi eminim.
Ama bir şey söyleyeyim ki; bu virüs "siyaset ve siyasilerimizin kimyasını bozdu."
Daha önce iktidar, "dış güçler" derdi,
Katil Esad derdi,
Ekonomik tetikçiler ve teröristler derdi,
İşbirlikçiler derdi,
Kriptolar derdi,
Erdoğan düşmanları derdi,
Vs….
Muhalefet ise;
Dış güçlere sığınıyorsun derdi,
Bahaneler arıyorsun,
Kripto senin içinde,
Esad’la konuş,
Kontrollü darbe,
Vs… derdi…
İktidarın kötülediğine muhalefet sahip çıkar,
İktidarın ak'ına muhalefet kara der,
Muhalefetin eleştirisine, iktidar "ihanet" derdi.
Ama şimdi düşman, bir virüs…
Öncekilere göre bambaşka bir "şey".
Ne iktidar suçlayabiliyor ne de muhalefet sahiplenebiliyor.
Ah be virüs…
Sen ne menem bir şeysin böyle.
Kimden yanasın sen yahu…
Ne dış güçsün, ne işbirlikçi,
Ne "AKP"cisin ne "Bay Kemal"ci.
Sen nereden çıktın da, bizim siyaset ezberlerimizi bozdun ki…
Güzel güzel "körle şaşılar birbirini ağırlar" misali; bir diğerimizin varlığıyla "düşman kardeşler" gibi yaşayıp gidiyorduk…
Yok yok…
Virüs denen bu melanet ucube, kesin "dış güçler"in işi…
Ya da;
Bu virüs denen ne idüğü belirsiz şey, iktidarın başarısızlığını örtmek ve muhalefeti sindirmek için yaydığı ve aslında olmayan ama bizlere var sandırılan "Kontrollü Salgın"dır.
Yahu ne saçmalıyorum ben…
Ağzımdan çıkanı kulağım duymaz oldu galiba.
Kusuruma bakmayın; "beni bu virüs mahvetti.."
Kimyamı bozdu, ayarlarımla oynadı, ezberlerimi bozdurttu…
Şaşkınlık içindeyim.
Şuana dek, savaşta bile tam bir ağız birliği yapamayıp, bir ittifak noktası oluşturamayan Türk siyaset ve siyasileri "virüs etkisiyle(kelebek etkisi gibi)" aynı cümlede birleştiler.
"Artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"…
Sevgili iktidar ve muhalefet,
Boşverin,
Bu virüs mirüs denen, ne halt olduğu belirsiz "birleştirici fitnenin" büyük emeklerle kurduğunuz "hasımdan beslenmeci" siyasi dengeyi bozmasına asla müsaade etmeyin.
Tamam "virüs şaşkınlığı travması"na düştünüz.
Ama bizim, mevcut "siyasi paradigmamız" şerbetlidir.
Hemen virüs adaptasyonunu da oluşturacaktır.
Yahu, bırakın bu "eskisi meskisi gibi olmayacak" laflarını.
Virüs de kim oluyor ki; bizim "siyasi kimyamızı" bozabilsin.
Ve "olmayacak" derken, sakın kendinizi katmayın ve üstünüze almayın.
Hep karşıdaki değişmeli deyin.
Ve hatta; Avrupa, Amerika gibi emperyalistlerle, Çin-Rusya gibi "sosyalist kapitalistleri" kastedin.
Hatta ve hatta; Papua Yeni Gine’yi ve ülkenin batısında yaşayan Pigmeleri kastedin…