AKP heyeti HDP'yi ziyaret etmiş.
Hani şu terörist olan,
Teröristlerle bağını kopartmayan ,
Hatta hakkında terörizm iddiasıyla kapatma davası açılan,
Erdoğan'ın, "Hiç sağa sola bunu saptırmanın gereği yok; HDP eşittir PKK, eşittir YPG" dediği,
Hatta ve hatta, başta CHP olmak üzere; muhalefet partilerini illegalize kılmak ve terörizasyonla itham etmek için altılı masanın görünmez ortağı denilen HDP var ya; işte o partiyi ziyaret etmişler…
Ne için?
Başörtüsü konulu Anayasa Değişikliği'ni istişare etmek için…
Vay anasını be…
Şaşırdım mı?
Hayır.
Neden?
Çünkü bu ziyaretin derin sırlarına bizlerin aklı ermez!
Herkes konuşur AKP yapar…
Şimdi siz, "nasılsa seçime gidiliyor, oy kazanmak için" diyebilirsiniz.
Yok yok, öyle değil,
Tebliğ ve irşad için gitmişlerdir kesin!
Bu "Zerdüşt'leri", sırat-i müstakime getirmek ve AKP'nin asla ve asla siyasete alet etmediği(!) "Başörtüsü" gibi bir dinsel mefhum üzerinden imana çağrı ve İlayı Kelimetullah için gitmişlerdir!
Böyle kutsiyet ve maneviyat ancak ve ancak AKP'de olur ve yine ancak onlar eliyle tesis edilebilir(!)
Onlar yaparsa bir hikmete binaendir,
Muhalefet yaparsa şerdir, şerirdir ve teröre ortak olmaktır!
***
Aile Bakanı Derya Yanık demiş ki:
"Ben, bu 3 çocuk fobisini, muhalefet milletvekili arkadaşlarımızda bu kadar travmatik etki oluşturduğunu bilmiyordum."
Ne için demiş bunu?
Eşi yaşamını yitirmiş kadınlara yapılacak konut yardımıyla ilgili değerlendirmelere istinaden söylemiş.
Neden?
Çünkü bu yardımdan istifade edebilmek için eşini kaybetmiş olmak yetmiyor.
En az 3 veya üzeri çocuğu olmak gerekiyormuş!
Sadece merakımdan soruyorum;
Bu uygulamaya, "3 çocuk" şartını bir araştırma sonrası veya tesadüfen mi koydunuz yoksa Cumhurbaşkanının "çocuk tavsiyesine" binaen mi koydunuz…
Aile Bakanına kalsa ve muhalefete hayret edişine bakılsa, rutin bir şey.
Seneye iki, daha sonraki seneye bir çocuğu olanlara da yaparlarmış…
Vallaha mı,
Yani Cumhurbaşkanının 3 çocuk tavsiyesiyle alakası yok, öyle mi!
Allah bizim belamızı versin!
Art niyetliyiz art,
Ya da, Aile Bakanımızın yüce şefkatiyle yaptığı uygulamanın esprisini anlamayacak kadar salaklarız biz!
Bu arada,
Yazmayayım dedim ama merakım ağır bastı galiba…
Öncelikle şunu söyleyeyim; benim hayata bakışımda kadın-erkek, evli-bekar veya herhangi bir özellik nedeniyle ayrıştırma yoktur.
İnsana, sadece insan ve eşit birey gözüyle bakarım.
Merakıma dönersek;
Mehmet Ali Çelebi diye Hint kumaşından yapılmış bir vekilimiz vardı ya,
Bu ulusalcı-devrimci kardeş, muhteremleşmek için AKP'ye geçerken, Cumhurbaşkanı "neden üç çocuk yok" bağlamında birkaç kelam etti.
O anda, salonda bulunan Aile Bakanı'nın halet-i ruhiyesini çok merak ettim doğrusu…
Tekrar söylüyorum,
Bakan hanımın bekar ve çocuksuz olmasının benim nazarımda asla ve asla yadırganası bir yanı yoktur, olamaz da…
Bana göre bu bir tercihtir,
Kimse kimseyi hiç evlenmediği veya evlense dahi çocuk sahibi olmadığı için yargılayamaz,
Bir kelam etmek bile, kimsenin haddi değildir…
Ama "3 çocuk" unsurunu parti politikası haline getirmiş bir partinin iktidarında bakan olan Sayın Yanık için o anlara şahitlik etmek zor olsa gerek,
Gözlerini kaçırmış ve biraz terlemiş midir acep?
Bu bağlamda,
Bakan hanımın da, muhalefete dair "travmatik etki oluşturması" yaklaşımını yadırgamıyorum.
Aslında, artık AKP kaynaklı hiçbir şeyi yadırgamıyorum!
Armut dibine düşermiş…
***
Abdulkadir Selvi:
"Gün gelecek bu ülkede başörtülü cumhurbaşkanı da olacak…"
Tamam, o da oldu diyelim,
Peki sonra?..
Başımız göğe erecek mi,
Cennetin anahtarı verilecek mi,
Tüm yeni nesil, "dindar nesil"leşecek mi!..
Ne olacak Sayın Selvi,
Başörtülü cumhurbaşkanı olması, dine veya dindar denilenlere ne getirecek?
Çok başörtülü olunca,
Veya başörtülü olanlar çok yüksek mertebelere gelince,
Yahut da, başı örtülü birisi baş olunca, "cennet asa bir bahar" mı gelecek!
Rüşvet, kayırmacılık, adaletsizlik, hırsızlık, yolsuzluk bitecek mi!
Ne olacak!
Örtülen baş, daha mı zekileşecek,
Ahali Nirvana'ya mı erecek,
Kurtla kuzu bir arada mı yaşayacak,
Yoksa, başı örtülü olanlar kanatlanıp cennete mi uçacak!
***
Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu'na atfen demiş ki:
"Haramı, helali gayet iyi bilen iktidarı bu şekilde lekeleyemezsin, onu sen aynaya bak kendinde ara…"
Merak ediyorum;
Evet, haramı-helali bilmek çok iyidir,
Ama sadece bilmek yetiyor mu?
Bildiğin şeyleri pratiğe geçirip geçirmediğin daha önemli değil mi?
Hatta "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu" hükmü çerçevesinde; bilenlerin, eylemleriyle bildikleri arasında tutarsızlık olması daha beter bir şey değil mi?
***
Tebrikler AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri'ye…
Herkesin kıvırdığı,
Kıvranarak kanırttığı,
Ve, riyakarca davrandığı HDP konusunda söyledikleri için…
"Gidilmesi değil gidilmemesi abestir.
Legal bir parti, kanunlara göre kurulmuş.
TBMM çatısı altında faaliyet yapıyor, grubu var.
Neden gidilmesin…"