Demokrasi en ideal sistem mi?
Hayır.
Hali hazırda daha ideal bir sistem var mı?
Hayır…
O halde sevsek de sevmesek de, daha ideali olana dek demokrasiden yana olmaya devam edeceğiz.
Kurumsal bir demokrasiye sahip miyiz?
Pek sayılmaz…
Ama bir şey var; 1950'den beri, yaşanan eksik ve aksak yanlarına rağmen demokrasinin "seçim" boyutunu bir şekilde başardık, başarıyoruz.
Yani halk iradesini sandığa yansıttık.
Birkaç istisna dışında esasa taalluk eden bir problematik yaşamadık!
Şimdi de halk iradesinin sandığa yansıması ve yönetimin oluşması için sandığa gidiyoruz.
Ama ne acıdır ki, oldukça nahoş ve manipüle edici ve belki de, tek en iyi işleyen demokratik süreç olan seçimi "darbe girişimidir" diye zehirleyici sözler işitiyorum.
Hem de seçimle işbaşına gelenlerden,
Hem de 10-15 defadır, yapılan seçimler sonucu halen iktidarda olanlardan!
Bakınız,
1950 yılı ve yine bir 14 Mayıs'tı.
CHP iktidar idi.
Başbakan Şemsettin Günaltay, Cumhurbaşkanı ise İsmet İnönü idi.
Genç cumhuriyetin kuruluşundan beri iktidar olan bir partiyle, Menderes'in Demokrat Parti'si seçime gidiyordu.
Genel itibarla halkın Menderes'e ve partisine teveccühü aşikardı.
O dönemde kamusal kudreti elinde bulunduran İnönü, kaybetme risk ve kaygısıyla seçime "darbe girişimidir" demedi, seçimi istiklal mücadelesine benzetmedi ve muhalefet kazanırsa "tam bağımsızlığımız" zora girer gibi zorlayıcı yorumlar yapmadı!
Nihayetinde seçim oldu ve İnönü, iktidarı kaybetti.
Dönemin Birinci Ordu Komutanı haber gönderir;
"Cumhurbaşkanı (İnönü) emrederse seçime hile karıştırdılar diyerek müdahale edebiliriz…"
Ama İnönü, "Milli iradeye bütün devlet birimlerinin saygı göstermesi gerekir" deyip teklifi derhal reddeder!
Efendiler!
Sakın ha sakın yapmayın,
73 yıl önce yapılmayanı yaparak; demokrasi günü olan 14 Mayıs'ı, demokrasiye darbe gününe çevirmeyin!
Sandığa leke atmayın ve sonucuna karşı kazan kaldırmayın!
Bilesiniz ve bilirsiniz ki;
Halk iradesine karşı çıkanlar,
Yok sayanlar,
Tanımayanlar,
Ve iktidarı kaybetmemek için gayrı nizami şekilde güç kullananlar eninde sonunda kaybetmiştir!
"Allah bile affetmez" diyerek, birileri gibi Allah'ın işine asla karışamam ama milletin affetmediğini ve affetmeyeceğini dolu dolu söylerim!
Unutmayın;
Kazanmak kadar kaybetmek de normal ve mukadderdir.
Seçimin özeliği de zaten budur,
Adı üstünde, seçim,
Legalite içinde eşitlerden birini seçmek…
Yoksa bu eylemin adı seçim olmazdı zaten…
Haliyle de, biri tercih edilince bir diğeri seçilememiş oluyor!
Böyleyken,
Ve ahali, rızasıyla oyunu verip birini seçerken,
Kaybedenin seçimi tanımıyorum demesi, kabul etmemesi ve iktidar gücüyle seçimi manipüle etmesi, her şeyden öte bu ülke için, bu devlet için bir utanç vesilesi ve vesikası olur!
Bunu yapanlar,
Sebep olanlar, inanın yarınlarda çocuklarının dahi yüzüne bakamazlar!
Kendi evlatlarınca ayıplanırlar,
Tarih önünde hesap veremezler!
Efendiler!
İktidarlar da insanlar gibidir,
Doğar-büyür ve ölürler!
Siyasal döngü ve yönetsel hayatiyet böyledir ve hep de böyle olagelmiştir!
Seçim sadece bir seçimdir; savaş değil!
Bu yüzden, seçimi kaosa çevirmeyin, kriz yaratmayın ve kargaşaya sebebiyet vermeyin.
Emin olun, kaos kimseye yaramaz!
Kaostan kimseye bir fırsat çıkmaz,
Kaosla kazanan, sadece kazandığını sanır ve mağluptur aslında galibim sanırken!
Yapmayın, etmeyin!
Bu millet, zaten 4-5 yıldır fakru zaruret içinde inim inim inliyor,
Geçim derdi, pahalılık, yokluk ve yoksunluk almış başını gidiyor!
Bu mazlum ahalinin yazını kışa, gündüzünü geceye çevirmeyin!
Yahu ağzınızdan düşürmediğiniz bir ayet var;
"Sizin için şer görünende hayır, hayır görünende şer olabilir"
Hiç olmazsa,
Bir kere olsun, bir kere; söylem-eylem birliği içinde olun,
Ve;
"Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Sahibi hürmetine,
Kulu incitme gönül…" diyebilin!
Seçim sonucu ne olursa olsun veya ne olacaksa olsun; Tanrının bu buyruğunu tezekkür, tefekkür, tekellüm edin ve sonuca teslimiyet gösterin!
Rüzgara tükürmeyin,
Eğer tükürürseniz, sadece kendi yüzünüze değil; dönüp, milletin yüzüne de yapışır!
Son sözüm şudur;
Umarım ben yanlış anlamışımdır,
Umarım benim düşündüğüm gibi bir şey demek istememişsinizdir,
Ve umarım ki, sizin antidemokratik ve gayriahlaki bir düşünceniz yoktur!
Ben, niyet okuması yaparak söylemlerinizden yanlış sonuç çıkartmış, sizlere suizan beslemiş olmaya razıyım!
Ben yanılmış olmaya ve yanlış anlamanın vebaline hazırım!
Ama öyle veya böyle,
Benden size bir tavsiye;
Sakın ha sakın, sandığa ve halkın seçimine isyan ederek kazan kaldıran yeni nesil yeniçeriliğe soyunarak, yaratılan (uydurulan) bahanelerle "seçim darbedir" demeye kalkışmayın!
Aksi takdirde kendinize de, bu millete de ve ağır aksak da olsa işleyen Türkiye demokrasisine de intihar gömleği biçmiş olursunuz!..
Günün Sözü
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan
"Sonuç ne olursa olsun seçim sonucuna saygı duyuyoruz…"