​Yönetim şekli değişmiştir, kabul etseniz de etmeseniz de..

Anlasanız da anlamasanız da..Kabul etseniz de, etmeseniz de.. halkın seçtiği Cumhurbaskanı'nı Beştepe'ye hapsedemezsiniz.

Gözünü kapatan kendi görmez. Kimsenin Gündüzünü gece yapamaz. Yalnız kendi görmez.

Türkiye erkler ayrımı ilkesi ile yönetilir.  Yasama, Yürütme ve Yargı. Bu erkler bağımsızdır.

 Yasamayı Meclis temsil eder.

Yargı’yı bağımsız mahkemeler.

Yürütme ise Hükümet’tir.

Hükümet, Bakanlar Kurulu’ndan oluşur. Bu kurulun başı Başbakan’dır.

Bir de Cumhurbaşkanı vardır.

Devletin başı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı.

Milli Güvenlik Kurulu’nu O toplar.

Yüksek Askeri Şura, O’nun Başkanlığı’nda toplanır.

Gerektiği’nde Bakanlar Kurulu’nu da toplayabilir.

Meclis’i gerektiğinde olağanüstü toplantıya çağırır.

Yüksek yargı organları’nın başkanlarını O atar.

Ne kaldı;

Üniversiteler.

Üniversiteleri Rektörler tarafından yönetilir.

Peki Rektörleri kim atar.

Cumhurbaşkanı atar.

Hükümet icraatını, bürokratlar marifeti ile yürütür.

Peki, bürokratlar nasıl atanır.

Bazı kurumlarda, Uzmanlar, müfettişler,

Ve her kurumun Daire Başkanı ve üzeri tüm bürokratları,  Üçlü Kararname ile atanırlar.

Peki 3’lü Kararname nedir.

İlgili Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın imzasından oluşan Kararnamedir.

Yani Cumhurbaşkanı’nın izni ve onayı olmadan, yürütme de bir şeyler yapamaz.

Tabiri caizse kuş bile uçamaz ülkede.

Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın yasama ile ilgili olarak;

TBMM'yi gerektiğinde toplantıya çağırmak, Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halko­yuna sunmak, gibi görevleri vardır.

Yani Cumhurbaşkanı onayı olmadan hiçbir kanun çıkmaz.

Ayrıca, yine Cumhurbaşkanı’nın yürütme ile ilgili olarak;

Yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,  

Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvveti eri'nin Başkomu­tanlığını temsil etmek,

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek,

Genelkurmay Başkanını atamak,

Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak,

Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek,

Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağa­nüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,

Dikkat edin, diğer bağımsız erkler gerektiğinde yargılanır.

Sadece Cumhurbaşkanı.. Vatana ihanet dışında yargılanamaz.

Bunu neden uzun uzadıya ve tekrar tekrar anlattım.

Bu yasalar yeni yasalar değil. Cumhurbaşkanını meclis seçtiğinde de vardı.

Şimdi Cumhurbaşkanı’nı halk seçti.

Siz Halkın seçtiği Cumhurbaskanı’nı Çankaya’ya (Beştepe) hapsedemezsiniz.

2007 Referandumu ile birlikte  isteseniz de istemeseniz de, Yönetim fiilen değişmiştir.

Yarı Başkanlık sistemine geçtik.

Ancak, Anayasa’da bu fiili durumla ilgili düzenlemeler yapılmadı..

Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nı halk seçtiği sürece, bu yetki karmaşası sürecektir.

Kim gelirse gelsin.

Halkın Cumhurbaşkanı, hükümetin işlerine de karışacaktır.

Bu kaos’dan kurtulmanın yolu Başkanlık sistemidir.

Önemli Uyarı:

Bu uyarı bilhassa Ak Parti’li yetkilileredir. Sakın, sakın. Aranızdaki Ergenekon uzantısı olanlara inanıp kolay yolu seçmeyin. Cumhurbaşkanı’nın Halk tarafından seçilmesi, demokrasi adına büyük bir kazanımdır.

Bu halk hiçbir zaman şerde birleşmeyecektir. Her zaman, Milli İradeye saygılı birisini Cumhurbaşkanı seçecektir.

Yoksa, Meclis’de 367 ucubesi gibi bin bir türlü ayak oyunları ile, halktan kopuk memur Cumhurbaşkanları’na muhtaç ettirirsiniz bizi.

Bu vebali de hiçbir şekilde ödeyemezsiniz.
OGÜNhaber