Milli ittifakta demokrat ve şehirli kanat eksik kaldı

Son yazılarımızı yerli ve milli ittifaka ayırmıştık. 2019 yılında yapılacak yerel yönetimler, milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı 2018 ile 2019’un en önemli gündem maddesi elbette sağ ve solda oluşturulacak ittifaklar olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en önemli ayağı % 50+1 oy alan partinin adayının Cumhurbaşkanı olmasıdır.

Yani, artık partilerimiz bir araya gelmek zorundadır.

Nefret söylemi yapanlar kaybedecek,
Sevgi dili kullanalar kazanacaktır.


Bir de tabanı iyi okuyup akıllı ittifaklar kuranlar kazanacaktır..

AK Parti ve MHP cenahında “Yerli ve Milli ittifakın” temelleri atıldı.

Bu ittifak da MHP ve AK Parti amblemleri ile yer alacaklar.

BBP ile Hüda Par ise dışardan destekleyecekler.

İnşallah hayırlı olur.

Maya tutarsa,

Ülkemizin yükselişinin başlangıcı bu ittifakta olacaktır.

Çok önemsediğimiz bu ittifakın temellerinin sağlam olması için bazı uyarılarımızı  da yapmak istiyoruz.

Eminim ki, İktidar çevrelerinde

İyi oldu,
Süper oldu,
En az yüzde 60 oyumuz var diyerek gaz verenler çoktur.


Bizler,

Göğsündeki akrebi gösteren dostlar olmak zorundayız.

Bu nedenle bazı uyarılarımı yapmak istiyorum.

Öncelikle;

 Bu ittifakı sadece 2019 seçimlerine matuf bir ittifak olarak görülmemeli, bütün yerli ve milli güçlerin “Yeniden Büyük Türkiye” için uzun vadeli bir birlikteliği olarak görülmelidir.

 Bu süreç zarfında, MHP kanadından, AK Parti kanadından çok meczuplar, provokatörler, öğretilmiş adamlar çıkacaktır. Uyanık olunmalı, bu süreci baltalamaya çalışan, şer ve fitne odaklarına  fırsat verilmemelidir.

 16 Nisan Referandumunda alınan evet oylarının sadece yüzde 51.41 olduğu hiç unutulmamalıdır. Her oy kıymetlidir. Bu nedenle, tabanları hala diri olan, amatör ruhlarını kaybetmeyen BBP ve HÜDAPAR gibi partilere gerekli itina gösterilmelidir. Özellikle HÜDAPAR, tüm anket kuruluşları için hala muamma olan Doğu ve Güneydoğu oyları için emniyet sübabı olacaktır.

 AK Parti’nin en önemli gücü kadın ve gençlik  kolları idi. Kadın ve gençlerdeki amatör ruh idi. Bu ruhu ne derece muhafaza ediyoruz sorgulanmalıdır. Tekrar kadın ve gençlere yönelinmelidir. Büyük Cumhur İttifakının bir gereği olarak, STK’ların da bu sürece dahil edilmesi ile amatör ruhu kazanma yolu sağlanmalıdır.

 Saadet Partisi‘ne gelince, Saadet Partisi yöneticilerinin bu ittifaka katılacağını sanmıyorum.  Ancak, Saadet Partisi yönetiminin tabanına hakim olduklarını da sanmıyorum. Bu nedenle, Saadet ve Milli Görüş tabanı ile sıcak ilişkiler devam edilmelidir.

Bir de gelelim bardağın boş taraflarına, cevap veremediğimiz kısımlara;

1- Cumhur ittifakında MHP’nin olması, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayanlar başta olmak üzere, AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenler üzerindeki etkileri ne olacaktır?

2- Hemen hemen aynı tabana hitap eden ve birbirilerinin bir manada rakibi olan BBP’nin bu ortamda güçlenmesi ve Meclis’de yer alması MHP ile olan ilişkileri nasıl etkileyecektir?

3- Muhtemelen BBP ile HÜDAPAR adayları AK Parti listelerinden seçilecek yerlere yazılacaktır. Bu durum AK Parti listelerinde ve tabanında nasıl bir etki yapacaktır?

Konuları iyi analiz edilmelidir.

Bir de daha da önemli bir sorumuz var.

Lakin bu sorudan önce küçük bir analiz yapacağız.

AK Parti Kurulmadan önce yapılan seçimlerde ANAP, DYP ile DSP oy oranlarını sizinle paylaşmak istiyorum.

1995 seçimlerinde;

ANAP % 19.65,
DYP   % 19,18
DSP   % 14,64 oy almış. Yani toplam % 53.47 oy.

1999 seçimlerinde ise;

DSP   % 22.19,
ANAP % 13.22,
DYP    %12.01 oy almışlar. Toplamda alınan oy oranı ise % 47.2 olmuş.

Şimdi bu partiler nerelerde?
Partililer nereye oy veriyor?

Muhtemelen, DSP oylarının büyük çoğunluğu CHP’ye gitmiştir. ANAP ve DYP oylarında ise son durumu kestirmek bir hayli güç.

Muhtemelen, Milliyetçi, muhafazakar, demokrat merkez sağ partilere oy veren seçmenlerden;

Dindar ve köylü oyları AK Parti’ye,

Milliyetçi oyları MHP’ye,

Şehirli ve Liberal oylar ise CHP’ye gitmiştir.


Nitekim, Ege bölgesinde daha önce DYP’nin kalesi olan Balıkesir, Manisa, Kütahya, Afyon, Adana, Mersin ve Antalya gibi şehirlerde MHP güçlenirken, Muğla, Aydın, İzmir gibi şehirler de CHP daha da güçlenmiştir.

Cumhur ittifakının kompozisyonuna bakarsak,

Kendini AK Parti’de temsil edildiğine inanmayan, Ege, Akdeniz ve Trakya bölgesindeki MHP’ye geçen sağ kökenli seçmenin bu ittifaka karşı reaksiyonu ne olacaktır?

Sorularına kafa yorulmalıdır.


CHP’ye kayan şehirli ve liberal kesimi bu ittifaka çekmenin yolu var mıdır? Demokrat Parti’nin kalesi olan İzmir’i almanın yolları, Aydın’ı almanın yolları araştırılmalıdır.

Bunun yolu,

Daha çok, muhafazakar ve milliyetçi kesimlerle donatılan Cumhur ittifakına, Demokrat, reformcu, AB ile ilişkileri canlandıracak ve biraz da şehirli olan kesimleri monte etmektir.

Bu nedenle,

Reis’den bir Tansu Hanım hamlesinin gelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.

Böylece,

Trakya ile,
Ege ile,
Akdeniz’le yani sahil seçmenleri ile buluşmak mümkün olacaktır.

Ezcümle;

Bu ittifakın temelleri sağlam atılmalıdır.
Akılla,
Sanatla, marifetle örülmelidir.
Söz konusu Vatansa gerisi teferruattır.

Vesselam.

Kalın sağlıcakla..
OGÜNhaber