10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde insan ol(ama)mak…

Bir millet düşünün; her ferdi potansiyel ayrılıkçı, potansiyel aşırılıkçı olarak görülen…

Bir millet düşünün; evlerine topyekun rızaları dışında istihbarat elemanları yerleştirilen…

Bir millet düşünün; dini, dili, ırkı, kültürü farklı birileriyle evlenmeye zorlanan…

Bir millet düşünün; bütün çocukları değerlerinden arındırılmak ve başkalaştırılmak üzere kreşlere toplatılan…

Bir millet düşünün; yurt dışına çıkmak için zorlanan, yurtdışına çıktığı için hapse atılan…

Bir millet düşünün; pasaport almadığı veya alamadığı için rejim düşmanı sayılan…

Bir millet düşünün; inancının gereğin yerine getirmek üzere camiye girmek için adına zimmetli giriş kartı kullanmaya mecbur edilen, camiye giderse de radikal terörist diye tutuklanan…

Bir millet düşünün; 7/24 hayatı yüz tanıma sistemleriyle kontrol edilen…

Bir millet düşünün; alışveriş merkezlerine girdiğinde "dikkat bir … girdi" diye anons edilen…

Bir millet düşünün; taksiye, otobüse, hastaneye, devlet dairelerine başı kapalı diye girmesi yasaklanan…

Bir millet düşünün; kasaplık olan mesleğini icra ederken kullanacağı satırı zincire vurulup üzerine zimmetlenen…

Bir millet düşünün; dini inancına "hastalıklı ruh hali ve tedavi edilmesi gereken yaratık" denilen…

Bir millet düşünün; evladı yurt dışında okuduğu için hapse atılan, toplama kamplarına tıkılan…

Bir millet düşünün; hayvanatın bile yaşamasına rıza gösterilmeyecek mekanlarda istif istif yaşamaya mecbur edilen…

Bir millet düşünün; helal organları için kan örnekleri alınıp tahlil edilen…

Bir millet düşünün; her gün tıkıldığı hücrenin kapısındaki küçük bir delikten kolunu uzatıp ne idiğü belirsiz iğneler vurulan… 

Bir millet düşünün; iyi niyet göstergesi olarak bila bedel devletine çalışmak mecburiyetinde bırakılan...

Bir millet düşünün; "ucuz işçi" olarak modern çağın köleleri olarak çalıştırılan…

Bir millet düşünün; yurtdışındaki bir yakınını aradığı için suçlu ilan edilen…

Bir millet düşünün; adını Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma koyması yasaklanmış olan…

Bir millet düşünün; evine yerleştirilen arsızın tecavüzüne, sarkıntılığına uğrayan, kurtuluşu intihar etmekte bulan…

Bir millet düşünün; kardeşin kardeşi ispiyonlamaya mecbur bırakılan…

Bir millet düşünün; inancı izin vermese de içki veya domuz ürünleri satmaya mecbur edilen…

Bir millet düşünün; grup gurup memleketinden uzak diyarlara güya iş bulmak gayesiyle çalışmaya götürülen…

Bir millet düşünün; "genç ve ucuz" diye çalıştırılmak üzere ilanlara konulan, mal gibi pazarlanan…

Bir millet düşünün; profesörü, sanatçısı, avukatı, doktoru, din adamı sözde "meslek edindiriliyor" diye kamplara tıkılan…

Bir millet düşünün; kadınlarına, kızlarına tecavüz etmenin normal karşılandığı, dahası pişkince bir hak olarak kabul edilen.

Bir millet düşünün; mabedleri yıkılan, yıkılmayanları eğlence mekanlarına çevrilen…

Bir millet düşünün; mezar taşları okunmasın diye ziftlerle kapatılan, kabristanlıkları yerle bir edilen…

Bir millet düşünün; tarihini, kahramanlarını, şiirlerini, hikayelerini, destanlarını, bilemesin veya bilmesin diye devlet eliyle cahil bırakılan…

Bir millet düşünün; atalarını barbar, çarvacı, bandit olarak öğretilen…

Bir millet düşünün; ana-babasıyla evlatları yıllarca telefonda da dahi görüştürülmeyen…

Bir millet düşünün; pasaport süresi dolmasına rağmen pasaportunu yeniletemeyip, vatansız kalan...

Bir millet düşünün; "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" denince size "o da ne ki, kimlik gibi bir şey mi?" deyiveren...

Bir millet düşünün; bütün bunlara muhatap olan ama benliğini kaybetmemek için hayata tutunmaya dört elle sarılan…

İşte o millet atayurdumuz Doğu Türkistan'da asırlardır yok olmama mücadelesi veren, İslam’ın hizmetkârı ve bayraktarlığını asırladır şerefle yapan Uygur'u, Kazak'ı, Kırgız'ı, Özbek'i vd. ile Türk milleti…

Bütün bunlar yaşanırken sessiz kalınan bir dünyada, "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olsa ne olur olmasa ne olur?" der, böyle bir günü kutlamayı insanlık onur ve şerefi adına şahsıma zül sayarım…

Saymayanlara ise sadece acıyarak bakarım…

OGÜNhaber